gerçekleşen dilek

141 32 25
                                    




Merhaba sariq! Artık yavaştan ısınalım mı, ne dersin? Bu arada satır arası yorumlarda bulunabilir ve hikayeye dönüt verebilirsin. Ayrıca...

⭑🦋   Lütfen oy vermeyi unutma.  ⭑🦋






15 Haziran 2025

"Şimdi senden arkana yaslanmanı ve önündeki formu kullanarak sorduğum soruları cevaplamanı istiyorum."

Bay Sullivan arkasına yaslandı ve gerektiğinde not alabilmek için not defterini açtı. Faye, herhangi bir tuhaflığın o deftere not alınacağını bildiğinden biraz gergindi.

"Rahatlamanı istiyorum."

Elbette söylemesi yapmaktan daha kolaydı.

"Hazır mısın?"

Kesinlikle hayır!

"Sanırım." dedi Faye.

Bilmiyorum...

Bay Sullivan şefkatli bir gülümsemeyle Faye' i rahatlatmaya çalıştı. "İstediğin zaman başlayabileceğimizi biliyorsun, değil mi?"

Daha önce de terapiye gelmişti ama o zaman durum farklıydı. Omuzlarını geriye doğru hareket ettirip sırtını dik pozisyona getirirken bile kalbi heyecandan küt küt atıyordu. Ellie'yi sorar mıydı? Derin bir nefes aldı. Sonuçta ne kadar erken başlarsa o kadar çabuk biterdi. Göz ucuyla saate bakarken bu seansın sonsuza kadar sürmeyeceğini kendine hatırlattı.

"Hazırım!"

"Güzel! O halde sana soracağım şeyleri gözünde canlandırmanı ve önündeki malzemeleri kullanarak onları ayrıntılı bir şekilde yazmanı veya çizmeni istiyorum. Anlaştık mı?"

Faye cevap vermedi ama olumlu anlamda başını salladı. Parmaklarını not defterinin yumuşak kapağı üzerinde kasıtlı olarak gezdirirken rastgele bir sayfa açmıştı.

"Şu anda yanında olmayan ancak sık sık gördüğün bir akrabanın veya arkadaşının yüzünün, başının, omuzlarının ve vücudunun tüm özelliklerini gözünde canlandırmanı istiyorum." dedi Bay Sullivan. "Bunu yapabilir misin?"

Yüzündeki ifade o kadar arkadaş canlısıydı ki Faye ağlayacak gibi oldu. Onun gibi birini hayal kırıklığına uğratmanın insanlığa karşı bir suç olacağını hissediyordu. Olumsuz cevabı vermeden önce düşünüyormuş gibi yapmaya karar verdi. Çünkü biliyordu. Ne kadar beklerse beklesin yine de hiçbir şeyi gözünde canlandıramayacaktı. Tanrı aşkına, daha birkaç gün öncesine kadar aynı evi, aynı odayı, aynı hayatı paylaştığı kardeşinin nasıl göründüğünü bile hatırlamıyordu! En azından denediğini göstermek için kalemi kağıdın üzerinde gezdirdi. Aklına gelen tek şey kelimelerdi ve onları yazmak bile yarım dakikasını almıştı. Bitirdiğinde gözleri yaşlarla doldu.

"Ö-özür dilerim."

"Lütfen." dedi Bay Sullivan. "Hissettiklerin için özür dileme."

Faye hıçkırıklara boğulurken Doktor Sullivan ona doğru yaklaştı ve masadaki bardağa biraz su doldurdu. Ancak onu ne Faye' e uzatmış ne de içmesi için bir komutta bulunmuştu.

"İstediğin kadar ağlamakta özgürsün Faye."

"Bay Sullivan, ben—"

"Bana Daniel diyebilirsin."

Faye yeni bir ağlama nöbetiyle sarsılırken kucağındaki defteri yere düşürdü. Eğer Daniel nispeten yakınına gelmiş olmasa ve onu teselliye kalkışmasa seansın tamamında ağlayabilir ve kendisini umutsuzluk içinde bulabilirdi. Hayır, bunu kesinlikle istemiyordu. Hıçkırıklarını yuttu.

AFANTAZİWhere stories live. Discover now