3. Bölüm

76 26 42
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

İyi bölümler :)

maNga - Dünyanın sonuna doğmuşum

3. Bölüm

Kurtuldum sanmıştım.

Bu savaşın galibi ben gelmiş, yeni bir hayata yolculuk yapacağım sanmıştım.

O kabuslarımın sahibi şehirden kaçtığımı, hayatımı mahveden insanlardan kaçtığımı sanmıştım.

Ama yanılmıştım.

Şuan da yan koltuğunda oturduğum adam kim, tanımıyordum bile. İsminin Baran olduğunu söylemiş başkada bir şey dememişti.

Yolun başından beri arabada bir sessizlik hakimdi.

İşime geliyordu.

Çünkü kafamda ki düşüncelerle savaşıp, en azından bir savaştan galip ayrılmalıydım.

Her zaman olduğu gibi, en kolay kaçış yolum olan uykuya sığındım.

Hiç bir zaman tam uyuyamazdım. Çünkü hep, bir şey olacak korkusu sarardı bedenimi. Ancak garip bir şekilde bu arabada, huzurla uyku çekiyordu beni.

Yanımda ki adamın, babamın bir adamı olduğunun bilincinde olarak gözlerimi kapadım.

Ve evet,

Zindanıma tekrar dönüyordum.

🥀

Yaklaşık olarak beni istemeye gelmelerine 1 saat kalmıştı ve ben hâlâ aynı yerde oturmuş neden hâlâ yaşamla savaştığımı düşünüyordum.

Bu savaşın kazananı belliydi, hem de en başından.

Konağa yaklaştığımız zaman Baran ile beraber konağa gideceğimizi düşünmüştüm ama kendisi gelmemişti garip bir şekilde.

Kendimi konağa atamadan babam ve annem kapıda belirmişti ve beklenilen son gelmiş, bedelini acı içinde ödemiştim.

Çalan kapımla düşüncelerimi ileri sardım. Kimin geldiğini tahmin ediyordum ancak duymak istemiyordum.

Oturduğum süre zarfında kafamda soruları netleştirmiştim.

Her şeyini kaybetmiş birisinin elinden neyini alabilirlerdi ki?

Kapımın kulpunu açmaya çalıştı ama kilitli olduğunu anlayınca, "Aç şu kapıyı da nasıl olmuşsun bakayım." dedi annem.

Bende tek kelime ile cevap verdim;

"Hazırlanmadım."

Kısa ve net.

"Hazırlanmadın mı? Kalk hazırlan çabuk, yüzüne de o aldığımız eşyalardan sür."

Kısa bir düşünme sesi ve ardından gelen soru: "Neydi ismi?"

"Kapatıcı."

"Heh ondan sür. İyi kapat ama, tek bir yer gözükürse tek kırılan yer ayağın olmaz."

Bu sefer cevap vermedim çünkü bu kadar değersiz bir insan için kelimelerimi harcamak bile istemiyordum.

Ayak sesleri ile gittiğini anlayınca ayağa kalktım ve aynanın karşısına geçip yeni oluşmuş yaralarıma baktım.

Dudağımın kenarında bir patlak, morarmış bir yüz, hafiften patlamış bir kaş ve oradan akan kurumuş kan.

Beni avluya itmesinde hazırlıksız olduğum için çok sert bir şekilde düşmüştüm.

Zindan MahzeniWo Geschichten leben. Entdecke jetzt