27. BÖLÜM < Nefes >

3.9K 204 50
                                    



Âgah KARAMAN'DAN



Eve gelmiştim, ceketimi sandalyeye fırlatıp camın önünde durdum. Dışarıda hafif yağmur çiseliyordu, kış günden güne kendini göstermeye başladı.

Kışı hiç sevmezdim. Çünkü abim küçükken her kış okul çıkışı babamın yanında onun işlerine yardım ederdi. Onu neredeyse hiç görmezdim, Yazın köye birlikte gider eğlenirdik

O gittikten sonra kışlar bana daha soğuk gelmeye başladı, bir buz kütlesi vardı sanki kalbimin ortasında. Hareket ettikçe batıyordu en derinlerime

Babam; acılar geçmez, sadece onlara alışırsın derdi. Acı hep orada tap taze kalır, görmezden gelen bizdik. Taki o acıyı hatırlatacak birşey olana dek

Yine bir kış günü ve birinin daha yokluğu kalbimde kesikler açıyor. Bazen kendimi kaybediyorum, ne yaptığımı veya ne yapmam gerektiğini kestiremiyorum. Yokluğunun hıncını başkalarından alıyorum, seni bulamamanın hıncını kendimden çıkarıyorum

Hadi.. şimdi de gel de, sen âgah karamansın diye. Gel yine desene sen herşeyi halledersin diye! Herşeyin üstesinden gelirsin de!

Kimse sen varken ailene zarar veremez de!

Desene Esra!

Niye susuyorsun!

Yine avut beni, varlığınla sakinleştir. Yine o yasemin çiçeğini içime çekeyim, ipek saçların dolansın tüm yüzüme

Niye yapmıyorsun?

Neredesin esra?

Niye bulamıyorum seni?!

Ama buna müsade etmeyeceğim. Benden gitmene izin vermeyeceğim. Sana söz, seni ait olduğun yere geri getireceğim

Bir kere iltimas gösterdim ve ailem parçalandı, çoğu kişi birkaç günde hayatımdan kayıp gitti. Bu sefer olmayacak

O gidemez, beni terk edemez, o olmaz...

Başım çatlıyordu, ilaç almak için sağımda duran makyaj ve takılarla dolu masanın çekmecesini açtım. İlacı alırken gözüme ona aldığım zümrüt kolye ilişti, sonrasında burnuma onun kokusu

Sinirle ilacı almadan çekmeceyi kapattım. Ceketimi elime alıp dışarı çıktım. Cebimden telefonu çıkartarak selçuğu aradım

İçim iyice daralmıştı, hareket etmem lazım ama ne yapacağımı ya da nereye gideceğimi bile bilmiyorum. Hiçbir iz yok, siktiğimim adamları yer yarıldı da içine girdi sanki

Urfada olmazlardı, olsalardı bulurdum. Başka bir yere götürmüş olmalılar ama nereye?

Selçuğa merkezden uzak köylere bakmasını söylemiştim, fazla uzaklaşma ihtimalleri yok. Şoför geldikten hemen sonra tüm urfanın çıkışlarına adamlarımı diktim. Bulunmaları an meselesi

Sonunda telefon açıldığında "Gittin mi?"

"Geri dönüyorum"

O görmese de kaşlarımı çattım "Daha az önce yoldaydın ne zaman vardın da şimdi geri dönüyorsun?"

"Bir çoban karşı köylerine 3 4 arabanın birkaç gün önce geldiğini söyledi"

"O köyü biliyorum, birkaç yıl önce su sorunlarından dolayı sıkıntılar olmuştu, orada yaşayanları başka yere taşıdım"

"Yani köy şu an tamamen boş" Dedi selçuk

Bingo

Yüzümü tamamen kaplayan bir gülümsemeyle telefonu kapattım. Adımlarımı arttırarak hızla aşşağıya indim, babama gittiğimi söylemem gerekti ama şu an sırası değildi. Önce karım




BİR GARİP GELİN Where stories live. Discover now