𝟭.𝟒

12.3K 587 73
                                    

Yeni bölüm geldii

Bugün buraya bir şarkı bırakıyorum.
David Kushner-Daylight

İyi okumalar
__

Aslı ile sınıfa girdiğimizde sınıf tamdı. İlk ders sınavdı. Bu hafta için böyle, geri kalan sınav zamanlarında ise ikinci ders olacaktı sınavlar.

Yerime oturup kalem, silgi çıkardım. Dün ders çalışırken aklıma ara sıra Burak gelse de dikkatimi çabuk toparlayarak ders çalışmaya geri dönmüştüm. O yüzden sorun yoktu. Sınav konusunda endişeli değildim.

Kapıya bakışlarım kaydığında ise içeri giren Burak ile onu inceledim. Biraz uykusuz gibiydi. Nedenini merak etmiştim. Şu an değil ama teneffüste soracaktım. Tabii bununla birlikte hafta sonu olanları da.

Hocayı beklemeye devam ettim. Ardından sınıfa birinin girmesi ile bakışlarımı oraya çevirdim. Merdivende üstüne düştüğüm çocuk gelmişti. Çocuğa ettiğim hitap hoşuma gitmeyince hafif yüzüm buruştu.

Çocuğun ardından sınıfa hoca da girdiğinde ayakta olanlar da yerine oturdu.

"Evet arkadaşlar, genç bir sınıf arkadaşınız var."

"Hoş geldin bro." Atlas'ın uzaktan lafa atlaması ile herkesde gülüş oluştu. Her lafa atılıyordu. Kötü bir şey de demediği için, genelde lafa dalışının nedeni komiklik yapmak olduğu için sınıfın şebeğiydi.

Çocuk kafasını sallayarak karşılık verdi. "Hoş buldum bro."

Belliydi zaten onun da böyle karşılık vereceği. Daha beni merdivende ilk tanımasına bile espri yapmıştı. Kesin Atlas ile çok iyi anlaşırlardı.

"Kendini arkadaşlarına tanıt yavrum." Hocanın sözüyle kendini tanıttı.

"Herkese merhaba. Ben Selim. Genelde her lafa komik cevaplar veririm. En azından komik olduğunu düşünürüm cevaplarımın."

Evet Atlas'a bir ikiz gelmişti galiba.

"Bir Atlas yetmiyor gibi ikincisi de geldi." kızlardan birisi konuşmuştu.

"Yalnız ben daha çok kullanışlı atlas olacağım. Coğrafyam iyidir." bir süre herkes anlamadığında tek gülen Atlas'tı. Daha sonra bize de bu esprinin açıklamasını yaptı.

"Atlas olan atlastan bahsediyor arkadaşlar. Şu hani harita olan." Atlas'ın açıklaması ile herkesten onaylama mırıltılar çıkarken bende gülmüştüm buna. Soğuk esprilere gülen bir yapım vardı.

Etrafa benden başka gülen var mı diye bakarken Burak'ı gördüm. Başını eğmiş ortamdan soyutlanmış gibiydi. Acaba normalde de böyle miydi? Yoksa geçen gün olan olay yüzünden mi böyleydi. Ders dışında tanışmadığım için dersde nasıl olduğunu bilmiyordum.

"Tamam Selim hadi yerine geç de vakit geçmeden sınava başlayın." hocanın konuşması ile dikkatimi topladım. Selim de gelip arka sıramıza oturmuştu.

"İyi sınavlar." Selim'in sözüne karşılık 'sende' dedikten sonra önüme döndüm.

**

Sınav bitmiş herkesin Selim ile tanışma faslına ben de dahil olmuştum. Gerçekten komik bir kişiliği vardı. Yakın arkadaş olacağımıza inanıyorum.

Daha sonra ben tek olarak tanışırız diyerek yanlarından ayrıldım. Burak ile konuşmak istiyordum. En son sınıftan elinde kitap ile çıkmıştı o yüzden kütüphanede olduğunu düşünüyorum.

Kütüphaneye geldiğimde Burak'ı görmem ile yanına gittim.

"Merhaba" Burak'ın bakışları bana döndükten sonra bir süre baktı. Ardından arkasını dönüp ilerlemeye başladığında seslendim.

"Hey, ne yapıyorsun?" Yanına varmaya açalıştıkça hızlıca uzaklaşmaya çalışıyordu.

Kolundan tutmayı başarıp konuştum. "Neden kaçıyorsun? Konuşmam gerekiyor seninle."

"Artık konuşmamıza gerek yok."

"Ne demek gerek yok?"

"Yok işte. Program da iptal."

"Neden ama?" sessiz kalıp uzaklaştığında tekrar durdurdum.

"Neden durduk yere iptal ediyorsun? Dün olanlar yüzünden mi? Dün olanlar demişken dün ne oldu? Onu da anlatır mısın? Mesaj da attım ama görmedin."

"Bir şey olmadı. Program iptal. Bu kadar."

"Nasıl bu kadar ya? Hiçbir şey yapmadım ben. Nedenini söyle." sessiz kaldı yine.

Sessiz bir şekilde uzaklaştı. Bende durdurmadım. Akşam ne olduğu hakkında ona yazacaktım. Tabii mesajlarıma bakarsa.

**

Bölüm sonuu

Umarım kurgu şu an güzel ilerliyordur. Yani sizin bakış açınızla. Hafif hafif olaylara giriş yapıyoruz :-)

Yıldıza basmayı unutmayın :-D Tabii bir de yorumlarınızı bekliyorum.

VAKTİM YOK / YARI TEXTİNGUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum