18. Bölüm: İhtimaller Daima Güzel Değildir.

42 10 19
                                    

Hoşgeldiniz.

"Şu kalsın ki aklınızda;
'kadının sessiziği'
vedadır."

Paul Austen











3 Ay Sonra.

Victoria Veselova.

"Eski günlerdeki gibi..."

Şarkının son sözlerini daha kısık bir sesle söylerken zaten sesim alkışlara karışmıştı. Alkışlayanların önünde bir reverans yapıp gülümsedim.

Bugünlük daha fazla şarkı söylemeye sesim yetmeyeceği için her zamanki gibi geceyi sonlandırıp sahneden indim. Cyrus'un oturduğu masaya doğru ilerleyip oraya oturdum.

Karşımda Cyrus oturuyordu.
Kont Petrov'un oğlu olan Cyrus.

Önündeki kadehlerden birine uzanıp aldım ve dudaklarıma götürüp bir yudum aldım. Bugün, diğer günlere göre oldukça derli toplu gözüküyordu. En azından kıyafetlerini etrafa saçmamıştı ve beni asıl şaşırtan hala kravatını çıkarmamış olmasıydı.

Kadehi yerine bıraktıktan sonra sıcaklık bastırdığı için elimi hızlı hızlı öne arkaya oynatarak kendimi yellemeye başladım. Cyrus'un ise umurunda değildim. Onun umurunda olan çok az şey olduğunu bir süre önce öğrenmiştim zaten.

Sandalyede geriye yaslandım. Fazla sesten başım ağrıyordu.

Ben normalde sesten bu kadar rahatsız olan biri değildim. Belki de artık yaşlanmaya başlıyordum?

Üç ay olmuştu. Onu son görüşümün ardından ayları geride bırakmıştık. Belki tekrar kasabadan gitmişti, belki de... Her neyse.

Onu özleyip özlemediğimden emin olmadığım yalanı kafamın içerisinde dolanıyordu ama özlediğimi en küçük parçam bile biliyordu. Sadece kendime düşünecek zaman ayırmak ve olayları daha kötü bir hale sürüklemek istemiyordum. Daha önce düşündüğümde neler olduğunu biliyordum.

Kafamın içinde koskocaman bir kargaşa vardı. Özellikle de ilk hafta gerçekten oldukça zorlu geçmişti. Her yerde onun anılarınıgörüyor ve onun yokluğunda onunla olmaya çalışıyordum. Ve Tanrı şahidim olsundu ki onunla olmayı hâlâ istiyordum.

Ama olamazdım. Olmayacaktım. Hikayenin arka yüzünü -ya da aydınlık yüzü mü demeliyim- öğrenmiştim. Cyrus bana her şeyi anlatmıştı.

Beni neden terk ettiğini ve neden bir başkası ile evlendiğini ve neden ona baba dediğini ve neden bütün bunları benden gizlediğini...

Tüm bunları duymuştum. Onu anlamıştım, onun yerine kendimi koyduğumda bundan çok da farklı şeyler yapıp yapmayacağımdan emin değildim. Ama sonuç olarak yapan oydu, ihanet eden, geride bırakan oydu. Geride bırakılan ve ihanete uğrayan yine zavallı Victoria olmuştu.

Onun tarafından ihanete uğramaktan doyamadığımı da düşündüğüm olmuştu. Beni terk eden bir adama, bunu tekrar yapmayacağı konusunda nasıl güvenebilmiştim? Kitaplara konu olan yüce aşk böyle aptalca bir şey miydi?

Oysa ben o aptal aşıklardan olmadığımı düşünürdüm. Onlar gibi tamamen temiz olmadığımı ve güneşin doğumundan yeterince zevk almadığımı düşünürdüm. Ne komik ki Tanrı beni o karakterlerden birinin yerine koymuşa benziyordu.

Bu günlerde en çok özlediğim kişi büyükannemdi. Ondan başkası bana şu an hiçbir şekilde yardım edemezdi. Daria'yla konuşmayı uzun süre önce bırakmıştım. Daha doğrusu o benden bir anda uzaklaşmıştı.

Solmuş ZambaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin