Bölüm 2-38

12 1 1
                                    

Sezon 2: Ufkun Doruğu
Bölüm 38: Anı Kitabı

Zhera anı kitabına elini koyup kapağını açtı. Sayfalar hala yeni yazılmış gibi tertemiz ve pürüssüzdü ancak kitabın içinde yazılar yerine bir çok garip semboller vardı. Bu sembollerin her biri kaydedilen anı parçasına dair bir görüntüyü simgeliyordu. Zhera elini sayfaya tutup içerisine enerjisinden ufak bir parça gönderdi ve bilinci kitabın içerisine çekildi.

Kısa bir sürenin ardından gözlerini açtığında stadyum gibi bir alanda oturuyordu. Zeminde 2 tane kadın birbiriyle dövüşmek için hazırlanmış birbirleriyle konuşuyordu. Etrafında ise onun gibi bu düelloyu izlemek için gelen bir cok kişi bulunuyordu. Bu anı kitabından sadece bir tane yoktu. Bu kaydedilen anılar bir çok kopya halinde satılıyordu ve aynı anda bu anıları izlemek isteyen kişiler o alanda gerçekmiş gibi bir araya gelebiliyordu. Ancak bu durum kesinlikle bilinç ile alakalıydı fiziksel olarak hala oldukları konumdalardı.

"Genç kardeş Azura uzun zamandır bu anı bekliyordum ve biliyorsun ben çok sabırsız biriyim hadi daha fazla uzatmadan başlayalım!!"

"Selene seni görmeyeli baya güçlenmişsin. Umarım benimle dövüşecek düzeye gelmişsindir yoksa beni gerçekten kızdırırsın küçük kardeşim!"

Gece vakti evrenin karanlık bir köşesindeki stadyumda, Kadim Yıldız Azura ve Aydınlık Kraliçesi Selene arasında epik bir savaşın uğultusu yankılanıyordu. Yıldızların ve ayın ışığının birbirleriyle çekiştiği bu mücadele, evrenin temel güçlerinin çatışmasını simgeliyordu. Gökyüzü, bu iki muazzam varlığın karşı karşıya gelmesine tanıklık ederken, yıldızların gökyüzündeki dansı ve ayın parıltısı arasında bir destan yazılıyordu.

Kadim Yıldız Azura, karanlık cübbesi üzerinde yıldızların gizemini taşıyarak gardını aldı. Hiç vakit kaybetmeden hızlı bir şekilde rakibinin işini bitirmek için Ruh Kadehi tekniğini çağırdı. Vücudundan fışkırırcasına taşan ışıltılı enerji dalgaları, ona daha önce öldürmüş olduğu binlerce farklı ruhun güçlerini toplayarak yetenekler kazandırıyordu.

Selene ise, çıldırmış gibi bağırarak karşı saldırıya geçerken Aydınlık Kraliçe'nin Gazap Sanatı'nı aktif etti. Onun etrafında şekillenen kalkanlar, ay ışığından oluşmuş gibi parlıyordu. Aydınlık Kraliçe'nin gözleri, gökyüzüne sabitlenmiş, Kadim Yıldız'ın yaklaşan karanlığına karşı hazırlıklıydı.

Azura, derin bir nefes alarak Ruhun Gazabı tekniğini kullanmaya karar verdi. Ellerini yıldızlarla işlenmiş cübbesine gömerek, elde ettiği en güçlü ruhu uyandırmak için harekete geçti. Aniden, gökyüzündeki yıldızlar birbirine karıştı, Aydınlık Kraliçe'nin kutsal alanını sararak onun içindeki gücü alıyordu. Selene'nin kalkanları, bu karanlık saldırıya karşı koymaya çalışırken, ay ışığı dağılan yıldızların arasında kayboluyordu.

Savaşın ortasında, Azura'nın elinde beliren mistik bir küre, etrafındaki yıldızları emerek Ruhun Gazabı'nın gücünü artırdı. Bu sırada Selene, ayın parlak ışığını kılıcına odaklayarak Azura'ya doğru bir hücum başlattı. Ay ışığından oluşan bu ışık kılıç, Azura'nın karşısında parıldayarak karanlığı deliyordu.

"Evet! Sonunda! Sonunda istediğim gibi bir güce erişebilmişsin küçük kardeşim! Hatta kendine uygun bir sanat bile oluşturmuşsun! Hahahahaha!! Daha güçlü saldır!"

İki güç, kozmik enerji ve ay ışığı arasında çarpışıyordu. Azura'nın Ruh Kadehi, Selene'nin aydınlık kalkanlarına karşı gelirken, Selene'nin kılıcı, Azura'nın karanlık büyülerini dağıtmaya çalışıyordu. Savaşın ortasında, Azura'nın bedeni yıldızların parıltısıyla çevriliydi, bu ışıltılı koruyucu tabaka onu Aydınlık Kraliçe'nin ay ışığından gelen saldırılardan koruyordu.

ZheraWhere stories live. Discover now