Bölüm (20)

23 12 4
                                    

İyi okumalar

Yazar'dan

Bir insan bir kişi ile iki kez tanışabilir mi?

Peki şöyle sorayım

Bir insan bir kişiye iki defa kanıp, ikinci ihanetini aynı kişiden yaşayabilir mi? Halk dilinde bu kişilere 'gerizekalı, aptal, mal' Gibi söylemler söylendiği hakkında herkes hem fikir

Fakat ya bunu bir kişi istek dışı yapıyorsa

Ya bu kişi aslında ihanete uğradığının farkında değilse

Peki, ya bu kişi ihanete uğradığını hatırlamıyorsa...

Asel Bilgiç. 14 yaşında, 10. Sınıfa gidiyor. Babası mimar, annesi ise diş hekimidir, kendisinin ilerideki meslek seçimi ise hakimdir.

Bir yıl önce yaşadığı inme hastalığına sebebiyle şah damarı tıkanıklığı yaşamış, bunun sonucunda ise kalıcı hafıza kaybı yaşamıştır

Peki bu hastalığa sebep olan kişi kim, ve nedeni ne?

Sinem Yıldırım, kendisi 12 yaşındayken annesini, 16 yaşındayken ise kız kardeşini kaybetmiştir. Annesi yaşadığı kanser sonucunda, kız kardeşi ise yaşanan bir cinayet sonucuyla hayata gözlerini yummuştur. Kendisi, babası sayesinde güç alıyor, ve bunun sayesinde hayatta kalıyor.

Sinem Yıldırım, babası Çağatay Yıldırım'ın dediği üzere kız kardeşini, sevgilisinin babası öldürmüştü. Sinem bunu duyduğunda başta inanamamış, sonradan ise içine büyük bir kin doğmuştu

Babası ile beraber gece gündüz intikam planları yapan Sinem, sevgilisinin evine annesi ve kız kardeşinin geleceği fikrini alınca koz olarak onları kullanma kararı almıştı

Ya da sadece kız kardeşini

Babasıyla beraber intikam planı yapan Sinem, bunu uygulamak için sevgilisinin evine gitti. Kız kardeşi olan Asel ile kız kıza takılacağını söyledi, sevgisi olan Aras ise, sevgilisine sonsuz güvendiği için bu fikri kabul etti. Ama Kayra, bu fikir Kayra'nın içine hiç sinmemişti, o kıza en baştan beri güvenmiyordu

Yine de bir şekil evden çıktılar. Sinem, Asel'i kendi arabasına bindirip, planları için arabayı sürmeye başladı. Bir süre sonra Asel iyi şeyler olmayacağını sezmiş olmalı ki, yerinde kıpırdanmaya başlayıp, nereye gittiğini sormaya başlamıştı bile

Sinem ise sorduğu soruları geçiştiriyor, onu rahatlatmaya çalışıyordu. Yol boyu böyle devam ettiler ve sonunda planın asıl sahnesi için Sinem'in büyük dedesinin eski malikanesine geldiler

Asel korku içinde arabadan çıktı, karşısında takım elbise giyinen adamlar vardı, ve kendinisinden belki 10 kat büyüklerdi

Asel daha olayları kavrayamazken, tanımadığı insanların kollarında sürüklenerek, bilmediği bir odaya götürüldü

Karşısında, 40lı yaşlarına gelmiş bir adam duruyordu. Asel o adamı izlerken, takım elbiseli adamlar onu bir sandalyeye bağlayıp, ellerini arkadan çaprazlama bir şekilde bağladılar

Ve sonrası Asel için bir kabustu, olduğu yer cehennem alevleri ile doldu sanki

Karşısına abisi ve sevgilisi çıktı

Adama yalvardılar

Ağladılar

Yakardılar

Haykırdılar

Çığlıklar, gözyaşları birbirlerine girdi. Asel, hayatında hiç bu kadar korktuğunu hatırlamıyordu

O ne yapmıştı

O, kendisine silah tutulacak kadar ne yapmıştı

Sonra duyduğu şey ile kulağında acı bir çınlama hissetti

Babasının ihaneti

Asel artık korkmuyordu, Asel sadece ölmek için Allah'a dua ediyordu

Belki o ölürse birileri içindeki intikam ateşini bastırırdı

Belki katil olan babası, kızı sayesinde vicdan azabı çeker, ve böyle işlere elini sürmezdi

Ve en sonunda tüm vücudu tüm hislerini kaybetti, sadece boğazında bir sıcaklık hissediyordu. Ardından boynundaki sıcaklık, keskin bir ağrıya dönüştü, ağrısı başına vuracak kadar fazla ve güçlüydü. Ardından ağrının yerini güçlü bir acı aldı ve Asel, sandalyedeki dengesini kaybederek yere düştü

Gözleri dolmuştu, son gördükleri ise onu vuran adamın kaçması ve Sinem'in de onun peşinden gelmesiydi. Son duyduğu şeyler ise kendi sesini sevgilisinin ve abisinin dudaklarından duymasıydı

Çağatay ve Sinem, arabalarına binip, yol almaya başladılar

"Başardık, intikamını aldık" Diyerek sevindiğini belli eden bir tavırla Sinem'e döndü

"Evet, ama tek birşey kaldı" Diyerek fısıldadı Sinem. Çağatay anlamamış gözlerini ona çevirdi

"Ne kaldı kızım. İntikamımızı aldık"

"İntikamını aldın baba, İntikamımı değil"

Ardından Sinem, kapının açma kolunu tutup babasına döndü

"Seni seviyorum babacığım, gittiğin yerde bana da yer ayır"

Dedi ve kapıyı açıp kendini dışarı attı. Acı bir inleme dudaklarından çıktı, kendisine daha fazla zarar gelmemesi için olabildiğinde seyir halinde olan arabadan uzaklaştı

Araba, Sinem atladıktan iki üç saniye sonra büyük bir patlama ile araba alevler içinde kaldı. Sinem bir süre acı içinde alevler içinde olan arabayı izledi, ardından sedeleyerek yerinden kalktı ve koşabildiği en hızlı şekilde koşmaya başladı

Bir süre kendisini, yolun kenarındaki yeşilliklere atıp, uzandı

"Ah babacığım ah"

Diye mırıldandı Sinem

"O kadar katili aradın, durdun. Attığım küçük bir iftira ile suçsuz olan masum bir kız çocuğuna zarar verdin"

Ardından kendi kendine güldü

"Ama katilin, hiçbir zaman ben olabileceğimi düşünmedin"

TESADÜF AŞK ||TextingWhere stories live. Discover now