.6

634 66 105
                                    


Kapının sertçe çarpılmasıyla korkuyla gözlerini açtı küçük beden.

Birşey bilmiyormuş gibi numaradan uyumaya devam etti.

Ama uzaktan gören biri, yorganın hızla inip kalkmasıyla yatan kişinin korktuğunu anlayabilirdi.

"Lee Yongbok demek öyle ha?!"

Hyunjin'in bağırışı Felix'i oldukça korkutuyordu. Zangır zangır titriyordu küçük.

Aynı burda ilk gözlerini açtığındaki gibi.

"Uyuma numarasını kes Yongbok!"

Sert adım sesleri yaklaştıkça Felix'in titremesi arttı.

Hyunjin hızla yorganı çekince Felix'ten büyük bir çığlık koptu. Göz pınarlarında birikmiş yaşlar, aniden yanaklarına doğru firar etti.

Hyunjin bir eliyle sertçe Felix'in omzundan tutarak yatakta doğrulmasını sağladıktan sonra, diğer eliyle telefonundan bir fotoğraf gösterdi.

Felix göz yaşları yüzünden göremediği için minik elleriyle yumruk yapıp gözünü sildi.

Gördüğü fotoğraf ile gözleri olabildiğince açılıyordu.

Hyunjin telefonun üzerinden parmağını her sağa kaydırdığında daha çok açılıyordu minik bedenin gözü.

Kendisi ve tanımadığı bir adam vardı fotoğrafta. Felix'in üstünde hiç birşey yoktu. Ve masumca yatakta uyuyordu. Adam ise selfie ile hem kendisini hemde minik çıplak bedeni çekmişti.

Felix daha fotoğrafa tam odaklanamazken, altındaki yazı gözüne çarptı.

'Lezzetli çocuk Lee Yongbok.'

"Ne olduğunu bana hemen açıklıyorsun Yongbok! Aksi takdirde kötü sonuçlarla karşılaşırsın!"

Felix titreyen dudağını konuşmak için araladı.

"B-Bilmiyorum...O...Ordaki ben olmadığıma yemin e..ederim Hyunjin... İnan b-bana...O adamı tanımıyorum..."

Felix doğru söylüyordu. Hayatında o adamı hiç görmemişti. Ama Hyunjin'in buna pek inandığı söylenemezdi.

Aklında olan tek şey onun olanın, başkası tarafından kullanmış olma durumuydu.

Hyunjin telefonunu cebine attıktan sonra Felix'in bileğinden tuttuğu gibi çekmeye başladı.

Felix kan akışının durduğunu hissetti tekrardan. Göz yaşları gittikçe artarken kendini aniden bilmediği bir odada buldu.

Hyunjin'in odasının aksine her yer bembeyazdı. 4 duvarın içinde her yer ışıktı. Ve onlarda beyazdı. Burda 1 dakika bile duran aklını kaybedebilirdi.

Küçük beden kendine geldiğinde bulunduğu ortam oldukça ürpertmişti. Omzunun acısını umursamadan kalktığı gibi beyaz kapıya koştu.

Ne kadar bağırsada, minik elleriyle kapıya vursada ses soluk gelmedi. Tek umudu ağlamaktı küçüğün. Yapabileceği başka bir şey yoktu.

Çaresizdi, ilk defa böyle bir acı hissediyordu bedeninde. Büyüğüne alışmışken ve her şey yolunda giderken inanmamıştı ona.

İnanmamak, Felix için en kötü durum. Çaresiz, mutsuz ve içine kapanık. Sosyaldi Felix, fakat ona inanmayan birisi olduğunda tam tersiydi.

Beyazın en göz alıcı tonuna bürünmüş duvarlardan artık siyah toz benzeri gölgeler gelmeye başladığı anda minik bedenin titremeleri başladı.

Kim bilir daha ne kadar burada kalıcaktı...

·

Nasılsınız?

Suicide | Hyunlix Daddykink [Askıda]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin