2

10.7K 503 66
                                    

"Şimdi şöyle ki, Acunun bir lafı vardır bilir misiniz?" Dedim arkamda kalan şahıslara ve cevabı beklemeden,

"Hoay maşallah." Dedim.

Karşımda esmer, 1.90 dam kısa ama 1.85 ten uzun tahmini anasının karnından beri spor yapan kıvırcık saçlı ve karın kaslarının sağ tarafından kan gelen ama bu çokta önemli bir ayrıntı değil bir taş, meteor yada gezegen vardı.

"Ağzunun şallasinu silde bir bak bakayum ölmüş midur." Diyen Nizoyla gerçek hayata döndüm ve ilerleyip yarasının hizasında yere çöktüm ama tek değildim. Allah razı olsun yılların hemşireleri de yanıma çöktü. 

Mucize doktor ekibi maşallah maşallah.

"Uyuyan güzel deki gibi öpücükle mi uyandıracağız ne diye çöktünüz yanıma? Teker teker deneyelim diye mi?" Dediğimde bir birlerine baktılar.

Valla bize uyar.

 "Başla bakalım Nizo." Diyen Ateşle Nizo gözlerini patlatıp "Ne diye ben başlayrum ha Emir başlasun." Dedi. Bu sefer Emir üstüme iyilik sağlık bakışlarını gönderip "Benim hatunum var, hem aramızda prensese en çok benzeyen Er-" 

"LAN ADAM ÖLÜYOR ÖPSÜN ARTIK BİRİNİZ!" Diyen küt saçlı kızla 'siz ne yaşıyorsunuz amına koyim' bakışlarımı attım. 

"Lan salaklar öpülecek bir şey olsa ben size bırakır mıyım? Gidin zaten bir boka yaramıyorsunuz anlamında dedim." 

Hepsi rahatlamış gibi bir nefes verip ayaklandı. 

(Tıp bilgim tentürdiyot dan ileri gitmediği için ameliyat kısmını geçiyorum). 

Nereden bulduklarını bilmediğim ama çokça işime yarayan aletleri tekrar kutuya koydum ve eldivenleri çıkarıp içeri döndüm. Dönmez olaydım. Karşımda dört beyinsiz oturmuş okey dönüyordu. 

"Ula oynayacak misun Alperen'i mi uyandiralum?" 

Öpücüğü bir deneyelim bence.

Ya büyü ters teperde ayıya dönüşürse?

Kurbağa o cahil.

Emirin konuşmasıyla gerçek hayata dönüp konuşmalarını dinlemeye başladım.

"Bir kere bu oyun mantık oyunu bırakında düşünelim."

"Sanarsın sat- sar- sartanç mıydı neydi la şu oyunun adı?" Diye soran Ateşle derin bir nefes aldım.

"Satrançtur."

"Ha saçtançtur oynuyor."

Yanlarına gidip Erenle Nizonun arasına oturdum. "Santranç o satrançtur değil." Dedim bu saçma konuya dahil olarak.

"SALAKLAR SANTRANÇ DEĞİL SATRANÇ." İçeriden gelen sesle hepimiz kafamızı kaldırıp bir süre anlamsızca birbirimize baktık.

"Aslında haklı olabilir."

"Zaten neredeyse biliyorduk."

"Biz geri zekalı değiliz o çok zeki."

"Benum şive olmasaydu doğri söylemiştum."

"Sen daha kendi ismini söyleyemiyon satrançı mi söyleyecen?"

"Benum adum Nizamettun, al işte neresi yanluştur?"

"He kanka çok doğru."

1 saat sonra...

"Sıkıldığığığımmm." Diye bağırıp oflamamla Nizoyla Emir aynı anda kafama yastığı geçirdiler. 

"Ula benim küçük cadu bile daha az konuşiyur bir sus da." Deyip tekrar önüne dönen  Nizoyla sırıtıp "Nizoyla Ateş bir saattir taş değişiyorlar siz hâlâ olduğunuz yerde sayın." Dediğim an Emirle Eren masa örtüsünün altına baktı. Bu sefer yastık tam karşıdan Ateşten geldi.

"Git Enisayla dedikodu yap, yada öpücükle Alpereni uyandır ama n'olur şu oyun bitene kadar bizden uzak dur." Diyen Ateşi duymamış gibi yapıp "Bu arada bütün fenomenlerde tutuklanıyor." Diyerek konu açtım. 

"Eren emaneti var abi." Diyen Emirle yutkunup kalkmaya yeltenmiştim ki Nizo kolumdan tutup tekrar oturttu.

...

Ne konuşabiliyooğoğoğm. Ne oflayabiliğoğoğm. Ne oynayabiliğoğoğm.

O dört salak ağzımı gözümü bağlayıp buraya oturtmuştu ve dönüp dolaşıp aynı konuşmaya geliyorduk.

Ateş "Oh be sessizlik çok şükür." diyerek belki de bininci defa şükür etti.

Emir "Kulaklarımız bayram etti be." Dedi.

Tam Nizo'da "Ula Emir oyna artuk anasinu-" Diyecekti ki başka bir sesle bölündü.

"UYANDI! ALP UYANDI!"

Doktorun olarak! {Yarı Texting}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin