9| İhanetin İlk damlaları

209 101 12
                                    

Merhaba efeniimm...

Tekrardan ben geldim çok uzatmayacağım.

MacerilaAyimm

Bu hesabı takip edin lütfen.

Şuraya bir kalp koyar mısınız?

Keyifli okumalarrr...

*****
Felç tüm vücudumu ele geçirmiş, ayak parmaklarıma kadar uyuşmuş vaziyetteydim. Bedenim alev alev yanıyor, anlımdan ufak ter tanecikleri akıyordu.

İstemsizce dudaklarımı araladığımda aslında Arel'e beni öpmesi için izin vermiştim.

Elleriyle dirseklerimden tutmuş beni yerimde sabitlemişti. İyice dibime yaklaştığında dudakları üst dudağımı esir almış bulunuyordu.

Buz ve ateş aynı cümlede bulunabilir miydi? Arel'in dudakları bir buz kadar keskin ama ateş kadar da sıcacıktı.

Karşılık vermem için dudağımı dişlediğinde vücudumdan bir titreme geçti o an verdiği tüm komutlara uymak istedim.

Dirseklerimi tutan ellerinden uzaklaşıp omuzlarından destek aldım. Bende dudaklarımla onun alt dudağını esir aldığımda yavaş yavaş emmeye başladım.

Ateşin sıcaklığı artık vücudum da yer edinmişti.

Nefeslerimiz kesilmeye başladığında Arel dudaklarımızı ayırdı. Uzaklaşmadan önce dilini dudak çizgimde gezdirip alt dudağıma dişlerini bastırdı.

Gülümseyerek geri çekildiğinde ne olduğunu anlamadığım için balık gibi sadece gözlerimi kırpıştırıyordum. Biz az önce öpüşmüş müydük?

"Doğruyu söyle çocukluk aşkındım." Diye halinden memnun bir şekilde konuştu Arel.

"Doğruyu söylemek şart mı?" Dedim çünkü küçükken Arel'e asla aşık olmamıştım. "Evet" dedi hemen. Galiba cidden küçükken ona aşık olduğumu sanıyordu. Bilmediği bir şey vardı, şuan bile ona aşık değildim.

"İyi o zaman küçükken seni abim gibi görüyordum. Diğer kızların aksine sana hiç aşık olmadım." Diyerek ona doğru yaklaştım. Hevesi kursağında kaldığı o kadar belliydi ki bozuntuya vermek istemese bile belli ediyordu.

"Gerçekten mi? O zaman neden az önce karşılık verdin." Tek kaşını kaldırarak sorduğu soruyla olduğum yerde durdum. "Çünkü sen istedin." Dedim omuz silkerek. Fakat nedense bu cevap onu çok memnun etmişti.

"O zaman lütfen her istediğim şeyde bana karşılık ver." Dedi muzip bir sesle ve masasına yürümeye başladı.

Ben olduğum yerde onu izlerken o masasının çekmecesinden bir ıslak mendil çıkardı ve dudaklarındaki kırmızı ruju silmeye başladı.

Aklıma gelen şeyle hemen bende ona doğru yürüdüm. "Aa kesin benimde yüzüme bulaştı bana da bir tane ıslak mendil verebilir misin?" Dedim elimi uzatarak. Peki bu huysuz adamın bana verdiği cevap neydi? "Hayır."

Somurtarak konuşmaya devam ettim. "Pardon ama bu ruju siz dağıttınız şimdi temizlememe izin vermek zorundasınız." Dedim. Arel ise sadece gülümsüyordu.

"Madem o kadar temizlemek istiyorsun, o zaman isteğini yerine getirelim." Dedi ve yeni bir ıslak mendil çıkararak yanıma geldi.

Bur eliyle çenemi tutup havaya kaldırdı. Diğer eliyle de dudağımın dışına bulaşmış rujları siliyordu. Yada hayır, tamamını siliyordu.

•VURAL•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin