0.0

78 11 5
                                    

İnstagram'da keşfetimde denk geldiğim bir pov üzerine yazıyorum, pov sahibi hyun_lilimm

Hwang Hyunjin

Soğuk, karlı bir kış akşamıydı. Gökyüzü uykuya geçmiş, kargalar bile bu anın büyüsünü bozmak istemez gibi sessizliğe teslim olmuştu. Yılın by zamanları en sevdiğim aktiviteydi çizim yapmak. Kahvemi yudumlarken ince uçlu kurşun kalemimin kağıda sürtünürken çıkardığı melodiyi dinlemek rahatlamam için yeterliydi. İş hayatının yorgunluğu atmamda bana yardımcı olan yegane şeydi çizim defterim ve kurşun kalemim. Saat 9 sularında rahatlama seansımı bölen ilk şey telefonuma gelen bildirim olmuştu, daha kontrol etmeye fırsatım olmadan peşi sıra gelen mesajlar ve ardından kulağıma dolan müzikle kalemimi kenara bıraktım. Telefonumu elime aldığımda tanıdık bir isim karşıladı beni. Telefonu bekletmeden açtım.

"Dinliyorum.'

"Bay Hwang, internetteki haberler için lütfen endişelenmeyin, avukatınız olarak hepsini en kısa sürede kaldırtmak için elimden geleni yapıyorum."

Duyduklarım karşısında donakalmıştım. Ne haberi yapılmıştı yine hakkımda? Daha önce defalarca kez dedikodular ve yalan haberlerle mücadele etmiştim, hâlâ da ediyordum. O an aklıma gelen düşünceyle dudaklarımı birbirine bastırdım. Vücudumun kasıldığını hissedebiliyordum. Hayır. Tekrar mesleğimi zedeleyecek bir harekette bulunmazdı değil mi? Hâlâ toparlayamadığım itibarımı tekrar yerle bir etmezdi değil mi?

"Bana Felix olmadığını söyle."

Hayır desin istedim. O değil desin istedim. Onun kariyerine zarar gelmesin diye çırpınmıştım ben. İşimi nasıl önemsediğimi de biliyordu. Hayır. Yapma-

"Üzgünüm efendim.."

İçimde kalan son umut kırıntılarının da toz olduğunu hissettim. Hiçbir şey diyemeden aramayı sonlandırdım. Parmaklarım isteğim dışında hareket ediyordu. Sert ve aceleci dokunuşlarla internette kendi adımı arattım. Çıkan ilk haber sitesine dokundum. Aşağı kaydırdım.

Ünlü şarkıcı Felix eski sevgilisine sahnesinden mesaj gönderdi: herkes hayatını mahveden insana gülümse diye bağırsın, sen de gülümse Hyunjin.

Aklımdan sayısız düşünce geçiyordu. Felix'e söylemek istediğim o kadar çok şey vardı ki. Ellerimin titrediğini fark ettim. Kalbim sıkışıyordu. Dudaklarından dökülen her kelime kalbimi tekrar tekrar parçalamaya yetiyordu.

Benden böylesine mi nefret ediyorsun Felix?

Ağladığımı gözyaşlarım ellerime damlayana kadar fark edememiştim bile. Telefonumu kenara koyup kazağımın koluyla sertçe sildim gözlerimi. Canı yanan tek kişi olmak istemiyordum. O kelimeler dudaklarından dökülürkenki alaycıl gözleri, iğrenç sırıtışı gözümün önünden gitmiyordu. Tiksindiğimi hissediyordum. Başarmıştı. Aşık olduğum adam kendinden iğrendirmeyi sonunda başarmıştı. İçimde öyle bir nefret hissediyordum ki, sırıtışını paramparça etmek istiyordum. Telefonumu tekrardan elime alıp etrafıma bakındım. Gözüm kitaplarımın yanında kutusuyla duran satranç takımına ilişti.

Senin anladığın dilden savaşacağım Lee Felix. Artık sırf senin canın yanmasın diye sessiz kalmayacağım.

Uzun zaman sonra bir fici özenerek yazıyorum umarım seversiniz:'

Misunderstood -Hyunlix-Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz