AŞKIN YAŞI

47. Bölüm ŞAHİT

Oy ve yorumlarınızı benden esirgemeyin olur mu?

Keyifli okumalar:)

Sağlıcakla kalın...

Odaya öpüşerek adım attılar. Kısa süre sonra ayakta durmayı sonlandırıp yatağa uzandılar. Üzerilerindeki fazlalıklar sırasıyla birbirlerine olan yardımıylarıyla çıktığında ikili çırılçıplak kalmıştı. Hem aceleci hemde değillerdi birbirlerine dokunurlarken. Hem biran önce sona varmak hemde anın son bulmasından kaçınıyor gibiydiler.

Bir süre sonra arzulanan sona vardıklarında nefes nefese sırt üstü yatağa uzandılar. Genç adam sevdiği kadını çıplak göğsüne doğru çekip kolunu bedenine sardığında hala nefesini kontrol altına alamamıştı.

Genç kadının saçını koklayıp"Tıpkı bahar gibi kokuyorsun."dedi.

" Bahar'da kim? "diye sordu genç kadın. Dinçer yumduğu gözlerini araladı bu soruyla.

Genç kadının gözlerini yüzüne dikmiş ciddi ifadesiyle kendini anında savunmaya geçti.

" Bahar değil güzel yüzlüm. ilkbahar mevsiminden söz ediyordum. Saçlarının kokusu, bana onu çağrıştırıyor. Öylesine güzel ve huzur verici ki."

Mehtap gülme istediğini daha fazla bastıramadı."Şaka yapmıştım ama bu denli güzel bir iltifat alacağımı tahmin etmemiştim açıkcası. Teşekkür ederim. "dedi başını yeniden huzur bulduğu yere bırakırken.

" Demek oyuna geldim."dedi kandırılmışlığın verdiği afallamayla.

"Ona öyle demeyelim de... "diye kendini anlatmaya çalışan genç kadının sözleri genç adamın onu tutkulu öpüşüyle yarıda kaldı.

Ateşli öpüşmeleri son bulduğunda, Dinçer genç kadının yanağına dokundurdu elini. " Artık tamamen benimsin."

Duyduğu cümle genç kadının garibine gitse de aynı zamanda hoşuna da gitmişti. Ama gücenircesine sordu. "Şüphen mi vardı?"

Birbirlerinin gözlerine bakarken sevdiğinin sorusunu yanıtladı.

"Hiç olmadı ki."

Bu kez öpüşmeyi başlatan genç kadını ta kendisiydi.

***

3 GÜN SONRA

Mehtap iş çıkışı Dinçer'le sözleştikleri üzere yemeğe çıktılar. Mekan yine deniz kenarında bir yerdeydi. Aşık olduğu kadının salaş ve deniz manzaralı mekanları sevdiğini bildiği için yine arkadaşlarının önerdiği bir bir yere gelmişlerdi.

Beraber oldukları o geceden sonra hayat daha da anlam kazanmıştı Dinçer için. Sanki yeniden doğmuş gibi hissediyor, kendi deyimiyle asıl şimdi gerçek anlamda nefes alıyordu.

Mehtap'da halinden fazlasıyla memnun görünüyordu. İçinde bir yerlerde annesiyle arasındaki sorunu çözememiş olmanın hüznü olsa da sevdiği adamın yanında gayet keyifliydi. Önündeki yemeğini yerkenki memnun ifadesi, onu hayranlıkla izleyen Dinçer'i de mutlu ediyordu. Gördüğü tebessüm bir ressamın çizemeyeceği kadar eşsizdi.

Mehtap tabağından gözünü ayırıp, karşısındaki adama baktığında, kendisini izlerken buldu.

"Bana niye öyle bakıyorsun?" diye sordu. Rahatsız olmamasına rağmen.