🌹💮26💮🥀

4.8K 415 143
                                    

Beğenmeyi ve satır aralarına bol bol yorum yapmayı unutmayın..

Akşama kadar durmadan temizlik yapmıştım ve aklım o kadar Ömer'le doluydu ki paramı bile almadan camiden çıkıp eve adımladım. Hocaya işim bitti eve gidiyorum demeyi bile unuttum.

Aslında Ömer benim korktuğum tepkiyi vermedi. Açıkçası öğrendiği an evimizdeki eşyaları yükletir yollar saniyordum ancak öyle olmadı. Hatta bal rengi gözlerinden onu ikna etmeme ihtiyacı olduğu belliydi.

Ben de bu ikna etme aşamasına hazırım. Ömer'in bana söyleyeceği sözler umrumda bile değil. Sokağa girince gözlerim penceresine kaydı. Lambası bile yanmıyordu.

"Aliş. " kel Mert'in sesiyle irkildim. Şaşkınca bana baktı ancak utanıp üstümdekileri incelemeden kafasını önüne eğdi. "Biraz garip görünüyorsun. " elini ensesine atıp gülümsedi. Gözlerime bakmaya bile çekindiğini görünce dayanamayıp koluna vurdum. Anında gözlerime bakmıştı.

"Ne utanisin oğlum? Ben hala Aliş'im. " dalga geçtiğimi anlayıp az da olsa gevşedi. Sanki benimle nasıl konuşması gerektiğini bilmiyormuş gibi.

"Aslında sana bir şey söylemek için geldim. Salim ve ben harici mahallenin gençleri sana sırt çevirdi. " bunun içinde Ömer'in de olduğu belli oluyordu. Hiç beklemediğim insanın arkamda durması ile içten gülümsedim.

"Eyiki seni tanıdım. "

"Ben de. Yani iyiki seni tanıdım. Eğer darda kalırsan gelmekten çekinme. " başımla onayladım. Ne konuşacağını bilemeyince eliyle kahveyi gösterdi. "Gel sana çay indireyim. " dediği şeyle kaşları çatıldı. Bense şaşkın haline sırıtarak bakıyordum. "Ya da gelme. Yani orası şey ya..."  bu haline dayanamayıp kıkırdayınca o da kendi düştüğü hale güldü.

"Anlim seni emma artıh oraya gelemem. Bilisin ki erkeh değilim. " kel Mert başıyla onayladı. Aynı zamanda kafasına düşen kar taneleri dikkatimi dağıtıyordu.

"O zaman dağılalım. Yorgun görünüyorsun. " başımla onayladım. Kısaca vedalaşıp bahçeye girdim. Mert'in dediği gibi gerçekten herkes bana sırtını mı çevirmişti? Salim de bugün yanıma gelmedi. Yoksa bu halimden dolayı uzak mı durmak istiyordu?

Düşen omuzlarımla merdiveni çıkıp kapıya yumruk yaptığım elimle vurdum. Dakikalar içinde Mine gülümseyerek kapıyı açtı. Gözleri üstümdekilerde dolaşırken genişce gülümsedi. Babamın soruyla bile kapanmamışken şimdi kendi isteğimle kapandım.

"Anam seni bekli. Yemeh yiyeceģiz. " başımla onaylayıp odaya adımladım. Yer sofrasında annemle Suzan teyze oturmuş bizi bekliyorlardı. Annem göz ucuyla bana baksada ikimizde tek kelime etmedik. Aramızda sözsüz bir ateşkes yapmıştık.

"Hani senin oğlan yok. " Suzan teyze kapıya bakıp duruyordu. Arada çattığı kaşlarla da bana bakıyordu. Evde yabancı birileri görmeye alışık değildi. Ona gülümseyerek baktığım halde kıstığı gözleriyle bana bakıyordu. Aklı gün geçtikçe giden kadına üzülüyorum.

"Benim oğlum yohtu. İki gızım var. " annem bunu derken doldurduğu tabağı bana doğru uzattı. Eski halime dönmeme eminim en çok o sevinmişti. Malum bu saatlerde evde yemek yemek yerine kahveye koşturuyordum.

Gerçi artık o kahveye gitmeme sebep olacak adam da yüzüme bakmıyordu.


"Ellerinize sağlık. Yorgunum odama geçim. " annem umursamasada Mine gülümseyip başıyla onayladı. Kafamdaki örtüyü tam çıkarıyordum ki pencereme taş atıldı. Ömer olma düşüncesi ile kalbim sıkıştı. Akşamın bu saati ondan başka kimse camıma taş atmaz.


Kırmızı GülWhere stories live. Discover now