''UYUYAN GÜZEL'' -13-

8 3 0
                                    


DOLUNAY SARISOY

Hafifçe geri çekildiğimde bundan memnuniyetsiz bakışlar hissettim elini saralım mikrop kapacak. Gerek yok gibi bir şeyler mırıldandığında itiraz etmesine izin vermeden saçımdaki bandanayı çıkarttım. Bari revire gitmeyelim biriyle karşılaşmak istemiyorum dedi. Bunu istemesi normaldi robot gibi davranıyordu dengesizlik sandığım şey onun duygularını gizleme şekliydi. Saçıma bağladığım banda ayı eline bağlıcaktkm şuan aklıma gelen tek şey buydu şurada musluk var elini yıkayalım dedim. Elini yıkarken hafifçe sürttüğünde ağzının içinden bir inilti fırladı. Öyle yapılır mı dedim elini tutup suya tuttum bandanayı da biraz ıslatıp çantamda ki kolonyadan döktüm yanıcak biraz dedim eline sıkıca bağladığımda yüzünde mimik bile oynamamıştı. Başımı

kaldırdığımda gözlerinin üzerimde olduğunu fark ettim. Bakışlarındaki derinliği mantığa sığdıramıyordum. Nasıl bu kadar soğuk baktığı birine bu kadar derin bakabilirdi. Onu anlayamıyorum duyguları çok karışıktı en az benimki kadar. İkimizde güvenmiyorduk ikimizde aileden yoksun büyümüştük o duygusuzlaşmayı seçmiş ben asiliği, baskın bir karakteri tercih etmiştim. Şuraya oturalım mı dedim ateşin etrafındaki bankı işaret ederek. Uykun varsa derken sözünü kestim uykum yok banka doğru ilerledik. Ben bir köşesine o bir köşesine oturmuştuk. Hiç kimse yoktu sadece uzakta duran polis arabaları vardı. Dizlerine yatıp saçlarımı okşasan diye mırıldandı o kadar kısık çıkmıştı ki sesi duymadığımı düşünüyordu büyük ihtimalle. Beş yaşındaki bir çocuk gibi bakıyordu çok masum bir istek gibiydi bu hali çok şirindi. Hafifçe kafa salladığım da duymuş olduğumu anlayınca yüz ifadesinden kendine sövdüğü belli oluyordu. Acaba dizlerime yatıcak mı yatmayacak mı diye düşündüğümde dizlerime uzanmasıyla kafamdaki sorunun cevabını verdi. Elimle hafifçe saçlarını okşadım gözlerini kapatmıştı yüz ifadesi çok huzurlu gibiydi. İstemsizce benim yüzümde de bir tebessüm oluştu bu hali niye bu kadar tatlı geliyordu. Yüzünde bir sırıtış belirdiğinde gözlerini açtı korkma ben uyanığım dicektim ama beni izlerken pek korkuyor gibi değilsin dedi sırıtarak. Gerçekten gıcıksın deyip ellerimi saçlarından çektim. Yarın sinir olsan dedi mazun bir ifadeyle ya çıkarcılık bu dedim. Gözlerimi tekrar kapattı fazla merhametlisin başka açıklaması olamaz değil mi ay kız başka ne açıklaması ne olabilir ki dedi. Bendense daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi hafifçe saçlarını okşamaya devam ediyordum. Saçları çok güzeldi gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu Alev uyumayacağını söylemişti. Uyumazdı zaten... Göz kapaklarım yavaş yavaş ağırlaşıyordu.

Uyandığımda üzerime örtülmüş battaniyeyi yavaşça ittirdim anneannemin bize ayarladığı kalacağımız yerdeydim. Alev neredeydi? O mu beni buraya getirmişti? Başımda dikilmiş Demir'e baktım Ecem ve Alev nerde dedim ne zamandan beri Alev ve Ecem'i merak eder oldun dediğinde yastığı ona fırlattım. Tamam sakin ya şakaydı dedi attığım yastığı tutarak onlar diğeriyle sınıf dalar dedi kalktım telefonumun kamerasıyla tipimi düzenleyip elimi yüzümü yıkadıktan sonra Demirle diğerlerinin olduğu aslında bize de ayrılmış sınıfa doğru yürüdük. Günaydın karantina ekibi diyen Demir'i umursamayarak günaydın dedim günaydın uykucu güzel dedi Ege karantinada uyku keyfisi dedi Mert gülerek prenses hazretleri uyanmış dedi Azra gülerek duymamazlıkdan gelmiştim. Zeynep uykucu değildi ha bide Onur'u vardı dedi Ecem gülerek dün ki karantina muhabbetimize gönderme yaparak. Dünden sonra aramız ısınmıştı aynı zamanda Alev'in anlattıklarından sonra davranışları daha mantıklı geliyordu. Aurora'yı mı kıskandın diyen Alper'e baktım Aurora beni kıskanmıştır dedim gülerek Selen gerçekten dediğin kadar uykucuymuşsun sanki dedi yalan borcum mu var dedim gülerek. TAMAM ÇOK UYUMUŞUZ ANLADIK DÜN GECE YAŞADIKLARIMI YAŞASAYDINIZ GÖRÜRDÜM BEN SİZİ. Saat kaç bu arada dedim bana yanıt veren kişiyle aslında başından beri görmek istediğim kişiyle göz göze geldim 10.27 diyen Alev'le gözlerimiz buluştu. Dün geceki halinden eser kalmamıştı bir tek elinde ki bandanam kalmıştı. Kalvaltı mı yapsak aşırı acıktım dedi Ege isyan edercesine herkesin onaylamasıyla Alev dışında herkes toparlanmıştı. Ecem aklımdaki soruyu sorarak abi gelmiyor musun dediğinde Alev'e döndüm ben gelmeyeceğim siz gidin. Ne kadar çok güzel rol yapsa da hala iyi olmadığını hissediyordum sözcükleri de bunu destekliyordu. Peki dedi Ecem hiç sorgulamadan abisiydi en iyi tanıyan oydu diğerleride benden çok daha iyi tanıyordu niye karşı çıkmıyorlardı tek kalmasına izin veriyorlardı. Çok garip bir gruplardı. Kantine doğru ilerlemeye başladık. Beraber yürürken fısıldaşmaların farkındaydım yeni gelen biri popüler bir grupla takılırsa hep aynı tepki olurdu değişmeyen gizli ergen kuralları. Direkt gözlerini bana odaklamış sarı saçla bir kız adeta gözleriyle beni yiyordu ve daha dayanamayacaktım. Önüne mi baksan hem bakamıyorsun da boyun yetmiyor hadi makyajın akmış onu tazele filan tanışmayalım bence çünkü iyi bir tanışma olacak gibi durmuyor dememle bütün bahçenin ortasında gözler bana dönmüştü. Sıkıntılılardı gerçekten! Utanıp az baksınlar diye yaptım ben mi anormalim dememle gruptaki herkesin sırıttığını gördüm Azra dışı. O pek de gerekli değildi zaten. Bu sözlerimle herkes etrafına dönmüştü ama hala yan gözle izleyen birileri vardı. Hadi gidelim makyajı unutma dedim sarı saçlı bücürün ardından. Herkes bir şeyler almıştı ben sadece bir İzmir bombasıyla kahve almıştım. Gerçekten İzmir bombası mükemmel bir şeydi. Bombamı yedikten sonra Ecem Alev bomba yer mi dedim sorumla Azra'nın bakışlarının üzerimde olduğunu hissettim. Sanki nikahıma istedim. Zaten Alev benim tipim değil ve ben aşık olabilecek biri değildim güvenmeyen biri nasıl aşık olabilirdi bu kız saçmalıyordu. Alsın Alev'ini başına çalsın. Ecem sever aslında ama tatlı şeyler yemiyor pek fizik için dedi doğru ya bu manyak ve psikopat olduğu için özür dilerim Ecem abin biliyorum ama yalan yok şimdi Demir'e bir program yazmış o ne öyle her şey yasak çok gıcık dememle Alper kız haklı dedi. Neden bilmiyorum ama Alper'i sevmiyordum bakışları filan bir halt vardı bu çocukta. Ege benim program daha zor ondan onu çok zorlamıyor diye Demir'i gösterdi Mert kendi programı en zor manyak gibi egzersiz yapıyor dedi. Dorukların takım dememle her zaman şakamatik olan Mert bile ciddileşmişti sormadım sayın dedim durumdan kurtulmak istercesine ve iki tane kahve ve bomba aldım. Kendin mi yiceksin onları hepsini diyen Azraya döndüm evet hepsini ben yicem Azra dedim. Olmayan beyniyle bana sataşıyordu afiyet olsun ben gidiyorum dememle Demir nereye dedi Alev'e götürücem içime sinmedi dedim. Ben götürürüm diyen Azra elimden kahveleri almaya çalışırken bir tanesi çoktan üzerine dökülmüştü. Soğuk kahveydi havada sıcaktı serinlemiştir. Bay bay Azra serinlemişsindir dememle gözlerin bana döndüğünü fark etmiştim. Ne yapalım bana alışacaklardı bana bulaşana bulaşırdım ama herkesi kendi tarafıma çekerek mantıksız hamleler bana göre değildi. Yeni bir kahve alıp sınıfa doğru ilerledim. Sınıfın koridoruna girmişken birine çarptım neyse ki elimdeki kahve dökülmemişti çarptığım kişinin Doruk olduğunu görünce gülümsedim günaydın dedim günaydın lacivertli nereye dedi. Sınıfa dedim yan sınıftayım kaçarsan yamyamların yanından bizim sınıfa da beklerim içerdeki hiç kimse katil değil merak etme hepsinin parmak izi testi çıkmış dedi. Bizimkiler daha çıkmadı sanırım dedim kendimi covid döneminde markete gidip tanıdık görünce covid testi yaptırdınız mı ne çıktı bizimki daha çıkmadı diyen biri gibi hissediyordum. Tek sorun bizdeki karantinanın cinayet karantinası olmasıydı. NE KADAR MÜKEMMEL(!) Bizim sınıf daha güvenli yani kesinlikle gelmelisin dedi ikizim derken sözümü kesti hepsi benden nefret ediyor sadece ikizine takılman gözlerimi yaşarttı dedi ikizim dışında hiç kimseye güvenmem dedim. Benim gitmem gerek lacivertli dedi görüşürüz dedim görüşelim deyip göz kırptı. Bu çocuk da hep göz kırpıyordu. Herkes bana bir şey diyordu bu okulda yok lacivertli yok yıldız sarısoyun varizi evet gerçekten bunu diyen olmuştu yok ay kız neydi alıp veremedikleri. Sınıfa girdiğimde köşede sigara içen Alev'i gördüm eskiden çok içmediğini söylemişti ama son 12 saat de 3 yakışını görmüştüm. Umarım gördüklerimden fazlası yoktur diye geçirmeden edemedim. En nefret ettiğim şeylerden biri bu hayatta sigaraydı. Gözleri beni bulduğunda sigarayı söndürdü neden geldin dedi istiyorsan gidim dedim onun yanındayken istemsizce herkese baş kaldıran ben bile geriliyordum. Cidden kaçma fikri cazipti. Sadece yani diğerleyile kalvaltı yapmadığını merak ettim Dolunay dedi sen tektin ve fende izmir bombası ve kahve alıp yanına geldim kötü mü yapmışım dedim. Yani tabii sen tatlı şeyler yemiyormuşsun baya ezgersiz şeyine takıntılıymışsın filan Demir'e yazdığın kağıdı gördüm o neydi ya yazık değil mi bu çocuklara hepsi de şikayetçi zaten güya bide en ağırı seninkiymiş. Yani sen kesin izmir bombası yemezsin büyük ihtimalle ama seviyormuşsun kim sevmez ki. İzmir bombası sence de fazla güzel bir şey değil mi bence öyle. Ama kahveyi americano aldım şeker,s üt filan onda yok diye zaten bende americano severim yani aslında modum yüksek olduğunda iced caramel macchiato içerim normalse veya düşükse americano. Aa ben soğuk aldım ben kışın bile sıcak kahve içmiyorum alışkanlık soğuk kahve sever misin diye sormayı unuttum ya bomba sever mi diye bile sorduğumda manitan yicekmiş gibi baktı onla uğraşamazdım yani. Biraz fazla mı uzun konuşmuştum. BİRAZ MI KIZIM SUSMUYORSUNKİ. SUS İÇ SES SUS. Yanlış yerde çenen açıldı bu sefer çok yanlış yerde. OFFF. Alev iç kahkasını gizlemek çaba sarf etmeden güldüğünde kızardığıma emindim. SİKTİR KOCA BİR HASSİKTİR! İçinden kendine saydırma derken sırıtan Alev'e döndüm bazen çenem çok açılıyor olmamış gibi davranalım dedim. Ağır başlı özgüvenli imajımın üzerinden kamyonla geçmiştim resmen toparlamaya çalışıyordum. Bence hep böyle devam edebilirsin gayet iyi gidiyordu sadece manitam yok benim manitam derken dediğinde. Azra yicekti beni dedim aramızda hiç bir şey yok dedi ee ben bunu zaten biliyordum Azra Alev'e takıntılıymışda Alev pas vermiyormuş öğrenmiştim. Bİ DK O KADAR ŞEY ANLATTIM DİNLEYİP BUNA TAKILIP NİYE AÇIKLAMA YAPMIŞTI BU. Biliyorum dedi nerden biliyorsun olmayan bir şeyi bilemem dediğimde inanmaz bakışlar yolladı. Göz devirdim. Oturup şunları yiyip atışmadan iki dakika dursak dediğimde ben razıyım ama senden şüpheliyim bakışları atsa da umursamadan paketleri masaya yerleştirmeye başladım.

HİÇ KİMSEYE GÜVENMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin