Benden Korkuyorsun-Bölüm 14

18 4 3
                                    

Okta dedenin dükkanından çıktığımızda Uriya anne hem benim üstümü, hem de Haya'nın üstünü başını temizlemiş düzeltmişti.

Saraya doğru ilerlerken bedenim gerginlikten buz gibi olmuştu. Suratımsa sirke satıyordu. Hoş havanın serinliği de bedenimin buz olmasında payı vardı. Allah'tan Uriya anne eve gidip bizim pelerinlerimizi almıştı.

Sarayın dış kapısına geldiğimizde bedenim istemsizce daha da gerildi. O gün yaşadıklarım aklıma bir bir düşerken zorlukla yutkundum.
Hem o gün yaşadıklarım hemde o adamı görecek olmam kalbim heyecan ve korkuyla karışık şekilde atıyordu.

Okta dede sürekli yüzüme bakıp duruyordu. Aslında Okta dede yüzümün neden asık olduğunun sebebini çok iyi biliyordu ama üstelemiyordu.

İstemiyorum. Buraya gelmek istemiyordum.

Uriya anne bir bana ve bir de Haya'ya bakarak bıkkın bir nefes verdi ve "Kızlar gerilecek bir şey yok. Buraya bize yapılan yanlışı telafi etmeye geldik. Bu Kral'ın bir nevi özür dileme şekli. Kral bize duyduğu utanç ve suçluluğu böyle telafi etmek istiyor. Lütfen surat asıp da davete saygısızlık etmeyin!" diyen Uriya anneye bakıp zoraki bir şekilde gülümsedim.

Okta dede de tebessüm ederek "Aynen öyle! Hem sizin arkanızda dağ gibi Okta dedeniz var. Size bir şey olmasına izin verir miyim sanıyorsunuz?" diyerek tatlı tatlı konuştuğunda Haya ve bende ona karşı yine zorla gülümsemiştik.

Okta dede gülümseyerek bana baktığında "Bak kızım Jaehyun ne kadar soğuk ve otoriter bir Kral gibi gözükse de, aslında özünde öyle biri değil. O ve kardeşinin yaşadıkları çok zor şeylerdi. O ve kardeşi elimde büyüdü. Hatta Uriya'nın bile elinde büyüdüler sayılır. Onu tanıdıkça kalbinin ne kadar iyi olduğunu anlayacaksın" demesiyle söze girdim.

"Mümkünse onu tanımak istemiyorum Okta dede.... Ben mümkünse onu tanımadan buradan gitmenin yerini bulayım" diyerek gözlerimi kaçırmıştım. Bana neydi bu adamdan? Kral umurumda bile değildi.

Okta dede kaşlarını kaldırarak alaycı bakışlarıyla güldü ve beni süzdü. Bu duruma Uriya anne de gülünce kaşlarımı çattım. Ay delireceğim niye gülüyorlar?

"Ne oldu neden gülüyorsunuz?"diyen Haya hislerime tercüman olmuştu. Hatırlatın bir ara Haya'yı anlından öpeyim.

"Okta baba yoksa sende benim düşündüğümü mü düşünüyorsun?" diye soran Uriya anneye cevap Okta dededen gecikmemişti.

"Aynen öyle düşünüyorum Uriya ve inan bana bundan da çok memnunun oluyorum" diyerek yine bana bakıp gülüşmeye başladıklarında sabrım taşıyordu.

"Ne oldu niye bana bakıp gülüyorsunuz?"dedim merakla. Cidden yüzümde bir şey mi vardı?

"Siz hangi şeyi ayni düşünüyorsunuz? Bize de söyleyin de bizde bilelim. Bizde ayni düşünelim"dedi Haya. Yürü be Haya! Ben ayıp olur diye soramamıştım senin sorman iyi oldu.

"Ayş! Büyüklerin işine karışılmaz. Sizi ilgilendiren bir durum yok! Olursa zamanla göreceksiniz zateni dedikten sonra Okta dede bize göz kırptı. Uriya anne de gülerek onu onayladığında ikisinin bir şeyelr karıştırdığını hissettim.

"Ya! Söylesenize çocuk muyuz biz? Niye bizden hep bir şeyler saklıyorsunuz?" Diyen Haya'yı başımla onayladım.

Ancak Okta dede ciddileşerek "Hadi hadi fazla soru sormayın da içeri girelim! Kral'ı bekletmek olmaz dediğinde kapıdaki askerlere bir şey söylemişti. Onun üzerine kapılar açılmış ve bizde yine o görkemli sarayın bahçesine adım atmıştık. Zaten askerler Okta dede ve Uriya anneye aşinaydı. Bu askerlerin bakışlarından belli oluyordu.

Kraliçe'nin KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin