My Omega - taekook

Sürpriz

Selammmm nasılsınız??

Beklettiğim için özür dilerim. Umarım seveceğiniz bir bölüm olur. İyi okumalar ❤️❤️❤️

...

Gece ruh eşiyle konuşup özlem gideren omega, sabah neşeli bir şekilde yatağından kalkmış ve Kore'ye çabucak dönebilmek için işlerini bir an önce bitirmesi gerektiğinden son bir toplantı ayarlamıştı Japon iş adamı Jackson ile.

"Bebeğim bir iki saate dönerim, lütfen  Jisung ile iyi geçin" diyerek yanındaki özel asistanına bakıp gülümsemişti. Jisung da kendi gibi bir omega olduğundan kızını ona teslim ederken içi rahattı.

"Tamam anne!" dedi Alice mızmızlanarak.

"Bebeğim bana anne demesene." Jungkook kızının ara sıra ona anne demesine alışıktı ama bunu başkalarının yanında demesini istemiyordu.

Alice kollarını birbirine dolayıp, dudaklarını büzdü. Babası yine onu bırakıp işe gideceği için kendince küsmüş, tavır almıştı. Jungkook ise kızının gönlünü daha sonra almaya karar vermişti çünkü şimdi acelesi vardı ve toplantının yapılacağı otele gitmeliydi bir an önce. Kızına sarıldı ve onu öptükten sonra çantasını yanına alarak kaldığı otel odasından ayrıldı.

Taksiye bindi ve yeni iş ortağının şirketine gitti. Aslında bu işlerden tamamen sıkılmıştı çünkü kızına gerektiği kadar zaman ayıramıyordu ve hem ev hem iş hem çocuk büyütürken epey yoruluyordu. Jungkook'un sorumlulukları çok fazlaydı.

Sonunda taksi şirketin önünde durduğunda Jungkook ücretini ödeyerek arabadan indi. Güneş gözlüklerini takıp, ceketini düzelttikten sonra şirkete doğru yürümeye başladı. Çok geçmeden kapıda onu karşılayan görevli ile beraber asansöre binerek Jackson'ın odasının olduğu kata çıkıp ardından camla kaplı odadan görünen ortağına tebessüm ederek içeri girmişti.

"Hoş geldin Jungkook." Jackson'ın saygı ekleri olmadan sadece ismiyle ona hitap etmesi Jungkook'un pek hoşuna gitmesede uzattığı elini tutup ardından masasının önündeki deri koltuklardan birine oturdu.

"Yarın Kore'ye dönmeyi planlıyorum bu yüzden son bir kez sizi görmek istedim."

"Daha uzun kalacağını söylemiştin. Bir sorun mu var acaba?"

"Hayır" dedi Jungkook. Taehyung'u özlemesi dışında bir sorun yoktu. "Bazı özel sebeplerden dolayı gitmek istiyorum sadece."

Jackson meraklı bakışlarını Jungkook'un üzerine dikti. Jungkook çok güzel ve olgun bir omegaydı. Tavrı, duruşu ve özgüveni ile diğer omegalardan çok farklı bir auraya sahipti. Jackson onunla daha yakından tanımayı istiyordu.

"O zaman bugün benimle vakit geçirmek ister misin? Hem daha kızınlada tanışma fırsatım olmadı. Böylelikle birbirimizi daha yakından tanırız?" diye sorduğunda Jungkook tedirgince yerinde doğruldu.

"Üzgünüm" dedi. "Bugünü sadece kızıma ayırmak istiyorum."

"Rica ediyorum ama teklifimi kabul edersen çok mutlu olurum."

"İş hakkında gerekli konuşmaları yaptığımızı düşünüyorum. Tüm prosedürler de ayarlandığına göre ekstra olarak buluşmamızın gereği yok. Üstelik ruh eşim olduğu için bu durum kurdumu ve beni oldukça rahatsız ediyor. Lütfen daha fazla ısrarcı olmayınız teklifinizde."

Jackson ruh eşi olduğunu duyduğunda yaptığından pişman olmuştu." Ben çok özür dilerim, bilmiyordum. "dedi bu yüzden. Jungkook ayağa kalktığında o da yerinden kalkıp onun karşısına geçti."  Her şey için teşekkür ederim. İş dostluğumuz için mutluyum. Şimdiden hayırlı yolculuklar dilerim o halde."dediğinde Jungkook uzattığı eli kısaca sıkarak ona veda etti ve odadan ayrıldığında rahat bir nefes verdi. Çok gerilmişti ama alfanın ısrarcı olmaması içini rahatlatmıştı. Şimdi kızıyla güzel bir gün geçirebilirdi gönül rahatlığıyla.