Bir lise öğrencisi olan falcı Destin'in ölümü, hayaletinin okulu lanetlemesine sebep olur. Kendini aniden paranormal olayların içinde bulan Réve, içsel çatışmalarıyla da savaşmaktadır.
Destin'in kuzeni Armin ile bu gizemli davayı çözmeye çalışırken...
Biz geldik, siz geldiniz, O zaman hepimiz hoş geldik!
Nasılsınızzz?
Daha fazla bekletmeden bölüme geçelim, İyi okumalar~
Bölüm şarkısı: Lele Pons- Celoso
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
~Réve Noire
Saat kaça geliyordu hiçbir fikrim yoktu ve başımdaki iğrenç ağrılarla uyanmıştım.
Doğrulmaya çalışarak, etrafa bakarken gördüğüm manzara beni oldukça şaşırtmıştı. Diğer koltukta uyuyan Armin'e bakınca, şaşkınlığım arttı.
Dudakları ve dudaklarının kenarı kırmızı ruj olmuş, başında bir Noel Baba şapkası vardı. Yerde gelişi güzel yatan Faylinn'in üzerinde nereden bulduğunu bilmediğim Dobby kostümü vardı. Tekli koltukta ise bir kaban vardı, Armin'in kabanı. Ve üzerinde kurumuş bir kusmuk vardı.
Bu midemi iyice bulandırırken, geceyi hatırlamaya çalıştım. Bir barda içmeye başlamamız dışında hiçbir şey hatırlamıyordum. Fazlasıyla dağıtmış olmalıyız.
Armin'e baktığımda, beyaz renkli saçları dağılmış, gri-açık mavi arası gözleri göz kapaklarıyla kapatılmıştı. Dudakları hafif aralıktı ve oldukça derin uyuyor gibiydi.
Dudaklarının çevresindeki ve dudağındaki kırmızı ruj, ciddiyetini iyice bozarken fazla tatlıydı. Rujun neden olduğunu anlamaya çalışsamda, bulamadım.
Biriyle mi öpüşmüştü acaba? Bu düşünce canımı yakarken, sessizce yutkundum. Bunu düşünmeyi kendime yasakladım. Tekrar hepimize göz gezdirdiğimde, hepimizin üstünde battaniyeler vardı. Hiçbirini daha önce görmemiş olmam, bunları onun getirdiğini işaret ediyordu. Yani Destin'in.
Ayağıya kalkmaya çalışarak, kolumdaki akıllı saate baktım. Saat öğleden sonra ikiye geliyordu. Ayağıya kalkıp, çıplak ayaklarımı zeminle buluşturdum.
Ses çıkarmamak için, parmak uçlarımda banyoya yürüdüm. Kapıyı kapatıp, kendimi direkt sıcak suyun altına attım. Duştan sonra başımın ağrısı biraz daha hafiflemiş, kendime gelebilmiştim.
Duştan çıkıp, bornozunu giyinip musluğun üstündeki aynaya baktım. Akan makyajım yüzünden pandaya benziyordum. Yüzümü, yüz yıkama jelimle yıkayıp nemlendirici krem sürdüm. Banyodan çıkmadan önce, Faylinn veya Armin girmek isterse diye birkaç tane havlu çıkarıp kenara koydum, banyodan çıktım.
Odama yürüyüp, üzerimi giyindikten sonra kendimi daha iyi hissediyordum. Aşağıya indiğimde, Faylinn horluyordu. Armin'de derin uykuda görünüyordu.
Midem bulandığı için, yemek yemeyi ez geçerek telefonumu çıkardım. Annemlere ne zaman geleceklerine dair bir mesaj attım. Etrafı biraz toparladıktan sonra daha, ilk uyanan Armin olmuştu.
