9

546 33 0
                                    

Eveett yeni bölüm ile geldim satır arası yorumları eksik etmiyelimm<3

Yağız'dan
Askeriyedeydim gittiğimiz görevden beklediğimden çabuk dönmüştük.
Pusat timi ile kapıdan içeri girdiğimizde   bir kaç adım sonra büyük alanda masanın çevresinde durdum.
Pusat timi rütbeye göre hazır olda mum gibi dizilmişti.
"Rahat,asker! Albay'a durum raporu yarın verilecek."
Önemli bir toplantıdaydı.
"Herkes odasına gitsin eğer köye gideceksek Alaz hepinize haber vericek"
Başımı Alaz'a çevirdiğimde,Alaz;
"Emredersiniz komutanım"
Tim ile merdivenlerden çıkarken Mert;
"Gidelim be komutanım hem ben,birinin orada olacağını duydum"
Süleymana bakıp mal mal sırıtışını her zaman tanırdım ki yine öyleydi,bı boklar ima ediyordu.
"Sana mı soracağım lan"
Mert başını yok dercesine kaldırıp;
"Estağfurullah komutanım ben kim,size karışmak kim."
Merdiven bitmiş yatakhane katına geldiğimizde
"Aferin teğmen,laf kalabalığı yapma da şimdi yat zıbar,hadi koçum."

Ortamda hayvani bir gülüş duyuldu olağan şeylerdi...alışmıştım,keşke alışmasaydım,ne kadar operasyonlarda iyi iş çıkarsalarda fazla içli dışlıydılar. Çok konuşuyorlardı,Alaz hariç.En sonunda bu heriflerin çenesinin yayını sikmeme az kalmıştı.
Mert;
"Neye gülüyorsun  gösterimi yapıyoruz  lan burada götelek"
Yiğit,Mert komutanına bakarken  sıçışmalı gülüşüne devam ediyordu,kulağına bişey fısıldadığında Mert'te gülmeye başladı.
Açıkçası ne dediğini merak ettiğim hiç söylenemezdi yine her zamanki goygoylarından olduğu kesindi.Yatakhane kapısına geldiğimizde
Zeynep ile Aslı başlarını hafif sallayıp
Zeynep;
"İyi geceler komutanım."
Aslı;
"İyi geceler komutanım."
Başımı salladım
"Eyvallah"
Mert sırıtıp Aslıya bakarak göz kırptı.
"İyi geceler zeytin gözlüm."
Aslı da ona karşılık yalancı bir sırıtışla.
"Odanıza defolun komutanım" dedi.Haklıydı siktirip gitsin pezevenk.Sonra da Zeynep ile üst kata çıktılar.
Mert,Ardaya bakıp:başını çevirip,Aslıyı göstererek "Nasıl da güzel anlaşıyoruz değil mi? Kurban olduğumla."
Arda kafasını aşağı yukarı sallayıp gülerek;
"Tabii komutanım,siz bir kaç ay'a işi pişirirsiniz."
Sülyman da hönkürmeli gülüşüyle lafa atladı;
"Ne pişirmesi lan,kaç yıldır uğraşıyor salak daha götünü dönüp baktığında bile yine aynı yerde,yol aldığı falan yok."
Mert bana dönüp;
"Kes lan Süleyman,Komutanım ben bu it'i düğnüme çağırmıyacağım."
"Lan sikerim olmayan düğnünüde seni de kes lan sesini!"
"Emredersiniz komutanım"
Süleyman histerik bı kahkaha atıp;
" Hah Götüme bak çokta siki-"Süleyman bana dönüp"afedersiniz komutanım."
Ben yatakhanenin kapısını açıp Süleymanın ensesine bir sille çakıp;
"Geçin lan hadi aşkınızında sizede başlatmayın"
O sırada Alaz beni şaşırtarak konuştu.Oysaki hep mecbur kaldığında ya da illaki operasyonlarda konuşması gerektiğinde iki kelime ederdi.
Yüzünden mimik oynamadan;
"Öyle demeyin isterseniz komutanım,ben bı boklar seziyorum."
Tek kaşım usulca havaya kalktı.
"Niye demeyecekmişim AKIN? Söylede ben de bileyim."
Dilini damağına vurup kaşlarını yukarı kaldırdı; yüzündeki kaslarını oynaması beni şaşırtmıştı "Yakında sizede kokusu gelir komutanım.
1 SAAT SONRA
Tim operasyondan sonra odaya geldiğimizde sırayla duş almışlardı.Sonrasında bende çok geçmeden Alaz'a haber verip köye gideceğimizi söylemiştim.
Alaz'da emrimle Tim'i dışarıya toplamıştı. Askeriye bahçesinde beni bekliyorlardı.
Bende yeni duş alıp banyodan çıkmıştım,
üzerime siyah boğazlı kazak geçirip,altıma koyu lacivert pantolon giydim.
Saçlarım ıslak olduğundan ranzaya oturup havluyla hafifçe saçımı kuruladım.uçları ıslaktı ama şuan uğraşmıyacaktım.
Ayağa kalktığımda ranzamın sol tarafındaki çekmeceden Şeyma Sultanın,  hediye ettiği saati koluma takıp daha sonra,postalları ayağıma geçirdim.
Merdivenden inerken aklıma gelen kişiyle boşluğa düşmüş,algımı yitirir gibi olmuştum. Sanki beynim anlık işlevini kayıp etmişti.
Sikerlerdi ciddi manada sikerlerdi. Normalde askeriyeye geldiğimizde  tim'e gideceğimizi söylesemde gitmeyi düşünmüyordum...Aklıma onun da orada olacağı düşüncesi'nin gelmesiyle bu fikrim bozguna uğramıştı.O da oradaydı öğretmen, Defne...Zaten o var diye gitmeyi seçmiştim ama böyle olmazdı aniden aklıma düşmesi hayra alamet değildi,hemde hiç değildi.Hoşta değildi...Aklıma bir anda gülüşü düşmemeliydi.
Bugün operasyonda o itleri indirip bir kaç dakika soluklandığımızda bile,güzel gülüşü gözümün önünden gitmemişti.

Merdivende öylece kalakalmıştım.Ayaklarım resmen yere çakıldığında gözlerimi kapatıp başımı sağ tarafa çevirdim.
Derin derin nefes aldığımda bir yandanda başımı sağ sola yavaş yavaş sallıyordum.
Bu boğazıma oturan yumru neydi,zar zor yutkunurken dudaklarımı ıslattım.
Saçmalama oğlum Yağız,saçmalama!
Bu sikik histe neyin nesiydi?
Bilmiyordum,çözemiyordum...
O an bi ses gelmesiyle beynimin uyuşmuş halinden biraz da olsa kurtulmuştum.

Oy atalımm lütfen

AskerimМесто, где живут истории. Откройте их для себя