Acı Gerçekler

1K 82 0
                                    

"Elveda demeli bazen insan, arkasında kalanlara 'hoşçakal' ağır olur. Onu bırakırken hoş kalmasını beklememeli."
-İ.M.

⋇⋆✦⋆⋇

Yazardan♤

Erkan Mirza büyük, uzun masasında içini yiyen düşüncelerle öylece otururken dosyalara bakıyordu.

Öz kızı olduğunu düşündüğü İzel'den haber alamadıkça kafasında senaryolar kuruyor, o senaryoları yaşıyor ve yaşadıkça kahroluyordu.

Erkan Bey'in eli kolu uzundu ama ne arama kararı çıkarabiliyor ne de araştırma yapıldığında İzel hakkında bir bilgi çıkıyordu. Gizlenmiş dosyası, İzel'in kötü işlere bulaştığını düşünmesine neden oluyordu.

Bir mesaj daha yazmaya karar verdi. Belki onun numarası değildi ama yazdığı kişi de rahatsız olsaydı geri dönüş yapardı, değil mi?

Bir mesaj daha gönderdi, aylardır yazdığı kaçıncı mesajıydı ve hâlâ mesajına bakılmamıştı.

İzel'in öz babası sandığı adam, hapishanede olduğundan kendisi de bir şey bilmiyordu ama bir fikir yürütmeye bile çalışmıyordu. Öz sandığı kızı onu bu demir parmaklıklar arasına koyan asıl kişiydi ve geçmişte ne kadar severse sevsin şuan içinde ona karşı nefret tohumları barındırıyordu.

Adamın son mesajı göndermesinin hemen ardından mesaj mavi iki tik oldu. Biri mesajı açmıştı. O biri şuan sohbette mesajı okuyordu.

Adam hemen arama kısmına bastı ve telefon çalmaya başladı.

58 yaşındaki adam ilk defe öyle bir heyecana kapıldı neredeyse 27 sene olacaktı ve öz kızı şuan bu telefondaki mesajlarını okuyan kişi olabilirdi.

Telefon çaldı çaldı ve telefon açıldı.

⋇⋆✦⋆⋇

İzel'den

Telefonuma düşen aramaya baktım bütün bu mesajları yazan numara beni arıyordu. Telefonu açmadan önce mesaja göz gezdirdim ve hastaneyle alakalı konuştuğunu gördüm, adam usanmadan benimle buluşmak istemişti, beni kızı sanıyordu ve öyle olsa bile bunu benim karşılayamayacağımdan bir haberdi.

Telefonu açtım diğer taraftaki nefes alış veriş sesleri duyuluyordu.

"Alo?" Tereddütle sorduğu soru karşısında derin bir nefes alarak konuşmaya girdim.

"Buyrun." Sesim bir duygu barındırmıyordu ama o hala sesli bir şekilde nefes alıyordu, saatlerce koşmuş gibi arka arkaya ve hızlı nefesler...

"İzel Aydemir?" Cümlesine soru eki koymadan soru sorarmışcasına adımı söyledi.

Hiç cevap vermek istemedim, birinin daha umutlarını söndürecek, isteklerine karşı yapabileceğim bir şey olmayacaktı.

"Benim." Ben miydim? İzel Aydemir kimdi?

Adam aldığı cevapla resmen nefes almayı kesmişti, karşı tarafta bir sessizlik oldu.

"Sensin..." Sesindeki özlem kalbime ağrılar saplıyordu.

"B-ben, ben, ben ne için aradım lan?" Sonlara doğru sesi kısıktı ama duymuştum.

Adam mesajlarını okuduğumu görünce ani bir kararla aramış olmalıydı. Öyle miydi?

"Ne için aramıştınız?"

"Mesajları okudun mu?"

"Okurken aradınız."

MAVİNİN BORDO TONUKde žijí příběhy. Začni objevovat