the targaryen | dark sister's soul

425 41 313
                                    

Küçük kız kardeşi Helaena'nın ipek kadar yumuşak saçları parmakları arasından geçip örgü şeklini yavaş yavaş alırken, Prenses Mhyris onun her zaman hüzünlü olan yüzündeki düşünceli ifadeye dikkat etmişti ve kızın saçını ören elleri duraksadı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Küçük kız kardeşi Helaena'nın ipek kadar yumuşak saçları parmakları arasından geçip örgü şeklini yavaş yavaş alırken, Prenses Mhyris onun her zaman hüzünlü olan yüzündeki düşünceli ifadeye dikkat etmişti ve kızın saçını ören elleri duraksadı.

"Bana anlatmak istediğin bir şeyler var mı, Helaena?"

Helaena, elinin üzerindeki kırmızı kanatlı kelebekle oynamaya biraz ara vererek aynadaki yansımadan ablasına baktı. "Hayır..." dedi sakin sesiyle. Yanıtı olumsuzdu ama mor gözleri aksini söylüyor gibiydi. Pek konuşkan olmamasına alışkınlardı. Helaena daima sessizliği seçmenin tarafındaydı ancak Mhyris, onunla her fırsatta sohbet etmeye gayret gösteriyordu. Ve bunun için gayet uygun bir andı. Mhyris ve Daemon Targaryen'in odasındalardı. Henüz bir yaşında bile olmayan Maerys ile Mhyra beşikte uyuyordu, oda sakin ve onlara aitti. Helaena saçlarında gezinen sıcak parmakların verdiği güven dolu hisse sığınmıştı. Mhyris ile bir aradayken güvende hisseder, annesinin yanında duyduğu korku ve huzursuzluğu unuturdu. Tekrar aynaya doğru baktı. Mhyris'in canlı kehribar rengi gözleri, kıza cesaret vermek ister gibi gülümsüyordu.

"Kabusların bitti mi?"

"Bazen beni rahatsız ediyorlar."

"Neler görüyorsun?" Mhyris, küçük kız kardeşinin, kaybettiği dostu Ivy gibi hayalci olduğunu biliyordu ve ona izin verdiği kadar destek olup yol gösteriyordu. "Aynısı mı?"

"Genelde..." diye mırıldanan küçük Helaena, biten örgüsünün ardından Mhyris'in ona daha çok yaklaştığını hissetti. Kızıl Prenses, Helaena'nın hâlâ örülmesi gereken açık saçına geçmeden önce küçük kıza sarılmış ve yüzlerini yan yana getirerek ne kadar benzediklerini aynada görüp anlamasını sağlamıştı. İkisi de aynı babadan aldıkları Targaryen kanı güzelliğine sahipti. Helaena, ablası ile benzer yüzünü görünce, neşeyle gülümsemişti. En nadir tepkisiydi. Mhyris parmağını uzatıp burnuna dokununca da Helaena ona doğru iyice yaklaşmış ve birbirlerine bir süre sarılı kalmışlardı.

"Eğer kabuslar seni korkutuyorsa bana söyleyebilirsin, Helaena."

Saçlarının okşandığını hisseden Helaena, ablasının omzuyla kızıl saçlarının arasına sakladığı başını hafifçe salladı. "Bazen gerçek gibi görünüyorlar. Ama bazen de rüya olduğunu anlayabiliyorum." dedi. Elindeki kelebek sarıldığı Mhyris'in sırtında duruyordu.

"Yine aynı adam mı?"

"Evet, yanmış bir adam. Sürekli beni kovalıyor ve benden bir şey istiyor. Ama ne istediğini bir türlü anlamadım. Sürekli bebekleri ona geri vermemi söylüyor."

Red Targaryen ☾ Daemon Targaryen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin