Dün geceden sonra sabah erkenden kalkmış ve Yalçın'ı yatağımda bırakmayı umursamadan hazırlanıp şirkete gelmiştim. Annemler ben çıktığımda çoktan çıkmıştı ve Yalçın'ın da evin içinde çıkış kapısını bulacağından şüphem yoktu. Onunla kalmayı düşünsem de bu kadar erken pes etmek istemiyordum. Hem o içip geceden kalma oldu diye ben neden işime geç gelecektim ki?
Erken gelmiştim, bir güzel de işe girişmiştim. Tugay yardımcı olmayı bırakmıştı artık, dediğine göre tek başına üstesinden geliyordum.Yalçın ise anca toparlanmış olmalı ki şirkete öğle saatlerinde giriş yapmıştı. Herkesi selamlayıp odasına geçerken bilerek göz teması kurmamış ve önümdeki dosyalarla ilgilenmiştim.
Masadaki kahve fincanıma uzanıp küçük bir yudum içtim ve önümdeki dosyayı çevirerek raporların özetini bilgisayara aynen kaydettim. Son tuşa bastığımda Yavuz beyin odasının kapısı açılmıştı. Adımı seslendi.
"Ada?"
"Buyrun Yavuz Bey?"
"Odama gelir misin?"
Başımı salladım. Yerimden kalkıp işimi bitirmenin verdiği huzurla Yavuz Beyin odasından içeri girdim ve kapıyı kapattım. İçeri girdiğimde Yalçın'ın da burada olduğunu yeni fark ediyordum. Yavuz abinin masasının yanında durmuş bacağını masaya yaslayarak masanın ucuna oturuyordu.
"Bir sorun mu var?" dedim, olabildiğince pozitif kalmaya çalışarak. Yalçın suratsızdı, o her zaman böyleydi zaten ama Yavuz abinin de biraz soğuk durduğunu görüyordum.
"Nasılsın? Bu aralar epey iyi görüyorum seni."
Gülümsedim, konu nereye bağlanacaktı bilmesem de onu cevapladım. "İyiyim, çok iyiyim hatta. Siz nasılsınız?"
"Nasılım bir bilsem." dedi düşünceli bir sesle, sanırım onu rahatsız eden bir şeyler vardı. Yoksa Yalçın ve benden haberdar mı olmuştu? Bu ihtimal beni korkutmaya yetmişti. Açıklama yapmak istesem de bunun açıklaması nasıl yapılırdı bilmiyordum.
"Biraz özel olacak ama şu okuldaki çocukla hâlâ takılıyor musun, beni yanlış anlama. Zaten bunu yapmaya çalışırken yeterince rahatsız hissediyorum, bir de sen beni yanlış anlarsan iyice kötü hissederim."
Gözlerimi kırpıştırdım. Konu Ogeday mıydı yani? Bakışlarım Yalçın'a döndü. Kaşları çatık bir şekilde cevap vermemi bekliyordu.
"Onu tamamen bitirdim. Üstünden çok sular aktı hatta." Gülecek gibi olmuştum. Sonra karşımda kendi akranım ve arkadaşım olmadığını hatırlatıp toparlanmaya çalıştım.
"Çok sular aktı? Şu an hayatında biri var mı yani?"
Bir saniye bir saniye... Ne zamandan beri konu benim özel hayatımdı ki? Bunu sormayı zihnimin bir köşesine not alırken sorusuna makul bir cevap vermeye çalıştım.
"Yok çünkü artık erkeklere tahammülüm yok. Bir zamandan sonra hakaret etmeye başlıyorum."
Yavuz abi gülmüştü. Yalçın ise hâlâ oldukça ciddiydi.
"Bak sen, nasıl şeyler söylüyorsun mesela?"
Sanırım bu konuşma patron çalışan konuşmasından çok abi kardeş konuşmasıydı. Bu yüzden biraz daha rahatlamış hissediyordum. Gülümseyerek yüzümü ekşittim. "İt herif dedim en son dayanamayıp, bununla gurur duymuyorum elbette ama kendimi tutamayacak raddeye gelmiştim."
"İt herif?" dedi gözlerini açarak, aynı anda Yalçın oturduğu masanın üzerinden kalkmıştı. Bakışları Yalçın'a döndü. Pot mu kırmıştım ben?

YOU ARE READING
YERLE GÖK ARASINDA
RomanceEğildi. Dans pistinde yarım bıraktığımız işi bitirmek ister gibi burnunu şakağıma yasladığında tenimi takip ederek doğruca boynuma kaydırmıştı. "Saçların başımı döndürüyor." Burnunu boynuma sürttüğünü hissediyordum. Duraksadı. "Kokun..." Boynuma uza...