~27. BÖLÜM~

1.8K 112 21
                                    

Sevtap'ın açık tutmakta zorlandığı gözlerini izleyen Nejdet, hiçbir şey demeden kalktı. Sevdiğinin uykuya yenildiği anda çıktı sağlık ocağından. Yamuk park ettiği arabasının arka kapısını açıp koltukları geriye yatırdı. Sonrasında üşüyen ellerini ovuşturarak girdi odaya. Kafası ha düştü ha düşecek Sevtap'ı tek hamlede kucakladı. Havalandığını hisseden Sevtap korktuğunda ona sessiz olması gerektiğini söyledi Nejdet, Murat'ı göstererek. Zaten yorgun olan Sevtap, sevdiği adamın omzuna dayadı başını. Nejdet yürüdükçe yayılan kokusunu çekmek, zenginleştiriyordu uykusunu. Nejdet'in rahat bir yatak pozisyonuna getirdiği koltuklara bırakıldığında sevdiği bir filmin en güzel sahnesinde elektrikler kesilmiş gibi buruşturdu yüzünü.

"Benim yerim rahattı," diye söylenerek uyumaya devam etti.

Sevtap'ın çocuksu tavırlarına gülümseyen Nejdet, üzerindeki kabanı çıkardı. Sevtap'ın üzerine örttüğünde rahata ermişti.

"İşte," dedi içinden. "Sadece bunun için bile dönmeye değer."

Sevdiğini üşütmemek için kapıyı kapattı. Tam ısıtıcıyı açmak için ön tarafa geçmişti ki karşıdan gelen adamı görmüştü. Elindeki avcı tüfeğini gördüğünde ise gözleri şaşkınlıkla açılmıştı.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" dedi Nejdet, tüfeği omzuna asan Cahit'in önünü keserken.

Adamın Murat için geldiğini anlamamak için aptal olmak gerekirdi. Attığı her adımında öfkesiyle sarsıyordu tüm köyü.

Nejdet'e birkaç saniyeliğine bakan Cahit, "Çekil önümden!" diye tıslamıştı dişlerinin arasından.

Çekilmek şöyle dursun, Cahit'in dibine kadar girmişti Nejdet. "Saçmalamayı kes artık! İnsanları sırf birbirlerini sevdiği için öldüremezsin," dedi, Cahit'in elindeki tüfeğe uzanırken.

"Kız kardeşin var mı?"

Cahit'in sorduğu soruyla şaşırsa da renk vermedi Nejdet, "Yok."

"Belli," diyen Cahit, alayla gülümsemişti.

Nejdet'i omuz atarak geriye itmişti. Bacağındaki protez yüzünden dengesini tam anlamıyla sağlayamayan Nejdet, yere düştü. Yürürken hafif aksamaları fark edilmese de eksikliği en zor zamanlarda karşısına çıkıyordu. Sinirlerine hâkim olabilmekte zorlansa da dişlerini sıkmaktan ötesine geçemedi. Dirseklerinden destek alarak kalktı ayağa.

"Yanlış yapıyorsun," diyerek uyardı.

"Ne yapacağımı nereden biliyorsun?"

Nejdet, kaşlarını çatarken Cahit'in sesiyle ayaklanan Murat belirmişti sağlık ocağının kapısında.

"Ne yapacaksın?" dedi Nejdet, tereddütle.

"İzle ve gör."

Murat'ın karşısına dikildi Cahit. Başını dikleştirdi. Şüphesiz karşısında herhangi biri olsaydı süklüm püklüm olacaktı. Oysa Murat, yediği dayağa inat, sızlayan sırtını dahi kamburlaştırmamıştı.

"Ne istiyorsun?" dedi Murat, niyetini çözemediği adama bakarken.

"Senin gibileri bilirim ben," dedi Cahit, aşağılayıcı bakışlarıyla bakarken. "İşiniz gücünüz eğlence, gırgır, şamata. Ama benim kız kardeşimden uzak duracaksın! O, senin oyuncağın olmayacak."

Duyduklarıyla siniri kanına karışmış, tüm bedenine yayılmıştı Murat'ın. Şimdiye kadar Gözde üzülmesin diye susmuştu Murat. Sırf sevdiği için bir kamyon dayak yemiş, karşılık vermemişti. Ama karşısındaki adam, tüm algılarını kapatmış, kas gücüyle düşünüyordu.

Seni Niye Özledim Böyle? ~ BİTTİ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin