8. Ketum (+18/Biraz)

2.6K 38 3
                                    

Instagram: cesurveguzel93

Yeni okuyanlar için spoiler olmasın. Bölüm sonunda sizden bazı öneriler isteyeceğim. Bu bölümün başına da tarihsel olarak birkaç ekleme yaptım.

Lütfen oy ve yorumlarınızla beni motive etmeyi unutmayın.

Güneşin sıcağını tepemde hissediyordum. Göl evinin bahçesinden dışarıyı izlemek keyif vericiydi. Manzaramın göl olması, pek çok tatil hayalimin arasından bulamayacağım bir seçenekti. Belki bir göl kıyısında tatil yapardım, fakat bu kadar güzelini bulur muydum? Bilemiyorum.

Birkaç gündür yaşadıklarımı düşünüp duruyordum. Kendime o kadar odaklanmıştım ki dünyada yaşanan olaylara bile yeterince önem vermemiştim. 11 Mart'ta Türkiye'ye dönmüştüm. Hemen sonrasında da tüm dünyada yankılanan Covid-19 pandemisiyle ilgili vakaların görüldüğüne dair açıklamalar yapmışlardı. Aylardır Koronavirüs'ün giremediği tek ülke Türkiye diyerek sosyal medyada paylaşım yapanlar vardı. Şimdiyse Korona'nın Türkiye'yi alt ettiği muhabbetleri dönüyordu. Fenomenlere malzeme çıkmıştı. Her şeyi caps yapıp paylaşıyorlardı artık. Öyle veya böyle bu virüs ülkeye girmişti bir kere. Kolay kolay da gideceğe benzemiyordu.

Okulların üç hafta tatil edildiği haberlerini duymuştum. İyi ki okumuyordum da bunlarla uğraşmak zorunda kalmamıştım. Neyse, çocuklar da üç hafta idare ederdi zaten. Tatilleri iple çektiklerini tahmin etmek kimse için sürpriz değildi sonuçta. Her çocuğun bugün de okul olmasın diye dualar ettiğini herkes bilir. Erken kalkmak zorunda kalmadıklarına mutlu olmuşlardır şimdi.

Pandemiyi şu an için aşırı ciddiye almasak da göl evine geldiğimiz iyi oldu aslında. Çünkü birilerinin nezle olması, öksürmesi veya hapşırmasına nem kapar olmuştum. Bulunduğum yerden kaçasım geliyordu. Neyse ki buradayken insanlarla fazla bir temasımız olmayacaktı ve dünyadan epeyce soyutlanacaktık.

Dünyanın gündemini bir kenara bırakarak tekrar kendimle ilgili meselelere döndüm. Çok ciddiye almadığım pandemiden hemen önce buraya gelebildiğim için şanslıydım. Üstelik Antalya'ya gelmem öyle ya da böyle birçok çelişki ve soru işaretleri barındıran bir süreçti. Ben de hâlâ bu süreci anlamlandırabilmiş değildim.

Başkalarını umursayamayacak kadar kendime odaklanmış durumdaydım. Kendi içimde birçok çelişki yaşıyordum. Unutamadığım anılarım, yüzleşmeye korktuğum hatıralarım vardı. Sürekli ne yapmalıyım diye düşünüp duruyordum. En çok da geçmişim yüzünden "Ne yapabilirdim?" diye soruyordum. İşte buna bir türlü cevap veremiyordum.

Kendime dinlenmek için fırsat vermeye çalışıyordum. Buna rağmen kendi içimde bir çelişki yaşadığımı da biliyordum. Sadece ara vermem, düşünmem ve bir şeylere yanıt bulmam gerekiyordu. Bu benim asla silemeyeceğim geçmişimi ardımda bırakmamın bir yolu olmalıydı. Fakat öyle olmamıştı. Sadece tatile çıkmak istemiştim.

Ben her ne kadar bunu söylesem de bunu reddeden bir tarafım vardı. Çünkü biliyordum ki siz de fark ettiğiniz kendimle çeliştiğimi. Hangi insan tatile gitmek için arkasında bıraktığı bir şehre dönerdi ki?

Bu şehre geri dönmek beni sandığımdan daha fazla etkilemişti anlaşılan. Geçmişi bu kadar ciddiye alacağımı düşünmezdim. Sadece geçmişim de değil, aynı zamanda Yetkin'le birlikte olmam da aklımı kurcalayan şeylerden biriydi. Bunun sadece bir tatil olması gerekiyordu. Anlaşmalı bir ilişkiye doğru gitmesi değil.

Yetkin'le ne yapıyordum ben? Ne yaşıyorduk biz?

Yetkin'le tanıştığımız gece birlikte olmuştuk. Tamamen ayık olduğumu söyleyemem, fakat baygın olacak kadar da kendimden geçmemiştim. Alkolün etkisindeyken girişken davranmak biraz daha kolaylaşmıştı. Sonraki gün ise zihnim berraktı ve tamamen kendimdeydim. Pişman olmak veya bir şeyler hissetmekle pek ilgilenmemeye çalışmıştım. Başıma ilk kez gelen bir şeyin şaşkınlığını yaşıyordum.

Cesur ve Güzel (+18)🔥🔥🔥Where stories live. Discover now