7.Bölüm

18 8 0
                                    

Tam bir hafta geçmişti.

Ve bir haftadır Mandal Herif beni görmeye bir kez dahi gelmemişti. Bir kez bile. Neden gelmemişti? Unutmuş muydu? Bir hafta boyunca da unutulmaz ki.
Çok mu işi vardır diyeceğim, diyemiyorum. Kolyemden bir kere bile yeni bir mesaj gelmedi.

Onu buraya nasıl getirebilirim?

Ne yapsam gelmek zorunda kalır?

Ayağa kalktım ve odamda tur atmaya başladım.

"Ne yapsam, ne yapsam gelir?"diyerek yürüyor, bir çözüm yolu bulmaya çalışıyordum. Bir hafta boyunca gelmeyen adam ne olsa gelirdi ki?

"Kolyemi çıkarsam?"diye düşündüm ama ya ölürsem? Hem de beş dakika içinde ölecekken?

Çıkarıp geri taksam belki gelir.

Bir dakika ya.

"Ben niye onun gelmesini istiyorum ki? Ne sıfatla?"dedim ve durdum. Sonra içimde kendimi cevapladım.

"O senin bir nevi patronun Vera. Tabii ki de görmek isteyebilirsin. Birşeyler sorman gerekebilir!"dedim ve yürümeye devam ettim odamda.

"Hadi bakalım Vera. Tut kolyeni, sık kolyeni. Gelir zaten o. Yapabilirsin!"dedim kendimi gaza getirip.

Odanın ortasında durup derin nefes aldım.  Bunu yapmam saçmaydı farkındayım ama nedensizce heyecanlıydım çünkü o gelirse ne diyebilirim ki? Onu da geldiğinde düşünürüz, aman be.

"Bir... İki... Üç..."dedim ve kolyemi elimle sıkıp gözlerimi kapattım. Gözlerimi açmaya cesaretim yoktu, açsam ve karşımda dursa ne diyecektim. Tam bir rezillik Vera. Ne yaptın kızım ya.

Derin bir nefes...

Yabancı bir koku...

Buraya gelmişti. Hem de sadece bir işaretle.

Gözlerimi açmaya korkuyordum, saçmalamadan duramam ben buna eminim ama...

Gözlerimi açtım ve hiç beklemediğim bir sahne yaşandı.

Önümde gömleğinin önü açık ve baklavaları önümde dururken bana bakıyordu.

Sergi gibi açmıştı karnını sanki.

Tek birşey diyebildim.

"Bu ne oğlum?"

Ağzımdan çıkan cümleyle elimi ağzıma götürüp kapattım. Dakika bir, gol bir ya. Saçmalıyorsun kızım, sen konuşma. Konuşma ya.

"Neye benziyor?"dedi ukala ve maalesef yakışıklı bir çapkınlıkla.

"Sen gayet iyi biliyorsun."dedim. Elimi indirmiştim fakat gözlerine bakamıyordum. Çünkü gözlerine baksam bu sefer gözlerim başka yerlere de kayabilirdi. Ve bu hiç etik değildi.

"Niye çağırdın? Birşey yok gibi duruyor."dedi düğmelerini iliklemeye başlayarak. Gözlerim belki yere bakıyordu ama anlayabiliyordum ne yaptığını.  Cevap vermem gerekiyordu. İşte gelmişti o an, göt gibi kalacağım o an.

Ne demeliydim?

'Neden bir haftadır gelmiyorsun, merak ettim?' mi demeliydim. Hayır tabii ki ama... Başka ne diyecektim ki.

Bir anda gülmeye başladı.

Hayır. Okumuyordun, içimi okumuyordun değil mi? Lütfen, okumamış ol. Okuma lan benim içimi

"Okuyordum. Bir haftadır yoğunum ve her zaman da yanıma gelemem. İlk günler olduğu için her gün gelmiştim. Diğer bir soruya geçersem, kolyelerle yaklaşık 5-6 gündür iletişime geçemiyoruz, kişisel bir durum değil. Herkes te bu böyle yani. Başka soru?"dedi tek kaşını kaldırıp. Sonra üstüne ekledi.
"Bir daha da bana karşı içinden veyahutta dışından farketmez yanlış kelimeler kullanmayacaksın!"dedi düğmelerini iliklemeyi bitirmiş ellerini cebine atarken.

|Hayat Üçgeni|Where stories live. Discover now