4(RUH, BANA GEL)

734 86 51
                                    

Merhabalar, merhabalar
Ben geldimmm diyorum çünkü ben geldim. Yeni bölüm ile karşınızdayımmm. Okunma sayısı çok düşük. Oy ve yorumlarda aynı şekilde bu kurgunun bu gidişle nasıl tanınıp ünleneceğini bilmiyorum. Bu konuda ümitsizimde şahsen. Çabalıyorum, bir sonuç alabilecek miyim bilmiyorum. Böyle bir kurgunun ziyan olmasını asla istemiyorum. Ama işte... Şunuda not geçeyim 7 bilemediniz 10. Bölümden sonra bir süreliğine bölüm atmayacağımı belirteyim. Nedeni ise, okunma almayışı. Evet sizi belki bunaltmış olabilirim. Hazırsanız bölüme geçelim...

Instagram; thenur.klc

💖🤍✨🥰❄️

"Ruh, bana gel"

Bulmam gerek bir beden vardı, ancak bu lanet yerden kurtulabilirdim. Tektim, yalnızdım. Girdiğim odadan hala çıkmamıştım. Yere oturmuş boş duvarı seyrederken kendimi aklımdaki sorularla meşgul ediyordum. O gün mezarlıkta gördüğüm gölge, evimin sokağındaki sokak lambasının altında gördüğüm gölge ve burada karşıma çıkan gölge aynıydı. Değiştiriyorum aynı ruhtu. O bir gölge değildi, o bir ruhun gölgesiydi, evet. Çok merak ettiğim bir soru var, o nasıl bir ruha dönüştü ve bedeni nerede. Kayıpmı olmuştu bedeni. Kimdi? Bilmiyordum.

Elimi çenemin altına attım. Oturduğum yerde ritimli bir şekilde sallanıyordum. Birşey daha vardı ben niye buradaydım. Yani benim burada bulunmamdaki amaç neydi. Ne yapabilirdim. Benden evime dönmem için bedenini bulmamı istedi. İyi hoşta ben bu bedeni nerede bulacaktım. Kapıları kilitli olan odalarda mı? Neydim ben seçilmiş kişi falanmı ne ya hayır neden burada olduğumı bana açıklayacak biri yada herhangi birşey yokmu. Merak ediyorum ya merak! "Offf" karnım halan açtı. Ama yemek yoktu. Aç aç oturmaktan başka birşey de gelmiyordu elimden. Düşün duru düşün bir beden nerede olabilir. Burada mı yoksa buranın dışarısındamı. Kapılar kilitli hepsini açabilecek bir anahtar var, evet. Ama nerede? Başka bakabilecek bir yer yok bildiğim kadarıyla. Belkide var, ben bilmiyorum. Her yeri en ince ayrıntısına kadar, dip köşe aramam lazımdı.

Ne kadar sürerdi bilmiyorum. Bulabilicekmiyim bilmiyorum. Denemekten ne zarar gelirdiki. Deneyecektim. Elbet ki bir sonuç alacaktım değilmi. Ama böyle boş boş oturarakta bir yere varamazdım. Şimdi oturduğum yerden kalkıp aramaya başlamalıydım. Ne kadar sürerse sürsün, sonunda evime dönecektim. Oturduğum yerden ayaklandım. Merdivenleri çıkıp kapının karşısına geldiğimde yere baktım, ayak izleri yoktu. Odadan çıkıp geldiğim yolu tekrar yürürken buraya geldiğimde ki ayak izlerinin yok olduğunu ferkettim. Onlar ruha aitti ve o gidince onunla birlikte gelen şeylerde gidiyordu. Sülietler ve uğultular gibi tam olarak da öyle. Anlamadığım şey o gelince neden uğultular duyuyor olmam ve sülietler. Her seferinde canım acıyor. Neden olduğunu hala çözmüş değildim. Eğer olurda ruh tekrar gelirse soracağım.

Askerlik arkadaşın ya duru sorarsın ruh beye. O bir ruhtu, ruh! Ne kadarda normal karşılamıştım bu durumu hayret. Ya insan çığlık atar korkar. Kaçar, nedir bu kabulleniş. Neye korkacaktım ki, küçüklüğünden beridir bu tür olaylara hevesi olan biriydim. İlgi alanım dahilindeydi kendiler. Ama ne yalan söyleyeyim bir gün başıma geleceğine ihtimal dahi veremezdim. (Büyük konuşmamak lazımışşş öğrenmiş oldukkk) kitaplarda yada filmlerde karşılaştığım durumlardı. Eğer olurda buradan kurtulabilirsem bu yaşadığımı bir kitap olarak yazacağıma söz veriyorum. İlgi çekici. Evet şuan alanın tam ortasındayım. Uyandığım yerdeydim. Başlangıçta.
Yukarıdaki koridora bakmamıştım. Oraya gittiğimde ise her terk karanlık plduğundan önümü görememiştim. Şimdi çıkıp tekrar bakacaktım. Belki başka bir oda daha vardır. Merdivenleri tekrardan çıkıyordum.

SIRTIMDAKİ HANÇERWhere stories live. Discover now