Bir deniz karl

"Ohh"

Eve doğru ilerliyorduk. Hava kararmıştı. Ne kadar zamandır baygındım ben? Bilmiyordum. Yanımdaki George a sormayi isterdim fakat hiç mecalim yoktu.

Birkaç dakika sonra eve ulaşmıştık.
Salona geçtim. Saat 9-10 civarlarıydı. Baygınlığın verdiği yorgunluk hala uzarimdeydi. Koltukta uzanırken aklıma Karl geldi. Onu arayacağını söylemiştim. Telefonumu çıkardım ve aradım. Açması uzun sürmemişti.
"Alo? Aşkım, iyi misin? Sesin kötü geliyordu."

"İyiyim iyiyim, birşey soracaktım. Hikayene attığın fotoğraftaki kadın neyin oluyor."

"O benim ablam. Düğününde nikah şahitliği yaptım. O fotoğraf da düğününden."
Bunu duyunca rahatlamıştım. Cidden derin bir "Ohh" çektim. Yüzüme neşe gelmişti.

"Heee tamamdır aşkım ben de yanlış anladım. Neyse, işlerin nasıl gidiyor?"

Biraz daha konuştuk. Saat 11 gibi de kapattık. Bu süper haberi George a vermem gerekiyordu. Hızla yerimden kalktım. Ve en fon mutfakta olan georgeun yanına koştum. Fakat mutfakta değildi. Odasına gittiğimde de orada değildi. Son olarak clayin odasına gittim. Bir taşla iki kuş yakalamıştım. İki aşk kuşu. Birbirlerine sarılarak uyuyorlardı. Uyandırmak istemedim. Yavaşça odadan çıktım ve kendine odama gittim. Sevinçle kendimi yatağıma attım ve tatlı bir uykunun ellerine bıraktım kendimi. Huzurlu, rahatlatıcı, dinlendirici bir uyku.

-biliyorum kısa oldu ama bu hikayeyi hiç hatırlamıyorum yani ne kadar ben yazmış bile olsam unuttum. Aradan 5 ay geçti.