Bölüm (3)

62 20 2
                                    

Eğer hikayeyi sevdiyseniz oylamayı unutmayın. Fikirlerinizi ise yorumlara yazın. İyi okumalar...

"Hadi kızım. Hazırlanmayı bırak ta gel bi kahvaltı yap". Sabah erkenden kalmış, duş almış, şimdide saçlarımı kurutuyordum. Aslında okulun başlamasına daha vardı fakat annem ilk gün aç gitmememi istiyordu ve bu konuda da bana baskı yapmaktan hiç çekinmiyordu.

"Tamam anne geldim". Saçlarımın kurulduğunu anlayıp elimdeki kurutma makinesi hızlıca yatağıma atıp aşağı indim, biraz daha geç kalsaydım annem beni çiğ çiğ doğrayabilirdi. Beklerdim bunu annemden. "Hadi hadi, ye şu yumurtanı da üstünü başını giyin. Zaten temizsin tekrar niye duş aldın ki?". "Anne sonuçta ilk gün bu değil mi? Temizsem daha da temiz gidiyim yani ne olacak.". Annem yine bana bulaşmanın kötü bir fikir olduğunu görünce hızla kendi yemeğine döndü. Tabi Hilal hanım, insanı böyle yemeğine döndürürler.

"Anne eline sağlık ama benim hemen üstümü giyinmem lazım". Annemin birşey demesine izin vermeden hızlıca Yukarı çıkıp dün gece düşündüğüm o kombini giyindim, ve giyindiğimde ilk defa önceden düşündüğüm bir kombinin güzel olduğunu gördüğümde dudağımın kenarı kıvrıldı. Hemen çantamı alıp aşağı indim ve babamı görünce koşarak yanına gidip yanağına sulu bir öpücük kondurdum. "Günaydın baba". "Günaydın benim güzeller güzeli kızım, bakıyorum da çok güzel olmuşsun, biri sana yan gözle bakarsa hemen beni arıyorsun. Anlaşıldı mı?". Babamın ağzından eksik olmayan işte o lafı 'biri sana yan gözle bakarsa hemen beni ara'ydı. Bende her seferinde tamam diyor ama bu konudan dolayı onu hiç aramıyordum

"Tamam baba tamam, Hadi çıkalım". Koşarak bahçeye çıktığımda hafif rüzgarlı hava tenime çarparak gitti. Hafif rüzgarlı havaları seviyordum ve ilk günümün böyle olması da açıkçası hoşuma gitmişti.

Arabaya bindiğimizde telefonumu arabaya bağlayıp yine sevdiğim şarkıyı açacaktım, bu artık bizim ailenin bir geleneği haline gelmişti ve artık ne annem ne de babam buna karışıyordu.

Spotify'a girip şarkı listeme biraz baktım çünkü şuan hüzünlü bir şarkı dinlemek istemiyordum aksine eğlenceli ve coşkulu bir şarkı şuan ki ruh halimi daha iyi yansıtıyordu. Listemin alt sıralarında yer alan o şarkı  gözüme takıldı, ismi "nolur nolur nolur" du. Bu şarkıyı listeme eklediğimi hiç hatırlamıyordum ama yine de o şarkıyı açıp telefonumu kucağıma bıraktım. Vay be şarkı gayet iyiydi, kesinlikle bir ara bu şarkıyı dinlerdim.

"Hadi kızım kendine dikkat et, birilerinin sana buluşmasına izin verme sakın. Anlaşıldı mı?". Babam yine bana soruları ard arda dizerken bıkkın bir nefes verdim. "Tamam baba ya, biraz sakin olmayı dene lütfen". Arabadan inip ikinci kez geldiğim o okula baktım, şubem 10/D'ydi. Tamam peki ama ben bu sınıfı nasıl bulacaktım, en iyisi teker teker bakmaktı.

Bahçeye girdiğimde öğrencilerin teneffüste olduğunu görünce acaba birisine mı sorsam sınıfın yerini diye düşünmedim değildi ama yeni gelmiştim ve her an biri bana sataşabilirdi. İlk günden bir kavga istemiyordum.

Yavaş yavaş okula doğru ilerlerken etrafıma bakmaktan da çekinmiyor, sanki yeni doğan bir bebek gibi etrafı inceliyordum. Bahçede gülerek sohbet eden kızlar, kız kesen erkekler ve kendi halinde olan gruplar. Her türün içinde olduğu bir okuldu

Yavaş yavaş koridora girdiğimde ilk geldiğimde fark etmediğim koridorun büyüklüğü şimdi gözleri pörtletecek kadar vardı. Benim eski okulum küçük bir yerdi ve bunu ben istemiştim, çünkü büyük okullar benlik değildi ve büyük okullarda bunaldığımı hissediyordum. Bu düşüncelerim birine çarpana kadar devam etmişti. Ne birine çarparken mi?

Yanıma baktığımda benden yaklaşık 10 cm uzun bir çocuk, şaşkın bakışlarla beni izliyordu, hızlıca kendimi geri çektim. "Kusura bakmayın, dalmışım da sizi görmedim, gerçekten kusuruma bakmayın" çocuğun şaşkın gözleri yumuşayınca anlam veremeyen gözlerle ona baktım. "Sorun değilde, seni daha önce bu okulda hiç görmedim. Yeni mi geldin?". Bu çocuk bu okulu biliyorsa kesin ünlü falandır bu. Bu koskoca okulu kim nasıl ezberlerdi ya. "Evet, yeni geldim ve şubemi arıyorum". "Şubeni söyle, seni götüreyim. Tabi istersen?". "Tabi, bende nasıl bulacağım diye korkuyordum. Şubem 10/D". Çocuk şaşkın gözlerle bana bakınca şaşırmıştım, ne yani 10. Sınıf gibi görünmüyor muydum?

"Seni görünce 9. Sınıf falan sanmıştım. Bende 10. Sınıfım ama ben C şubesindeyim, gel seni götüreyim. İsmin ne bu arada?". İyi bir çocuğa benziyordu, umarım da öyledir. "İsmim Asel, ve okula bir yaş erken başladım. Ondan öyle sanmışsındır". Normalde 10. Sınıflar 15 yaşında olurken ben 14 yaşındaydım.

"Hmm anladım. Pekala gel seni götüreyim. Şanslı bir kızsın çünkü D şubesinin hem kızları hemde erkekleri 10. Sınıflar arasındaki en iyi kişilerdir. Arkadaş bulmakta zorlanmazsın". Bu bilgi bu sabahki en hoşuma giden kelime olabilirdi, en azından dışlanmayacaktım. Şubem orta katta en köşede sol taraftaydı, yanımdaki çocuğun sınıfı ise tam karşımızdaki sınıftı. Hakikatten bu çocuğun ismi neydi?

"Pardon, ismini öğrenebilir miyim?  Sormayı unuttum da". Çocuk gülerek bana bakıp konuştu. "Ismim Kayra." Kayra, güzel isimdi

"Selam çocuklar, sınıfa yeni bir kız geldi. Lütfen onu yalnız bırakmayın" bana bakıp konuştu. "Şu en arkadaki kızın yanına geçebilirsin" en arkadaki kıza baktığımda içtenlikle gülerek bana bakıyordu, yavaşça yanına geldiğimde hızlıca oturmam içi yer açtı. "Selam, ben Elisa, uzun süredir yanıma birini bekliyorum ve o kişi sensin" hızlıca bana sarıldığında gülmemi durduramadım. En azından sarılmayı seviyordum ve bende ona sarıldım

"Evet Asel, eğer bir ihtiyacın veya sorun olursa bana gelebilirsin". Konuşan Kayra idi. Sebepsizce bu çocuk bana çok sempatik gelmişti. Sevmiştim bu çocuğu. "Tamam, söylerim. Çok sağol, bu iyiliğini unutmayacağım". Gülümseyerek bana baktı "pek birşey yapmadım ama sen bilirsin, size iyi tanışmalar" diyip sınıftan çıktı. Yanımda 1 kız 3 erkek oturuyordu. Hepsi ile teker teker tanışıp derse kadar konuşmuştuk. Ve hepsi ile de çok iyi anlaşmıştım. Ve bunda Kayra'nın payı oldukça büyüktü, bir ara ona özel olarak teşekkür etmek istiyordum.

"Kestikk. Bölümü nasıl buldunuz, lütfen sevdiysenin oylamayı unutmayın ve çok kısa bir sürede büyüdük. Size çok teşekkür ediyorum"

TESADÜF AŞK ||TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin