~10~

326 32 5
                                    

Bu bölümü chaeqlesze için atıyorum çünküüüü bugün kendisinin doğum günüymüş🎉🎉🎉

Doğum günün kutlu olsunn, nice mutlu yıllaraaa🫶🫶🫶

İyi okumalar sizlere💞


Sana

Sabah Haeun'u uyandırmak için kurduğum alarmla kalkmıştım. Yanıma baktığımda Jihyo'nun dün gece ben yattıktan sonra geldiğini anladım. Hala uyuyordu ve birazcıkta alkol kokuyordu.

Jihyo'nun aksine güvenebildiğim bir kaç kişi vardı. Bunlardan biride Jeongyeon'du, onun yanına gittiyse tehlikeli bir durum söz konusu değildi.

Yataktan kalkıp Haeun'un odasına doğru ilerledim. Yavaşça onu uyandırmak için yanına adımladım.

"Annecim hadi kalk sabah oldu."

Haeun birazcık kıpırdanır gibi oldu ama kalkmamıştı. Her zaman uyandırma işleminde sıkıntı çekiyorduk çünkü Haeun hanım kalkmak istemiyordu. Güzel uykusu bölünüyormuş, ne diye okula kalkıyormuş, bunları söylenip duruyordu.

Zor ısrarlar sonucunda uyandırabildiğimde hızlıca giyinmesi için emir verip mutfağa kahvaltı hazırlamaya indim. Haeun en çok pankek yemeği sevdiği için ona pankek hazırladım ve okulda yemesi içinde bir çanta hazırlayıp tezgaha koydum.

Haeun giyinmiş bir şekilde masaya oturduğunda önündeki yemeklere gülümseyerek bakıp yemeye başladı.

"Annemin yemekleri en iyisi!"

O beni övmeye başlarken bende arabanın anahtarını arıyordum. En sonunda bulabildiğimde hızlıca montumu giyip Haeun'un yemeğini bitirmesini bekledim. Birlikte sonunda evden çıkabildiğimizde Haeun arabada uyuya kalmış numarası yapıyordu. Bu numarayı kolayca gıdıklayarak bozduğumda somurtarak bana baktı ama aniden onu öpücüklere boğduğumda gülümsemesi tekrardan yüzünde belirdi.

"Hadi bakalım bebeğim, derslerini güzelce dinle ve öğretmenini üzme tamam mı?"

"Tamamdır anne ama gitmeden önce başarı öpücüğü istiyorum."

Aramızda klasikleşmiş olan bazı olaylardan biriside buydu. Okula gitmeden önce başarı öpücüğü adını koyduğumuz öpücüğüde verdiğimde sonunda arabadan inmeyi kabul etmişti. Onunla birlikte bende inmiştim çünkü sınıf öğretmenlerini görmem gerekiyordu. Son yapılan toplantıya katılamamıştım ve Haeun'un okuldaki durumunu merak ediyordum.

Haeun'u sınıfına bırakıp oradan öğretmeninin bulunduğu odaya ilerledim. Şansıma kimsenin olmamasından dolayı hızlıca girebilmiştim. Normalde diğer velilerde hep burada olurdu ve bir kargaşa olurdu, herkes kendi çocuğunu merak ediyordu.

Kapıdan içeriye girdiğimde Mingyu Bey beni görmesiyle hemen ayaklanmıştı. Kısa bir el tokalaşmasından sonra koltuğa oturup sohbetimizi başlattı.

"Merhaba Sana seni burada görmek ne kadar güzel, hoşgeldin."

Kim Mingyu her zaman kibar ve nazik birisiydi. Buraya Haeun'u yazdırdığımızda onunla tanıştığımda çok memnun olmuştum. Kızım emin ellerdeydi.

"Hoşbuldum Mingyu Bey, biliyorsunuz son yapılan toplantıya katılamamıştım bu yüzden sizinle konuşmak istedim."

"Tabiki konuşalım ama ilk önce saygı ifadelerini kaldırsak çok güzel olur. Sonuçta uzun zamandır tanışıyoruz ve seni bir arkadaş olarak görüyorum gereksiz ciddiyete gerek yok."

"Pekala.. Haeun'un son zamanlardaki hallerini merak ediyorum, sana zorluk çıkartıyor mu?"

"Hayır asla, her zaman uslu bir çocuktu ve hala öyle. Arkadaşlarına karşıda oldukça sevecen birisi. Aslında bunun için sana teşekkür etmeliyim, ah pardon sana ve Jihyo'ya, Jihyo'ydu değil mi?"

Kafamı sallayıp onu onayladığımda o da gülümsemişti. Haeun'un evdeki olayları anlamadığı için çok mutluydum. Belki bize belli etmiyordur ama okulda belli ediyordur diye endişeleniyordum ama neyseki böyle bir durum yoktu ortada.

"Ah yoksa ayrıldınız mı?"

Mingyu'nun konuşmasıyla gözlerimi şaşırtarak ona çıkardım. Ona baktığımda elime odaklandığını gördüm. O anda parmağımdaki yüzüğün yokluğu aklıma geldi ve istemsizce saklama gereksinimi duydum.

Mingyu'ya tekrardan dönüp baktığımda yüzünde bir gülümseme gördüm ama gözlerimiz buluşunca aniden silinmiş yerini şaşkın olmaya çalışan bir yüz ifadesi almıştı.

"Belki de ondan bahsetmemeliydim özür dilerim."

Üzgün çıkarmaya çalıştığı ses tonu bana ne kadar samimiyetsizce gelsede aldırış etmedim.

"Yanlış anladınız, ayrılmadık. Gelmeden önce duş almıştım o sırada çıkarmışım şimdi siz deyince aklıma geldi."

Tabiki ona evdeki durumlardan bahsetmeyecektim. Bunu bilecek kadar yakınım olan birisi değildi, sadece Haeun'un öğretmeniydi. Yüzü tekrardan eski haline döndüğünde özür dileyip durmuştu. Sorun olmadığını söyledikten sonra konuşmanın daha da uzamayacağını bildiğimden yerimden kalktım ve vedalaşmak için elimi uzattım.

"Seninle görüşmek güzeldi tekrardan gelirsen memnun olurum, yani arkadaş olarak görüşmek istersen falan."

"Teşekkür ederim, müsait olduğum bir zamanda uğramaya çalışacağım."

Vedalaştıktan sonra okuldan ayrıldım ve arabaya bindim. Mingyu'nun tavırları biraz garip gelmişti ama kişiliğindendir diye pek aldırış etmemiştim. Beni arkadaşı olarak gördüğüne göre benim için endişelenmiş olabilirdi diye düşündüm.

pococurante | SahyoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin