39 8 0
                                    

"Neyse, ben lavaboya gidiyorum"

"Tamam Binnie"

Changbin sandalyesinden kalktıp lavaboya doğru ilerledi. Ve ben de kafamdaki konuşmayı tasarlıyordum. Changbin gelmeden söylemem lazımdı.

Evet, Chris'e hissettiklerimi söylemem lazımdı. Çünkü içime sığmayan bu sevgiyi dışa vurmaya ihtiyacım vardı. Onu seviyordum.

"Chris"

Telefonundan kafasını kaldırıp bana döndü.

"Şey, sana bir şey söylemeliyim"

"Tabii"

İyi de, nasıl söyleyecektim. Ya onu aldatan kızı hâlâ unutamadıysa, ya erkeklere ilgi duymuyorsa? Ya benden iğrenirse? Ama hazır o buradayken söylemem lazımdı. Bir daha gelemeyebilirdi buraya. Korkuyorum.

"Şey, h-hani şu senin sevgilin vardı ya"

"Evet?"

"Şey, onu unutabildin mi"

"Oh, aslına bakarsan..."

Unutamadın mı yoksa? Lütfen, alıştıra alıştıra söyle.

"Uhmm, unutmak istiyorum"

"Eğer unutmak istersen..."

Hadi Seungmin.

"Şey, eğer unutmak istersen...ben"

"Evet?"

"B-ben seni seviyorum"

Bana olan şaşkın bakışları yüzümde gezinmeye başlayınca kafamı aşağıya eğdim. Rahatlamıştım, ama vücudum yanıyordu.

"Oh, b-bunu düşünsem olur mu"

"Tabi tabi"

En azından düşünmek istedi. Beni reddetmedi. Düşünmesi lazımdı. Ben olsam, ben de düşünürdüm. Chris haklı.

"Lütfen benden nefret etme bunu söylediğim için"

Bunu söyler söylemez arkama döndüm. Utanç içindeydim şu an. Duvarlar üstüme geliyor gibiydi.

"Hayır hayır, ne nefreti? Aklımdan bile geçmedi. Sadece...biraz şaşırdım"

Neden şaşırdın ki? Çok güzel bir kişiliğin ve yüzün var. Kız erkek fark etmeden herkes senden hoşlanabilir ki. Neden şaşırdın? Sana olan bakışlarımdan belli değil miydi zaten?

"Anladım. Beni reddetmemene sevindim"

"Bana gelen teklifleri her zaman önce düşündüm. Karşımdakini kırmamak için"

Bir de düşüncelisin, ilgilisin. Kim seni istemez ki güzelim?

customer at the bar || chanminDove le storie prendono vita. Scoprilo ora