27. Bölüm

106 11 0
                                    

Ateş'in ağzından

Sabaha karşı askeriyeye gelmiştik. Kimse görmeden odalarımıza dağıldık. Odama geçip kısa bir duşun ardından üstüme üniformamı giydim ve dinlenme odasına gittim ama kimse yoktu daha uyanmamış olmaylıydılar. Bende onları uyandırmak için kaldıkları odaya gittim. Odalarına yaklaşmıştım ki Burak koşarak odaya girdi. Girer girmez de bağırmaya başladı tabi kapıyı kapatmayı unuttuğu için duyuyordum.

"Oğlum kalkın lan! Yeni gelen asker kadınmış." bağırarak girdiği için hepsi uyanmıştı. Konuşulanları duymak için daha da yaklaştım. Görkem konuşmaya başladı.

"Burak kardeşim siktir git. İnsan böyle mi uyandırılır hayvan? Hem bize ne yeni gelen asker kadıns- hassiktir." bu muhabbeti daha fazla dinlememek için Burak'ın arkasından odaya girdim. Benim girmemle hepsi ayağa kalktı. Burak da arkasını dönünce beni gördü ve o da hazır ola geçti. Görkem'in önünde durup,

"Ne konuşuyordunuz asker?" duymuştum ama emrime karşı çıkamazdı yine söylemesi lazımdı.

"Yeni gelecek asker kadınmış komutanım."

"Peki bundan bize ne asker?"

"Haklısınız komutanım." diğerlerine döndüm.

"Bu saate kadar uyudunuz mu? Siz nasıl askersiniz?" Mehmet abi sözü devraldı.

"Komutanım yeni geldik sayılır. Esir düşmüştük Anka ve Ejder kurtardı bizi." bizi tanımamış olmaları iyiydi. Ama aklıma takılan birşey vardı.

"Nasıl esir düştünüz?" bu sefer Fırat konuştu.

"Komutanım ben uzaktan keskin nişancı var mı diye bakıyordum. Bir baktım kimse yok sonrada zaten bayılttılar bizi. Gözümüzü o kampta açtık." bu durum köstebeğin bizim timden olduğunu düşündürmüştü. Çünkü oradaki konumlarını sadece bizim tim yani orada olan biri bilebilirdi. Daha dikkatli olmalıydık.

"5 dakika içinde dinlenme odasında olun." odadan çıkıp dinlenme odasına girdim. 5 dakika dolmadan gelmişlerdi. Yerlerine oturunca Burak'a döndüm.

"Nerde gördün yeni askeri?"

"Bahçede Karmen komutanımla konuşan bir asker vardı. Odur diye düşündüm." fazla zaman geçmeden kapı çaldı ve içeri kızılım girdi.

"Komutanım Devrim Aydoğan gelmiş. Siz ve timle tanışacak."

"Lan salak Devrim diye kadın ismi mi olur?" dedi Görkem. Burak da hafif bozulmuş gibi,

"Görürsünüz şimdi." diye cevap verdi. Ama biraz daha bu muhabet uzarsa ben bozacaktım onları. Benim onlara dönmemi uyarı olarak aldılar ve kendine çekidüzen verdiler. Karmen kapıdan çekildi ve içeri bir asker girdi. Önümde hazır olda dururken Görkem'in sesi duyuldu.

"Harbi kadınmış lan." diyince Mehmet abi kafasına bir tane vurdu. Devrimle de tanıştıktan sonra herkes kendi haline geri döndü.

1 hafta sonra

Devrim timden gitmişti. Bugün yeni biri gelecekti görev dağılıma uyan biri. Hem bu yüzden hem de kaç gündür yanlız kalamamıştık kızılımla. Onu görmek için ne kadar doğru olmasa da odasına gittim. Kapıyı çalıp kafamı içeri soktum. Benim bu halime gülmüştü. İçeri girip kapıyı kapattım.

"Neden gelmiştiniz komutanım?" biraz alaylı bir şekilde söylemişti. Masanın etrafından dolaşıp oturduğu sandalyenin yanına gittim. Sandalyeyi kendime çevirince onu da kendime çevirmiş oldum. Yavaşça yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Bir bacağımı bacaklarının arasına çıkardım ve gözlerinin içine bakarak dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Yavaşça öpmeye başladım. Karşılık verince bir elim beline gitti. Tişörtün altından elimi soktum. Elim çıplak belini okşuyordu. Diğer elimi ise düşmemem için masadaydı. Bir süre sonra ayırdım dudaklarımızı. Nefes nefeseydik. Alnımı alnına yasladım ve bacağımı indirdim.

GELECEĞİNİ YAZMAKWhere stories live. Discover now