3 - Hayatta Açıklanamayacak Durumlar Vardır

406 42 12
                                    

Ne uzun bir başlık bu aman Allah'ım...

Tüm evi etkisi altına alan hoş kokularla uyanmıştı Taehyung. Yatakta biraz kendi kendine yuvarlanmıştı. Sonunda uykusunu iyice açtığında yataktan kalkmış ve direkt aşağıya inmişti. Ayakları onu mutfağa doğru yönlendirdiğinde yemek masasının hepsini kaplayan tabaklardaki yiyeceklerle Taehyung büyülenmiş gibiydi. Öylece masaya bakıyor, esneyip duruyordu.

Büyüğüne baktığında, onun tavadaki yumurtayı karıştırtırarak pişirdiğini görmüştü. Çıplak ayaklarıyla yanına adımlamış ve yapılı bedeninin hemen arkasında durmuştu.

O kadar sessiz gelmişti ki Taehyung, Jungkook onu fark etmemişti bile. Ocakta işi bittiğinde masaya ilerlemek için arkasını dönmüş, fakat orada duran bir minik beklemediği için başının göğsüne çarpmasına neden olmuştu.

"Hey. İyi misin? Neden bu kadar sessiz geliyorsun? Bir de tam arkamda bekliyormuşsun. Bir yerine bir şey oldu mu?"

Alnını ovuşturan küçük, olumsuz anlamda başını sallamıştı.

"Hayır bayım, iyiyim."

"Eminsin?"

"Hmhm."

"Peki o zaman. Hadi yerine geç."

Taehyung koşar adımlarla masadaki yerini aldığında Jungkook tavadaki tüm yumurtayı onun tabağına koymuştu. Masadaki diğer yiyeceklerden de - çoğunluğu etli olanlarından - tabağına koyduğunda nasıl bu kadar çok şeyi yiyebileceğini düşünüyordu.

"Ama bayım, bu cidden çok fazla."

"Hepsini yiyorsun. Bir tane bile bir şey bıraktığını görmeyeceğim, Taehyung."

Kendisine ismiyle seslenmesinin verdiği garip his, onu sessiz bırakmıştı. Hafifiçe başını sallamış ve mutfaktan çıkışını izlemişti. Çatalı eline alarak yemeğine başlamış, mükemmel tadı ile mest olmuştu.

Yine, yine ve yine bir telefon daha. Susmuyordu. Sabah kalktığından beri çalıp duran telefonu susmuyordu Jungkook'un.

Sıkıntılı bir nefes verip telefonu eline almıştı. Arayan kişiye baktığında ise, gözleri sonuna kadar açılmıştı. Daha fazla bekletmemek için hızla aramayı yanıtlamış ve telefonu kulağına götürmüştü.

"Efendim, size attığım konuma gelmeniz gerekiyor."

"Sorun ne?"

"Efendim, harika mallar geldi. Dilerseniz bir gelip bakın. Çok memnun kalacağınıza eminim."

"Ortalama aralık kaç?"

"40-50."

"Şu an müsait değilim, daha ne kadar bekleyebilirler?"

"1 gün efendim. Çünkü kokuları hafif rahatsız etmeye başladı."

"Tamam, geliyorum kapat."

Muftağın kapısından sessizce bakmıştı Jungkook, Taehyung yemiyor sadece bacaklarını kendisine çekmiş, oturuyordu sandalyede. Arada burnunu çekiyor, elinin tersiyle siliyordu. Onun bu hâliye direkt yanına gelmişti.

"Hiçbir şey yememişsin. Beğenmedin mi yoksa?"

Taehyung, duyduğu sesle hızla gözlerini silmişti. Bacaklarını indirmiş ve eski pozisyonunu almıştı.

"H-hayır bayım, hepsi çok güzel. Ellerinize sağlık."

"Neden yemiyorsun o zaman?"

Omuzlarını indirip kaldırdığında büyük olan çoktan yerine oturmuştu bile.

POLLENWhere stories live. Discover now