Aile İçi Savaş

901 67 0
                                    

"Ben deli değilim, sadece sizi ciddiye almıyorum. Ve siz bunu fark edemediğiniz için asıl delilersiniz."

- İ.M.

İzel'den ♤

"Adamımız Köhre, kendisi aklınıza gelebilecek her türlü yasa dışı ticareti yapıyor; uyuşturucu, silah ticareti..."

Bu ne biçim bir canlıydı ya, şöyle itleri gördükçe tiksiniyordum.

"Bu görev hakkında size iki iyi bir de kötü haberim var. Kötü haber üstler Köhre'yi canlı istiyor. İlk iyi habere gelecek olursak Köhre'nin kaldığı kampa istediğinizi yapabilirsiniz, ikinci iyi haber de eğer ki Köhre'yi canlı getirirseniz onun sorgusuna İzel Yüzbaşı girecek ve eğer size de kalırsa sizde iki el atabilirsiniz,  ama benden duymadınız." Bu adam işini biliyor.

Herkesin yüzünde sinsi bir sırıtma peydah olurken ben ekrandaki elemanın bilgilerini ezberliyordum.

"Tamam o zaman, TERMİT! Hazırsanız, şuan ki vakit düğün vaktidir!" deyince geri masaya döndüm.

"Emredersiniz Komutanım!"

Hepimiz ayaklanarak harekat odasından çıktık. Son kontrolleri de yaptıktan sonra çantalarımızı alıp helikopter pistine gittik.

Pistte; Ege Albay, Savaş Timi ve helikopterin pilotu vardı.

"Gençler, Allah yar ve yardımcınız olsun. Tek bir çizik dahi istemiyorum."

"Emredersiniz!"

Herkesle vedalaşınca 'helikoptere bin' emrini verdim ve görev yerine gitmek için yola çıktık.

Barlas'tan ♤

Evde herkesin üstünde bir karamsarlık vardı. Biyolojik kardeşimizi bulmuştuk ama ona ulaşamıyorduk, aynı zamanda bir hafta sonra Beren'in ölüm yıl dönümüydü.

Yine İzel'i aradım, ahizedeki kadının 'aradığınız kişiye şuan da ulaşılamıyor...' demesi ile umutlarım yine tükenmişti. Bu bilinmezlik, merak beni yiyip bitirirken ben bir şey bilmediğim için aileme de bir şey diyemiyordum.

En sonunda dayanamadım ve polis olan kuzenim Dağhan'ı aradım.

"Alo?"

"Dağhan, Duhan müsait mi?" Planım Duhanlaydı, Dağhan sadece aracıydı çünkü zaten zamanında polise başvurmuştuk ve hiçbir şey çıkmamıştı.

"Sanada merhaba kardeşim, ne olsun işte iş güç koşuşturuyoruz. Sorduğun için sağ ol, sen ne yaptın?"

"Duhan müsait mi?"

"Benim gibi biri varken ne yapacaksın Duhan'ı?"

"Baktım polislerden hayır gelmiyor İzel'i askeriye de aratacağım."

"Oğlum kız var, kızın dosyası da var, sadece bize erişimi engellenmiş. Ben yazılım mühendisi olduğunu falan düşünüyorum, hacker gibi. Askeriyeden de bir şey çıkacağını düşünmüyorum. Eğer ani bir görev gelmediyse evde yatıyordur Duhan."

"Tamam eyvallah," deyip yüzüne kapadım.

Duhan'ı aramaya başladım.

"Hığ?" diye bir ses çıkardı.

"Oğlum sen binbaşısın kendine gel, bu saatte uyulur mu?"

"Ne söyleyeceksen söyle uyuyacağım."

MAVİNİN BORDO TONUOnde histórias criam vida. Descubra agora