12.Bölüm

13 5 0
                                    

Kolyem artık benimle değildi.

Ölümü bekliyordum.

Bir ömür ölmeyi istercesine zaman geçirmişken, şuan bundan korkmam neydi?

Ölümü istememek neydi?

"VERA!"dedi ve elini uzattı. Sonra olduğu yerde durdu. Kolyeme kitlenmişti bakışları. Onun benim boynumda olmayışına.

"Kolyeyi çıkardığında ne olduğunu biliyorsun, değil mi? SANA SÖYLEMİŞTİM!!"diye bağırdı üzerime gelerek.

"SENİN GİBİ BİRİYLE ÇALIŞMAKTANSA ÖLMEYİ TERCİH EDERİM, BARLAS!!"dedim bende aynı onun gibi bağırarak.

Arkasını döndü sinirle, elini yüzüne götürdü. Ve hızlı adımlarla etrafta dolanıyordu. Ne yapacağını düşünüyordu sanki. Karşısında beş dakika için ölecek biri vardı.

"Ben ölmeden söylemek istediğin birşey var mı?"dedim sınırlı ve dalgaya alır bir sesle. Aslında bu sesin altında belki biraz pişmanlık, biraz da korku yatıyordu. Anlaşılacak derecede hem de.

"Tabii ki de altında korku yatar!!"dedi sinirle bana dönüp. İçimi okuyordu. Son beş dakikasını yaşayan biri ne düşünürdü ki? Ne düşünmeliydi?

"Ee, söylemeyecek misin?"dedim tekrar üstüne basa basa.

"Artık sus!! Birşeyler düşünmeye çalışıyorum!"dedi. Gözlerinden sanki ateş çıkıyordu. Mavi gözlerin böyle ateş alabileceğini kim düşünürdü?

"Neyi düşünüyorsun cidden?! Ölmeme birkaç dakikadan az vakit var, sen burada benimle dalga geçer gibi birşeyler düşünüyorum diyorsun!!"diye bağırdım sinirle.

Üzerime yürüdü ve kolumdan tutup sarstı bedenimi.

"ÖLMEMEN İÇİN DÜŞÜNÜYORUM. AYRILMAMAN İÇİN DÜŞÜNÜYORUM!!"diye bağırdı kollarımı sıkarken. Dediği şeye sadece şöyle cevap verebildim.

"Neyden ayrılmamam için..."dedim gözlerine dalarak.

"BENDEN AYRILMAMAN İÇİN CANİ KADIN!!BENDEN AYRILMAMAN İÇİN!!"dediği şeyi düşünerek söylemediğine emindim. Yoksa bana böyle sözler söyleyecek biri değildi o. Bir dakika?

Cani kadın mı demişti daha demin?
Cani olduğunu öğrenmişti...

"Cani olduğumu... Nasıl öğrendin?"dedim cevabını bekleyerek. Bir anda durdu olduğu yerde. Elleriyle kollarımı sıktığını farketmişti sanırım. Sonra ellerine bakıp bıraktı kollarımı sıkmayı.

"Özür dilerim. Bir anda sıkmışım, farkında değilim."dedi gözlerini kaçırarak. Acının tatlı tebessümünü yüzüme yerleştirdim.

"Sorun yok, acımadı zaten. Alışkınım."dedim. Son dediğimi demeseydim de olurdu. Birşey soracak gibi oldu ama boşverdi. Sonra kaşları çatılmaya başladı. Elini kolyesine götürdü, bunu yaptığında üzerinde saat belirdi.

22.09'du saat.

Kaşları daha da çatıldı.

"Nasıl?"dedi kısık bir sesle. Mavilerini bana kaldırıp uzunca baktı. Kaçırmadı hiç.

"Ne nasıl?"dedim bu sessizliği bozup.

"Beş dakikadan fazla oldu."dedi anlamamış ve aklı karışmış bir şekilde.

"Nasıl? E bana birşey olmadı?"dedim bende aynı onun gibi anlamadan.

"Birşey var. Ama ne? Bir yere gideceğiz. Kapat gözlerini."dediği gibi alışmışçasına kapadım gözlerimi. Beş saniye sonra da açtım. Bir yere gelmiştik dediği gibi. Açık bir alan, önümüzde de bir bina vardı. İlerlemeye başladığında bende arkasından gitmeye başladım.

|Hayat Üçgeni|Where stories live. Discover now