5. Bölüm

64 12 5
                                    

Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın 💗

Berfu'yu ve Baran'ı aklınızda nasıl canlandırıyorsunuz?

Kendimden Hallice- Hatamı Dansa Kaldırdım

5. Bölüm

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum araba taşlı yolların sarsıntısıyla ilerlerken.

Ellerimi kullanamıyordum, dikişlerimin zorlandığı ve patlayacağı söylenmişti. Anlık bir sinirle yaptığım işin cezasını çekiyordum.

En korktuğum şey olmuş, zindanım yavaş yavaş beni yakmış, ve sonda bir kül bırakmıştı.

Oysaki verdiğim sözler gözlerimin önünde geçince verilen sözleri tutamadığımı acı bir şekilde anladım.

Bu evde her ne olursa olsun kendini ezdirmeyeceksin!

Ne olursa olsun kendine zarar vermeyeceksin!

Düşüncelerimden nihayet soruma cevap verilmesiyle çıktım, "Konağa,"

Anlamaz gözlerle yüzüne baktım abimin, kurtulmamış mıydık o zindandan?

"Neden?"

"Ufak bir hesaplaşmamız var."

Gözlerimi devirdim belimde hissettiğim acıyla beraber. Şuanda tahammül sınırlarım yok denecek kadar azdı ve o konağı tekrar görmeyi kaldırabileceğimi düşünmüyordum.

"Abi, otele gidelim. O konağa tekrar gitmek istemiyorum."

"Sen arabada kalacaksın zaten," arabayı geniş bir dönüş aldıktan sonra, tekerin çakıllarda sürtünme sesi kulağıma ulaştı. Daha fazla sorgulamadan sesimi keserek önüme döndüm, ve o bakımsız konağın gözlerime ulaşmasını izledin. İçinde neler yaşanmıştı böyle?

Zihnimde kalan tek şey, ben küçükken bu konakta dedemin yardımcısı olduğunu söyleyen kadındı. Bana her konuda destek olur, oku derdi, oku elin oğluna muhtaç kalma. Annemin yerine koyduğum kadını, annemin yapmadığı anneliği yapan kadını da kaybetmiştim. Kimsem kalmıyordu. Beni seven herkes ölüyordu ve ben bunu engelleyemiyordum.

Çekilen el freniyle abimin gözlerine baktım beni anlaması umuduyla. Ve anladı, abim beni yıllar sonra anladı. Kalbim heyecan ve mutlulukla çarptı.

Gülümseyerek elini tuttum abimin, "Bir an önce git hesaplaş ve gel. Çünkü burada seni bekleyen bir kadın var." dedim.

"Tamam. Geleceğim ve kardeşimle uzun bir sohbete dalacağız." dedi uzun kelimesini uzatarak. Kapıyı açıp çıktıktan sonra beklememi söyledi ve konağa doğru ilerledi.

Hayatımda sanırım ilk defa mutluyum diyebiliyordum. Çünkü mutluydum. Kelimenin tam anlamıyla mutluydum. Sırtımı yasladığım dağ geri dönmüştü ve kendimi yenilenmiş hissediyordum.

Bir süre etrafı izleyerek abimi bekledim, bir süre arabayı kurcalarayak, bir süre telefonda gezinerek ve bir süre de hayal kurarak. Evet hayal kurarak, uzun bir süre sonra ilk defa hayal kuruyordum. Umutluydum. Umuyordum ki bu sefer de yanılmazdım.

Gözüm konağın kapısında oyalanırken, aynı zamanda da abime söyleniyordum, "Of abi nerede kaldın!" hava iyice kararmıştı ve endişelenmeye başlamıştım. Mardin'in soğuk havası çevreye etki etmeye başlamış, ağaçlar soğuğun etkisiyle oradan oraya savruluyordu.

Arabanın içide oldukça soğumuştu ve ben üzerime hiç bir şey giymemiştim. Gözüm tekrardan konağın kapısında dururken, bu sefer nihayet abimin çıktığını gördüm.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 22 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Zindan MahzeniWhere stories live. Discover now