13-cü bölüm: Alevlenen duygular

539 40 123
                                    

Satır arası yorumlarınız çok güzel. Böyle devam. İyi okumalar❤️‍🔥

Alparslan artık benimle ilgili gerçekleri biliyordu. Bu gün onunla ilk defa hem esir düşmüş, hem yaralanmış, hem de çatışmaya girip kurtulmuştuk. Onunla tanıştığımdan beri hayatım çok değişti. Eskiden sadece mesleğimi düşünen biriydim. Ama artık eski ben gitmişti sanki. Alparslanın yanındayken kendimi çok huzurlu, güvende, mutlu ve heyecanlı hissediyordum. Ona sarılınca kalp atışlarım hızlanıyordu, uykum geliyordu. Hep benimle kalsın istiyordum. Onu kimseyle paylaşmak istemiyordum sanki. Sadece benim olsun istiyordum. Bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama sanırım ben..... Ben ona aşık oldum...

O da sana aşık.
Nerden biliyorsun?

Biliyoruz da söylüyoruz. Kaynağımı paylaşamam.
Sana güven olmaz.

Çatışmadan sonra çok yorulmuştuk. Alparslana sarılmış onun kokusuyla dinleniyordum. Ha bu arada irademe yenilmedim. Bir an gerçekten kendimi tutamayacağımı sanmıştım çünkü bu çocuk aklımı başımdan alıyordu. Terslik yapıyorum ama ona yenilince havalara uçuyordum kendi içimde. 

Yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu. Uyku beni içine çekiyordu. Alparslanın saçlarını okşaya okşaya, onun kokusunu soluyarak uykunun derinliklerine daldım.

•••

Sabah uyandığımda Alparslanın kollarındaydım. Hala uyuyordu. Serumların ve dünkü yorgunluğun etkisiydi. Bir süre yüzünü inceledim. Gerçekten çok yakışıklıydı. Taliplerinin bitmemesi normaldi. Koyu kahve saçları, esmer teni, kahve gözleri, kıpkırmızı dudakları... Her şeyiyle çok yakışıklı, cesur, güçlü birisiydi. Ne kadar ciddiyse bir o kadar da tatlıydı. Bazen bilerek onunla inatlaşıyordum. Kalkıp işimin başına dönmek istiyordum ama Alparslan beni öyle sarmıştı ki kollarından kurtulamıyordum.

Gözlerini aralayıp gözlerime kitlendi ve gülümsedi. Panikle gözlerimi kaçırdım.
Güldü.

"Ne gülüyorsun?"

"Sen beni mi izliyordun?"

"Yok canım. Ne alakası var? Öyle boş bakıyordum sana denk geldi."

"Yalan söylemeyi beceremiyorsun Doğa. Elin ayağına dolanıyor." Yüzümü başka tarafa çevirince çenemden tutup ona bakmamı sağladı.

"Neden gerçek düşüncelerini söylemiyorsun?"

"İyi tamam. Evet seni izliyordum. Ama hemen öyle havaya girme. Kaşının üstündeki yaraya bakıyordum. Ayrıca ben belki sana söyleyemem ama teröristlere öyle bir yalan söylerim ki sen bile inanırsın."

"Bak sen. Bunu konuştuk sanıyordum. Bu imkansız."

"Biliyorum. Şansımı denedim sadece."
Bakışları dudaklarıma kaydı. Telaşlanıp
"Şey, benim gitmem gerek işlerim var. Daha senin taburcu işlemlerini yapmam gerek. Ben gelmeden kalkma tamam mı?"

Diyip ayağa kalktım.

"Tamam." Dedikten sonra çıktım. Soyunma odasına gidip siyah doktor giysilerimi ve beyaz önlüğümü giydim. Alparslanın taburcu işlemlerini yaptıktan sonra yanına döndüm.

"İşlemleri yaptım. Pansumanını yaptıktan sonra çıkabilirsin." Diyip serumu çıkardım. Eldivenlerimi giyip Alparslanın tişörtünü yukarı sıyırdım.
Yarayı temizledim. Çok derin olmadığı için çabuk iyileşiyordu. Bandajla kapattıktan sonra tişörtü tekrar aşağı çektim.

Kalp AtışıWhere stories live. Discover now