Babasının kızı / FİNAL/

45- " Annen..."

" Baba, biraz yavaş gidebilir miyiz?"

İçime kaçan sesim ile zar zor konuşurken babam bir anda arabayı sertçe kenara çekmişti.

Göz yaşlarım bir anda boşalmaya başlarken dizlerim ve ellerim zangır zangır titriyordu.

Babam bana döndüğünde ağzının içinden sessizce bir küfür mırıldandı ve kemerini çözüp hızla bana doğru eğildi.

" Çok özür dilerim babacım, çok özür dilerim. Bir anda her şeyi unuttum. Özür dilerim, özür dilerim."

Bir anda ardı ardına özür dilemeye başladığında neye uğradığımı şaşırmıştım.

Eliyle göz yaşlarımı silip başımı göğüsüne yasladığında göz yaşlarım sessizce akmaya devam ediyordu.

" Allah belamı versin, çok özür dilerim."

Kafamı kaldırıp babam baktığımda gözünün dolduğunu görmemle yutkundum.

" Baba özür dileme lütfen."

Dedim ve ben de onun göz pınarlarında birikmiş yaşlarını sildim.

Titremelerim durmuştu şükür.

" Ben sadece bir anda o kadar hızlı gidince ve bana cevap vermeyince kaza yapacağımızı sandım."

Kafasını salladı.

" Özür dilerim birtanem."

Ardından derince yutkundu ve yeniden kafamı göğüsüne bastırdı.

Neler olmuştu öyle?

Babam neden bir anda kendisini kaybetmişti?

" Baba, sen iyi misin?"

Dedim endişeli ses tonum ile. Çünkü babam kafasını boynuma gömmüş sessizce ağlıyordu.

" Baba ne oluyor?"

Daha da sıkı sardı kollarını etrafıma.

" Babacım?"

Dedim bir kez daha.

İyice korkmaya başlamıştım artık.

" Eve gidince güzelim. Eve gidince."

Yavaşça benden ayrıldığında hızlıca göz yaşlarını silip arabayı çalıştırmıştı.

Kısa ve sessiz bir yolculuğun ardından eve gelmiştik.

" Anlatıcak mısın artık baba?"

Dedim sessizliği bozarken.

Karşımdaki koltukta oturmuş ve düşüncelere dalmış bir şekilde, hareket etmeden duruyordu.

Sesimle beraber bana döndü ve elini saçlarından geçirip kendine gelmeye çalıştı.

" Nasıl diyeceğimi bilmiyorum."

Dedi kısık bir sesle.

" Abii!"

İçeri dalan halamla birlikte yerimden sıçramıştım.

Üzerinde ayıcıklı pijamaları, ayağında pijamasıyla takım olan pandufları ve yüzünde de maske olan halam resmen damdan düşer gibi ortamıza düşmüştü.

" Geldiğinizi de haber vermiyorsunuz hiç."

Dedi ve tekli koltuklardan birine oturdu.

Halam genelde gündüzleri bizde oluyordu.

Eliyle karnını okşadı ve bize döndü.

" Siz iyi misiniz? Halacım senin betin benzin atmış gibi sanki? Gel bakıyım bi, ateşin mi çıktı acaba? Ay abi sende yani, kızın halini görmüyor musun? Bir doktora gitseydiniz gelirken."