6 - İlk Ama Son Değil

288 38 26
                                    

Bilmem kaç gün sonra sonunda yeni bölüm.

"Bayım, son bir kere daha öper misiniz beni?"

"İstediğin kadar öperim."

"Şey, bu sefer oradan olmasa olur mu?"

Jungkook, belindeki kollarını sıkılaştırmıştı. Küçüğünün daha önce hiç öpülmediğine emindi. Ya da kendisine hiç sarılan birisi olmadığını da. Bu tarz, tensel temas içeren duygulara yabancı olduğunu biliyordu.

Jungkook Taehyung'u onu her zaman mutlu edeceği ve ne isterse yapacağı şartıyla yanına almıştı. Her defasında bunları kendisine hatırlatıyor ve içindeki sinirli, agresif Jungkook'u ona göstermemeye çalışıyordu.

Boynundan omzuna düşen eller bedenini kendisinden ayırmıştı. Öylece parlak gözlerine bakıyordu. Omzundaki minik ellerin sıcaklığı, çoktan tenini ısıtmaya başlamıştı bile.

"Nereden öpmemi istiyorsun?"

Küçüğünün belini okşadığında, dudaklarında hissettiği minik parmaklar dokundukları yeri keşfediyordu.

Jungkook, dudaklarındaki parmakları uçlarından nazikçe iki defa öpmüştü. Bu öpücükle kıkırdayan Taehyung'a sorgular gibi bakıyordu.

"Bayım, demek istediğim parmaklarım değildi."

Aniden dank eden şeyle gözleri açılmış, kucağında emanet gibi oturan minik bedenin parlak dudaklarına bakmıştı.

"Şey tabii rahatsız olursanız öpmeye de bilirsini-"

Lafinı yarıda kesen şey, dudaklarındaki hafif baskıydı. Fark etmeden kendisini geriye çekmesine rağmen dudaklarını dudaklarına bastıran beden, üzerine eğilmiş ve inadına çekilmemişti.

Karnında sanki yanan bir ateş hissetmesiyle kulakları yanmaya başlamıştı. Omuzlarındaki elleri yavaşça göğsüne, oradan da karnına düşmüştü.

Saniyeler sonra kendisini geri çeken bedene bakıyordu. Kendisi istemesine rağmen, ağzı şokla açılmıştı. Dudaklarının değdiği yerleri cayır cayır yanıyordu.

Belindeki kolların baskısı hafiflediğinde gözlerini kırpabilmişti.

"Ş-şey-"

Boynunun kenarına bastırılan dudaklarla Taehyung bitmişti. Bu yaşadıklarını, birinin kucağında oturup öpülmeyi, ilk defa yaşıyordu. Nasıl davranacağını, ne yapacağını asla bilmiyordu.

Bedeni isyan bayrağını çektiğini belli etmek istercesine kendisini öne doğru, kucağında oturduğu bedenin omzuna doğru düşürmüştü. Alnını büyüğünün omzuna yaslamış ve bir süre öyle, hareketsiz kalmasına izin vermişti. Bu sürede ise bal rengi saçlarını okşamış, arada kulağının altından öpmüştü onu.

Yine ve yine...

Taehyung'un kalbi adeta boğazında atıyordu. Sanki az sonra ağzından fırlayıp çıkacaktı. O denli hızlı ve heyecanla çarpıyordu ki, kalbinin sesini omzuna yaslandığı beden bile çok net bir şekilde duyabiliyordu.

Belini nazikçe okşayan parmaklar, bir süre sonra hareketi kesmişti. Bulundukları yerde öylece durmuş minik bedenine sarılmıştı.

Bu sefer de Taehyung öpmüştü büyüğünün boynundan. Kısa değildi bu öpücük. 30'dan fazla saniyeler boyunca dudaklarını, keskin erkek parfümü kaplı boyuna bastırmış ve bir süre kokusunu içine çekmişti. Gözlerini sakince açmış, geri çekildiğinde büyüğünün yaslandığı omzundan da kalkmıştı.

Bir süre kucağında oturduğu bedenin kapalı gözlerine bakmıştı. Yüzünün her bir zerresini ezberlemişti kirpikleri aralanana kadar.

Jungkook hâlâ o minik öpücükteydi. Sanki dakikalar önce olmamış gibi o öpücüğü yaşıyordu. Minik nefesinin boynuna vurması hissinden kurtulamıyordu. Ya da sıcak dudaklarının tenini ısıtmasından.

"Şey bayım..."

Göğüsleri üzerine yerleşen eller ile gözlerini açmış, kafasını kaldırarak kucağında dikleşen miniğine bakmıştı.

"Söyle Taehyung."

Sesi, normalden daha kalın çıktığında beraberinde gırtlağından gelen hrr'lama ile Taehyung'un tüyleri diken diken olmuştu.

Göğsünde duran ellerinden birisini oradan çekmiş, işaret parmağını fazla bastırmamak şartıyla büyüğünün göğüslerinin ortasına bastırmıştı.

"Bayım, buraya yatabilir miyim?"

Gözleri yerine parmağına bakıyor, utana sıkıla söylediği şeyi kabul etmesini umuyordu. Onun bu tatlı halleri ile belindeki ellerinden birisini sırtına çıkartmış, minik bedenini göğsüne düşürmüştü.

Ani hareketle afallasa da ellerini bulundukları yerden çekmemiş, büyüğü belini ve saçlarını okşarken öylece beklemişti.

"Bayım, bir de şey-"

"İstediğini yapabilirsin, izin almana gerek yok minik bebeğim."

Göğsü ile başı arasındaki ellerini bedenine sarmış ve kendisini tamamıyla göğsüne bırakmıştı. Kucağında biraz daha gerilemiş, resmen üzerine uzanmıştı.

Bununla beraber Jungkook da kalınlaşan sesi ile rahatsızca inlemiş ve oturduğu yerde biraz daha ileriye kaydığında üzerindeki minik ile gözlerini kapatmıştı. Bir yandan belini okşarken, diğer taraftan huzur kokan saçlarını okşuyordu.

Taehyung'un bilinci yattığı yerin rahatlığıyla, Jungkook'unkisi ise bulduğu huzurla yavaşça kapanmıştı.

İkili, öylece koltukta uyuyakalmıştı...

Hadi bakalım sofluk sıçıyoruz.

*583 kelime

Você leu todos os capítulos publicados.

⏰ Última atualização: Feb 26 ⏰

Adicione esta história à sua Biblioteca e seja notificado quando novos capítulos chegarem!

POLLENOnde histórias criam vida. Descubra agora