~15~

1.1K 88 5
                                    

"Anne, Baba Gitmeyin lütfen!"

Bağırışlarım her zamanki gibi hiç bir fayda getirmemişti.
Tek başıma kaldığım tepeden ayaklarımı sarkıttım.
Uçsuz bucaksız bulutlar yanımdan geçerken,
Hiç de denildiği gibi huzurlu hissetmiyordum.

Neden peki?
Neden içim içimi kemiriyordu?
Neden kalbim ağrıyordu?
Bu gözümden boşalan yaşlar ne içindi?
Bulutların arasında bir karaltı gördüğümde hızla yerim
den kalktım

"Anneee! Geldin mi?"
Kalbim hızlanırken sanki her hareketimle acısı artıyordu.
Karartı git gide bana doğru gelirken ümidim çoğalıyor, hevesim artıyordu.

"anne!"
Durmadan tekrarladığım bu kelime
Şuan bana güç veren tek şeydi...
Karartı bana yaklaştığında görmek için bir adım attım.

Sonra Bir adım daha,
Bir adım daha,
Ve bir adım daha...

"Anne gitme seni yakalıyamıyorum!"
Karşımdaki kişinin beni duyabildiğinden o kadar emindimki

"anne nolur..."
Boğazıma ağrı çöktüğünde gözyaşlarım görüşümü bulanıklaştırıyor'du.

"ne olur bırakma beni, bari bu sefer bırakma..."

Yere düştüğümde elimle yüzümü kapattım.
Hıçkırıklarım birbirini kovalarken, hayal kırıklığım bir ok gibi saplanmıştı kalbime...
Bari rüyalarıma gel anne...

.................

Gözlerimi yavaş yavaş açmaya çalışırken, sanki birisi eliyle kapatıyordu.
Anladığım kadarıyla
Birisi elini alnıma koyarak kuran okuyordu.
Odada yankılanan kuran sesi vucüdüma dinginlik verirken,ruhumuda ferahlatıyordu.
Okuyan her kimse hem çok içten okuyordu, hemde sesi çok güzeldi.
Anladığım kadarıyla şifa ayetlerini okuyordu.

"sadegallahülazim"

Elini çektiğinde gözlerimi yavaş yavaş açmıştım.
Tepemde dikilen muratı gördüğümde
Şaşkınlıkla bana bakıyordu

"bu kadar çabuk etki etmesini beklemiyordum"
Tebessüm etmiştim sadece

"ne oldu bana?"

"bu koşturmacalı hayat sana ağır gelmiş, ne kadar inkar etsen'de"
Geçen güne ima yaptığını anlamıştım.

"nefes alamadım bir tek onu hatırlıyorum"

"boşver şimdi hatırlamaya çalışıp yorma zihnini"

"Zehra nerede?"
Çok korktuğunu tahmin edebiliyordum.

"elini yüzünü yıkamak içim lavaboya gitti, gelir şimdi"
Eş zamanlı olarak kapı açılmıştı.
Bakışlarımı o tarafa yönelttiğimde
Zehra uyandığımı görür görmez koşarcasına yanıma gelmişti

"Elif, iyimisin? Nasıl hissediyorsun?
Ağrın sızın varmı, doktorları çağıralımmı"
Elimi elinin üstüne koyup sakinleştirmeye çalıştım

"iyiyim merak etme, yorulmuşum sadece"
Zehranın gözünden geçen pişmanlığı okuyabilmiştim, başını öne eğerek sıkıntıyla konuştu.

"özür dilerim Elif,
Seni dinlemeliydim.
Yorgun olduğunu söylemene rağmen ısrar ettim. Benim yüzümden oldu"

MÜDDESSİRWhere stories live. Discover now