İyi Misin, Taehyung?

849 70 40
                                    

Gecenin üçü dördüydü, boğazımın kuruması ve hafif de çişimin gelmesine uyanmıştım. Uyku mahruruyla ilk tuvalete sonra da aşağı inip mutfaktan bı su içmeye gittim. Balkon açıktı. Balkonun açık olmasıyla tam olarak uyanabilmiştim. Tabi yaa Taehyung en son benim yatağımdaydı. Ben bunu nasıl unutabilirim ki?

Balkona çıktığımda önündeki küllüğe sigarasını vururken üflediği duman kapıdaki bana gelince benim geldiğimi anlamıştı.

"Ne zamandır uyanıksın?"

"Sen ne zaman uyandın Jeonnguk?"

"Ben şimdi uyandım. Peki sen hiç mi uyumadın?"

"Uyuyamadım."

Kapının önünden biraz daha ilerleyip Taehyung'un karşısına oturup ona doğru yaklaştım.

"Bir öpücük versem uyur musun?"

Ve hafifçe dudağına öpücüğü kondurmuştum. O ise hafifçe gülümsedi.

"Jeongguk sır tutmayı sever misin?"

Evet sex geliyor bu sefer inanıyorum!!!

"Bunu o günden anlaman gerekiyordu. Sır tutmayı severim."

"Aslında sana söyleyeceğim şeyi bir tek yakınlarım biliyor." Hafifçe oflanarak oturuşunu dikleştirdi. Sonra paketinden bir sigara alıp yaktı. Yaktığı sigarayı bana uzattı.

"Alabilirsin biliyorum sigara içtiğini Jeongguk."

Uzattığı sigarayı alıp "nereden biliyorsunuz?" Diye sormuştum.

"Seni öpen benim, Sana sarılan da benim ve belli ki odana da bir tek giren ben oldum."

"Doğru."

Sonrasında kendisine de sigara yaktı ve sözlerine devam etti.

"Seni çok iyi tanıyorum Jeongguk. Ama sen beni tanımıyorsun."

"Evet sizi çok araştırmak istedim ama yoksunuz. Bildiğim bir kaç şey var o kadar."

"Mesela?"

"Aileniz en büyük şirketlerden birine sahip ama siz biyoloji öğretmeni oldunuz. Nedenini bilmiyorum ama sanırım seviyorsunuz mesleğinizi. Bir de arada modellik yapıyorsunuz. İki hayata sahipsiniz ama öteki hayatınızı diğer hayatınız bilmiyor gibi. Bizim okul sadece derslerine odaklanan Kore'nin en yüksek puanlı okulu. Öğrenciler modellikten bi haberler. Size hayran olan insanlar da öğretmen olduğunuzu bilmiyor. Ve bu sayede iki hayatınızı da birbirine katmıyorsunuz. Eh bunları biliyorum birtek."

"Bildiklerin doğru ve eksik."

"Siz anlatın o zaman."

"Benden nefret edersin."

"Etmem. Hadi çıkar ağzındaki baklayı Taehyung"

"seninle bu son bir hafta Petunya'm, ben iki senedir nişanlıyım ve ben bir hafta sonra Japonya'ya gidiyorum virüs bitene kadar orada kalacağım."

Bu hamlesi çok kötüydü. Onu tanımasam bu şakasına katıla katıla gülerdim. Ama onu tanıyordum ve asla şaka yapan biri değildi. Şakalardan nefret ederdi. Ve gecenin bu saatine kadar uyumayıp üstüne tonlarca sigara  içen bir adamdı. Ben ise sakince sigarayı küllüğe basıp odama doğru gitmiştim. Kapıyı kilitledim. Onun odaya girmesini istemiyordum. O da çok zorlamadı, hatta hiç zorlamadı. Sessizce kapıma gelmesini ve bunların doğru olmadığını duymak istiyordum ama duyduğum tek kapı sesi evden gidişi olmuştu.

Günaydın Jeongguk.

Rüyaların bu kapıdan sakince çıkıp gitti.

Artık gerçeğe dönmen gerekiyor.

Ağlayamıyorum. Ağlayamıyordum. Zaten beklerdim. Her şey kusursuz bir şekilde sonsuza kadar sürmezdi ya. Ben neden böyle umutlara katılmıştım ki?

Bana petunya dedi. Beni bir umut olarak mı gördü. Ve ben ona umutsuzluk mu vaad ettim. Ama o nişanlıydı. Koskoca Kim Taehyung asla kendi isteği doğrultusunda nişanlanamazdı. O kesinlikle o kızı seviyordu. Ve ben ise burada üçüncü şahıstım. Adam kendince eğlence istedi. Ki filmlerden biliyordum evlenene kadar herkes bır kaç kaçamak ve çılgınlık yaparmış. Bende onun kacamağıydım.

Japonya'ya gidiyor. Virüs bitene kadar da dönmeyecekmiş. Nerden biliyoruz bu illetin seni ya da beni öldürmeyeceğini?

En son ki huzurlu uykumu ardımda bırakıp bu sefer uyku iyileştirir moduyla uyumaya devam ettim.

.
.
.
.
.
Günaydın

my teacher kim? Where stories live. Discover now