"Beyler Dövüş Kulübüne Hoş geldiniz"

75 11 14
                                    

Anlatıcı:
Wang Yiren

Boy aynamdan son kez kendime baktım.

Kahverengi saçlarıma hafif dalgalı bir görüntü vermiştim. Yüzümde makyaj yoktu. Yapmaya çok üşenmiştim.

Üstümde siyah uzun kollu bluz, siyah crop ceket ve siyah paraşüt pantolon vardı.

Hazır olduğuma emin olmuş bir şekilde masama döndüm. Cüzdanımı, telefonumu ve ev anahtarını cebime koyup odamdan dışarı çıktım. Ayakkabılıktan siyah postallarımı alıp anneme çıktığımı söyledim. Elbette annem erkeklerle dolu bir eve gittiğimi bilmiyordu. Aileme kızlarla buluşacağımı söylemiştim. Kızlara da önceden annemler ararsa onlarda olduğumu söylemelerini istemiştim.

Binanın çıkış kapısından çıktığım an Kasım ayının soğukluğu yüzüme çarptı. Hava kışa hazırlık olarak soğumaya başlamıştı. En azından üstümdeki ceket soğuğu kısıtlıyordu.

Minho'nun akşam attığı konumu takip ederek kaldırımda yürüyordum. Yakın olduğu için kulaklık takmak istememiştim. Zaten altı dakika sonra Minho'nun evine gelmiştim.

Minho'nun evi dubleksti. Buradan bile zengin olduğunu hemen anlıyorduk.

Merdivenleri çıkıp kapının yanındaki zil düğmesine bastım. İçeride yankılanan ses dışarı vurduğu zaman elimi çektim. Birkaç saniye sonra kapı açıldı ve Minho ile göz göze geldim.

"Hoş geldin Yiren." Minho'ya gülümseyip, "Hoş bulduk Minho," dedim. Dışarıda ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Ayağımın altına vuran sıcaklıkla yerlerin alttan ısıtmalı olduğunu anlamıştım. İç çekerek Minho'ya döndüm. "Ne bu zenginlik Minho? İlla imrenelim mi sana?" Minho gülerek, "Herkes benim kadar şanslı olamaz," dedi. Gülerek onu başımla onayladım.

Minho'nun önderliğinde koridoru geçip bir odaya girdik. Burası salondu. Ne fazla süslü, ne de fazla sade bir salondu. Altın ortayı bulmuş gibiydi.

Anadolu ekibinin tamamı salondaydı. Endüstri ekibinin gelmediği belliydi. İçeri girer girmez ortamın sessiz olmasından anlamalıydım aslında bunu.

Herkesle selamlaştıktan sonra tekli koltuğa oturdum. Felix hariç herkes buradaydı. Chan ve Minho oyun oynuyorlar, Seungmin ve Jeongin bir konu hakkında tartışıyorlar, Soobin ve Taehyun'da telefonla ilgileniyorlardı. Bende telefonumu çıkarıp ilgilenmeye başladım.

On dört dakika sonra çalan kapıyla endüstri grubunun geldiğini anlamıştık. Minho kalkıp kapıyı açmaya gittiğinde herkes uğraştığı şeyi bırakıp kapıya kilitlenmişti. Bir süre sonra içeri tanıdık simalar girmeye başladı.

Beomgyu, Changbin, Kai, Jisung ve Yeonjun.

Herkes birbiriyle selamlaşırken Changbin'in kenarda somurttuğunu fark ettim. Bunu fark eden tek kişi ben değildim üstelik. Beomgyu'da fark etmişti.

Beomgyu dirseğini Changbin'in kaburgalarına gömünce Changbin herkesle selamlaşmak zorunda kalmıştı. Bu hâlleri gülmeme neden oldu.

Yeteri kadar koltuk ve kanepe olmadığı için bazıları yere oturmak zorunda kalmıştı. Anadolular ev sahibi gibi yere oturmuş, kanepeleri endüstrililere vermişlerdi. Minho herkes yerleşince -biz bunu yaparken kendisi kapıda durmuş bizi izliyordu- alkış tutarak dikkatleri üstüne çekti.

"Beyler dövüş kulübüne hoş geldiniz." Ortak grubun ismine gönderme yapması herkesin gülmesine neden olmuştu. Hatta Changbin'in hafifçe sırıttığını görmüştüm. En nihayetinde ismi koyan kişi oydu.

Samimileşmek için araya girerek, "Beyler mi? Alındım şu an," dedim. Bunu dedikten bir saniye sonra pişman olmuştum. Çok mu samimi olmuştu? Benden soğurlar mıydı?

benim okulum seninkiyle kapışır ✏ hyunlixWhere stories live. Discover now