5. Bölüm: İyilerin Dilekleri Her Zaman Gerçekleşir

219 25 244
                                    


Cigarettes After Sex - Cry

--Selamlar. Bu bölümün başında biraz değişikliklerim olacak. Kurguyu, ilişkileri ve gidişatı daha iyi anlamanız açısından bazı bölümleri başına, ortasına, sonuna görseller bırakacağım ve kitaba giren karakterler hakkında bilgi veren kartlar ekleyeceğim. Mesela bu bölümün karakter kartları bölümün sonunda olacak, spoiler yemenizi istemiyorum.🤐

                     || Bölümü oylarsanız sevinirim, iyi                                okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


|| Bölümü oylarsanız sevinirim, iyi
         okumalar.||

İnsanın en olmayacakları bünyesinde tutması ne de zormuş böyle? Ne tarafa çekileceğini bilmeden, kendi iplerini elinde tutamadan, zihnindeki sesleri susturamadan... Günler mi geçti, aylar mı? Yoksa yıl mı? Hissedemiyorum. Zihnim sürekli bir çıkış yolu peşinde, şuursuzca sağa sola sapıp duruyordu yönünü bilmeden. Ne ben engel olabiliyorum ne de var olduğunu sandıklarım.

Sanrılar ve kabuslar, içine çeker hapseder insanı.
Yavaşça boğazını kavrar ve ızdıraplar içinde nefesini keser.
Çabalıyorum, çabalıyorum, çabalıyorum.

  Tanrım, ne zormuş yabancı ruhlar arasında yaşam mücadelesi vermek.?

  Vücudumu saran buz gibi soğuğa rağmen deli gibi yanan gözlerimi hafifçe araladığımda gökyüzündeki muhteşem manzarayı izlemeye başladım. Eşsiz ve ışık saçan yaşam verenlerim. Karanlığın içinde bile kendilerine bir yer bulup ne de güzel parlıyorlar...

  Kendim bile bilmediğim bir melodi mırıldanarak sıcaktan kavrulan gözlerimi bir bir yıldızların üzerinde gezdirdim. Kafamda şekiller çizdim, anlamsız desenler oluşturdum... Yeter ki zihnim anlamsız bile olsa bir uğraş içinde olsun.

  Dışarıdaydım, yerde uzanıyordum. Saat kaçtı? Gece iki mi, sabah beş mi? Ne zamandır çimlerde böyle uzanıyordum, onun hakkında bile bir fikrim yoktu. Sadece yapıyordum. Bir aydır, her bir gün yaptığım gibi.

  "Sıcak..." Yavaşça yan dönüp cenin pozisyonu aldığımda kollarımı etrafıma sardım. Terliyordum, gözlerim yanıyordu ama neden tenim böylesine buz gibiydi?

  "Karina," Bacaklarımı iyice kendime çektim. Şortumun açık bıraktığı bacaklarım buz kesmişti, ayaklarımı hissedemiyordum bile. "Kendine gel, Karina. Sen bu değilsin, Karina. Ayağa kalk, Karina." Kendi kendime sayıklıyordum fakat söylediklerim boşlukta buhar olup gidiyordu. Ben bile kendi sesimi tanımaz olmuştum. Zihnim ne söylediklerime, ne düşündüklerime itaat ediyordu. Kendi krallığını kurmuş, bedenime hükmediyordu yalnızca. Gözlerim yorgunlukla kapanarak tekrardan uyumak için bana meydan okumaya başlayacaktı fakat hiçbir savaşa meydan vermeden kucak açtım bu uykuya. Zaten benim buna engel olacak ne gücüm kalmıştı ne de mecalim.

  Ölmezdim. Ölüm başucumda yatıp kalkıyordu bu sıralar fakat bedenime uğramaya pek gönlü yok gibiydi. Usulca beni izliyor, sanki doğru zamanı kolluyordu. O gece, hançerimi var gücümle göz sigiline sapladığımda kendi ruhumu delmiştim. Ensemde kansız, derin bir yara vardı. Elimi oraya götürdüğümde bir şey hissetmesemde içimdeydi. O yara ruhumda kanıyordu. Ruhlar için de bir yara bandı var mıydı veya bir merhem? Şayet varsa, en acilinden buna ihtiyacım vardı.

ULIANA: Lanet TutsağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin