45

1.8K 210 131
                                    

Agah'ın bir eli belimi bulurken hafifçe üzerime eğdi bedenini.

"Arkanı dönme," dedi fısıldarken.

Refleksle arkamı dönecektim ki sol avuç içi yanağımı bulurken yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"İyi ki dönme dedim, Alya." İkimiz göz teması kurarken çevremizdeki diğer insanlar normal iki sevgili gibi durduğumuzu kolaylıkla söyleyebilirdi.

"Şu seni ilk aldığım gün çıkıştaki çocuk, neydi adı? Yağız mıdır, Yiğit midir her neyse. O ve birkaç kişi var yanında. Bu tarafa bakıyorlar. 6 kişiler sanırım."

Kurduğu cümle karşısı mideme bir ağrı girmesiyle yutkundum.

Yiğit, Elif, Sena, Polat, Berk ve Sıla burada olmalıydı.

Bir elim sanki ayakta kalmak ister gibi kollarına tutundu. Gözlerimi ağırca kapattım.

"Beni buradan çıkarır mısın?"

Duraksadı, herhangi bir şey söylemedi ilk önce.

"Kaçıyorsun yani?" dedi sonra. Gözlerimi yavaşça aralamama sebep olan cümle buydu.

Bir eli hala benimdeydi, yanağımdaki avuç içi ise saçlarımda dolanıyordu.

"Anlamadım?" dedim sesimi bulabildiğimde.

"Haftalardır istediğin şey oldu," dedi gözlerini gözlerimden ayırmazken. "Bir oyun başlattın bunun için. İkimizi de oyuncusu yaptın. Sosyal medyada dikkatlerini çektin, biliyorsun." Yutkundum. "Şimdi karşındalar Alya. Tasarladığın oyunu kestirip atıp çıkmak mı istiyorsun buradan? Başrol sensin, sahne senin fakat unuttuğun bir şey var." Yutkundu. "Henüz finali verilmedi oyunun."

Kurduğu cümle kalbime yük olmuş gibi hissettim o an, ama haklıydı. Peki benim kendimi kötü hissetme sebebim neydi?

"İstemiyorum şu an hiçbir şey. Buradan gitmek istiyorum."

Gözlerimi kaçırırken kurduğum cümle buydu. Alaylı bir şekilde gülüşünü duydum.

"Hala mı?"

Ona bakmıyordum fakat bana baktığından emindim. Kurduğu cümleyi anlamazken kaşlarım çatıldı.

"Ne hala mı?"

"Boşversene," dedi başını iki yana sallarken. "Ben de senden netlik bekliyorum değil mi?" Adımları üst kata yönelecekti ki hızlı bir şekilde yürüdüm arkasından.

Kolundan tuttuğumda aslında istemese iki saniyede kolumdan kurtulurdu fakat duraksadı ve arkasına döndü. Şimdi Berklerin tam önündeydik.

"Oyun mu istiyorsun?" dedim bir çırpıda başımı sallarken. "Oynarız."

Büyük eline parmaklarımı dolarken sanki bu her zaman yaptığım bir şeymiş gibi rahattım. İtiraz etmedi bana, elimi sımsıkı tutarken az öncenin aksine kendimi güvenli ve güçlü hissettim.

Derin bir nefes alırken gözlerim mekanda dolandı. O an Berklerin önünde olduğumuzu yeni fark etmişim gibi bir şaşkınlıkla kapladım suratımı.

"Şansa bak, kimler buradaymış?" dedim kendimi masalarına doğru adımlayarak bulduğumda.

Agah şaşkındı fakat itiraz etmedi bana.

Masalarının tam önüne geldiğimizde yüzümde sahte bir şaşkınlık ve gülümseme vardı.

Gözlerim ilk önce Yiğit'i buldu.

sadece bir oyun? | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin