2.Bölüm

73 39 142
                                    

Anında Atakana dönerek
"Caner Yılmazı gözaltına aldınız mı?"diye sordum.

Cevabı gecikmedi"Tabiki de Sayın Savcım sizin gelmenizi bekliyorduk.Siz gelmeden kimseyle görüştürmedik."

Atakanı dinledikten sonra hızlı adımlarla adliyeye girerek,Caner Yılmaz dedikleri, yüzünü bile görmeye dayanamadığım,yaratığın yanına ulaşmak için hızlı adımlarla onu tuttukları odaya doğru gitmeye başladım.Ona neden böyle söylediğimi biliyorsunuz.Katil bir adamın oğluna iyi şeyler söyleyemezdim tabikide.

Kötü biri olmadığını,uzun araştırmalarımın sonucunda tüm cinayetlerinin ortak bir noktası olduğunu fark etmiştim.Öldürdüğü herkes iğrenç işlerle uğraşıyordu.Organ mafyacılığından tutun kadın tüccarlığına kadar aklınıza gelebilecek tüm iğrenç işleri yapıyorlardı.

Eğer babası ailemin canını almasaydı belki yaptıklarını bir miktarda olsa görmezden gelebilirdim.İtiraf etmek gerekirse,pisliklerin dünyadan temizlenmesi benim açımdan hiç sorun değildi.Durun bir dakika neler saçmalıyordum ben!!!Benim okuduğum hukuk kitaplarında "Hiçbir insanın,başka bir insanın, canına mâl olabilmesi için, mantıklı bir sebebi olamaz."diyordu.

Düşüncelerimin arasında kafa karışıklığıyla ilerlerken kendimi kapının önünde bulmuştum.Kapıyı büyük bir kin ve hırsla açtığımda Caner pisliğini ayaklarını masaya uzatmış ve rahatlığından ödün vermeyerek oturmuş bir pozisyonda bulmamla sinirlerimin tavan yapması bir olmuştu.

Alaycı bir tavırla"Ooooo Caner Bey çay,kahve ister miydiniz?"diye sorduğumda genişçe sıratarak, alaycı bir tavırla

"Olur,aslında iyi gelir.Bu ara havalar çok soğuk içimiz ısınır.Ama Sayın Savcım size çok darıldım.Bugün beni çok beklettiniz. İki dakika gelseydinizde size suçsuz olduğumu kanıtlayıp gitseydim.Nasıl olsa yine küçücük bir ipucu bile bulamamışsınızdır.Hem-"daha fazla dayanabileceğimi sanmıyordum.

Sözünü keserek,sesiminde yüksek olmasına özen göstererek"Sen benimle maytap mı geçiyorsun birde utanmadan dalga geçerek,geniş geniş cevap veriyor!"

Sakin kalmaya çalışarak,"Şu hal ve hareketlerine dikkat et artık!Karşında pis işlerini yaptırdığın adamların durmuyor.Senin karşında bir devlet memuru var!Haddini aşmadan konuş!Neyse bu kadar gevezelik yeter!Şimdi gelelim asıl konumuza Cemreye kastenmi çarptın?"

Caner ciddi bir tavırla,"Ne Cemresi neyden bahsettiğine dair en ufak bir fikrim bile yok.Ben buraya çok iyi ve başarılı bir iş adamı gibi görünüp aslında kadın tüccarlığı yapan o Şakir denen adi herifi öldürdüğümü düşündüğünüz için çağırıldım diye biliyorum."

Bu şekilde salağa yatması şu an hiç mantıklı değildi.Çünkü her an iş adabını bırakıp üzerine atlayabilirdim.Sakin bir sesle tekrar sordum.Fakat o yine aynı cevabı verdi.Sakinliğimi koruyarak aynı soruyu birkaç kez daha dile getirmeme rağmen aynı cevabı verip duruyordu.Daha fazla dayanabileceğimi düşünmüyordum.
Benimde sabrımın bir sınırı vardı.

Sinirle ona doğru eğilerek tekrardan neden yaptığını sordum.Fakat o bu sorudan sıkıldığını belli ederek,sinirle soluyarak bana meydan okurcasına daha çok yaklaşıp,aradaki mesafeyi kapatmak üzereyken son anda kendimi geri çektim.Şuan çok saçma bir anın içerisindeydik.Bu saçmalığa derhal son vermem gerekiyordu.Kısa bir aradan sonra kendimi toparlayarak,konuşmaya devam ettim. Daha fazla vakit kaybedemezdim.

"Diyelimki sen yapmadın.Peki kamera görüntülerinde niye senin her zaman kullandığın siyah porşe vardı?Bunuda açıklayabilecek misin?"

Sustu....Her daim bana anında cevap veren adam şuan karşımda anlamadığını belli eden bir ifadeyle yüzüme bakıyordu.Bu tavrı aklımı karıştırıyordu.Yine ne iş çeviriyordu bu adam?Yoksa beni yanıltmak için mi böyle bir tepki veriyordu?Bu durum işimi zorlaştırıyordu.

Uzun geçen derin bir sessizliğin ardından tam konuşacakken,Canerin çocukluk arkadaşı olan Mert kapıyı açtı ve duymaya alıştığım o cümleyi kurdu.

Canere dönerek"Patron sizi burda tutmaları için gereken saat doldu,gidebiliriz."

Her zamanki gibi bir kanıt bulunamadığı için Caner Yılmaz yine serbesttti.Aheste aheste ilerleyerek,Mertin yanına ulaştı.

Ve Merte dönerek "Halletmemiz gereken işler var."diyerek yanına ulaştığında ikiside arkasını dönerek odadan ayrıldı.

Her zaman ki gibi o meşhur cümlemi arkasından (Duymayacağını bilmeme rağmen) söyledim.

"Eninde sonunda Yılmaz, eninde sonunda her pisliğe yaptığım gibi senide diğer pisliklerin yanına tıkacam.Buna adım gibi eminim.Seninde hiç kuşkun olmasın."
_________________________________
Selamm<3 Bu bölümü beğendiniz mi?Sizce Caner doğrumu söylüyor?
Yoksa yine bir işler mi çeviriyor?
Oy vermeyi ve düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayınnn✨
3.bölümde görüşürüz 💗

İntikam PeşindeWhere stories live. Discover now