10 ☘︎ Baba

19 4 20
                                    

Baba kavramının gerçekten ne ifade ettiği herkes için farklıydı. Bazıları için kabus anlamına gelirken bazıları için bir kahraman demekti. Benim içinse öyle bir kavram yoktu. Hayatımda bir babam yoktu. Hiç olmamıştı. Ama şu andan itibaren bu değişeceğe benziyordu.

"Ba-" derin bir nefes aldım. "Babam mı?" Mert gülümseyerek kafasıyla beni onayladı. "Bunu nasıl bilebilirsin ki!?" İnanmıyordum. Mertin benimle dalga geçtiğini düşünüyordum. Bana yalan söylüyor olmalıydı. Ama melekler yalan söylemezdi.

"Biz melekler ölen melekleri görmeye ve duymaya devam edebiliriz" Mertin açıklamasıyla daha çok kafam karıştı. "Ben bir vampirim Mert" "Sen bir melezsin Nehir" Burada neler olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu. Kafam karışmıştı. Benim babam mı?!

SEN DÜZENİ BOZUDUN!!

Aklımda yankılanan sesiyle yüzümü buruşturdum. O zamanlar anlamadığım bu cümle şu an çok daha anlamlı geliyordu. Ben bir melezsem hem de bir iyi ile bir kötünün meleziysem düzeni bozmuş olurdum. Aynı zamanda bu benim nasıl bir gücüm olduğu sorusunu ortaya çıkarıyordu. Yani içimdeki bu acıma duygusu babam bir melek olduğu için mi vardı? Aklımdan milyonlarca düşünce geçiyordu. Beni ölüm makinası haline getirmeye çalışan adam ben bir melez olduğum için daha güçlü olduğumu düşünmüş olmalı bundan dolayı da beni kontrol etmeye çalıştı. Bu konu ilgimi çekmeye başlamıştı.

"Mert şu an babam olan melekle konuşabiliyor musun?" "Evet" şu an Mert bir tecuman görevi görecekti. Çünkü öğrenmem gereken şeyler vardı. Mertin bakışları yine omzumun arkasındaki noktaya sabitlendiğinde kasılmıştım.

"Tabiki. Elbette" ardından gülümsedi ve bana döndü. "Babanın sana söylemek istediği şeyler var. Tabi sen duymak istersen" Kafamı tamam anlamında salladım. "Benim söylediğim şeyleri duyabiliyor mu?"

"Evet" Aklımdaki soruyu sordum. "Adın ne?" Afet ve Mert şaşırmış bir şekilde bana baktılar. Hayatımda asla aile kavramıyla karşı karşıya kalamdığımı bilmiyorlardı. Sol kolumu kaldırıp bileğimdeki bilekliklere baktım. Büyük ihtimalle beyaz olan ona aitti. "Doruk. Doruk AKAR ve bir şey daha var. Ölen bi melek bir kişi seçer ve öldükten sonra hep onun yanında olur asla yanından ayrılamaz" Mert babamın cevabını ve meleklerle ilgili ufak bilgiyi bana ilettiğinde gülümsedim. "Yalnız olmadığımı bilmek iyi hissettirdi" büyük ihtimalle bana neler yaptıklarını biliyordu. Neler çektiğimi biliyordu. Ben yalnız olduğumu düşündüğüm her an babam yanımdaymış meğersem. Sadece benim haberim yokmuş.

"Afet?" Afet kafasını hızla bana çevirdi. O an gözünün altındaki taze çizik gözüme çarptı. Ama bunu çokta umursamadım. "Bir şey buldun mu?"

"Ne yazık ki hayır!" Bıkmış sesiyle bana cevap verince gülümsedim. Arkamdan gelen koku ile kaşlarımı çattım. Afetin belindeki kemere takılı duran bıçağını hızlı bir hamle ile aldım ve arkama dönüp bıçağı Kanayın boynuna uzattım. Bıçağın ucu Kanayın boğazını delmek için hazırda beklerken Kanay olduğu yerde durdu. Yutkunmadı. Yutkunursa bıçağın boğazını keseceğini biliyordu. Yan tarafımızda kalan Mertin dehşet içinde bir bana bir de elimdeki bıçağa baktığını hissedebiliyordum. Kanayla ifadesiz bir şekilde birbirimize bakıyorduk. Ne o hareket etti ne de ben. Ona kızgındım. Mineyi öldürmüştü. Benim arkadaşımı öldürme hakkını ona kimse vermiyordu.

"Söy-söyleyemem" Mertin söylediği şeyle kafamı ona çevirdim. Yanındaki boşluğa sanki orada birisi varmış gibi bakıyor ve konuşuyordu. Büyük ihtimalle babam ondan bir şey söylemesini istiyordu. "Ne oldu?!" dişlerimi sıkarak söylediğim şeyle Mert titredi. Bense gözlerimden alev çıkarmışçasına Merte bakıyordum. "Dor-Doruk bir yeri tarif etti. Oraya gitmeni istiyor" Merak etmiştim. Mert titriyordu. O kesinlikle bir melekti. Alt tarafı birisinin boğazına bıçak dayamıştım. Çok abartıyordu.

Ya Hepsi YalansaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin