3.4

59 7 23
                                    

Kendimi acındırmak değil amacım.
Anlaşılmayı da beklemiyorum artık.
Zaman geçtikçe çünkü,
etim kemiğinden sıyrılıyor adeta.
Kendi kendimi bitiriyorum.
Canımı yakıyorum.
Dizlerim kanıyor,
pansuman etmeyi ihmal ediyorum,
çünkü alışıyorum.

Eskisi gibi neşem yokmuş diyorlar.
Eskisi kadar zevk vermiyor alışkanlıklar.
Aynadaki yansıma yabancı birine ait.
Davranışlarım bile benim değil gibi.
Tanıyamıyorum kendimi.

bölüm 0.7
yazardan.

Günlerin hızlı geçmesinden yakınan çocuk bile bazı geceler çabuk bitsin ister.

Sigaranın ucunu alevlendirir, kapşonunu çeker kafasına. Kötü çocuk imajı çizmek için değildir bu hareketi onun lügatında. Yalnızca fark edilmemek ister ışıklar üstünde olmadığı zamanlar çünkü o kadar göz önündedir ki çoğu zaman, bazen karanlıkta bile ışık tutacaklar sanar ve ödü kopar hep. Işıktan ürker bazı çocuklar. Bu yüzden geceleri zifiri karanlıkta uyurlar.

Hâlinden yakınma gibi bir seçeneği yoktu yalnız çocuğun. Memnundu hayatından esasında çünkü istediği her şeyi vardı onun. Onu seven bir ailesi, arkadaşları, başarıları, güzel yüzü, yapılı bedeni, imaji... Tatminsizlik değildi belki ama bir şeyleri başaramayınca dibe vururdu. Sonra bir el uzanırdı oradan bir yerden, tutardı elinden ve çekerdi dipten. Işığa kavuştururdu onu.

Ama dipte de yaşamalı insan kimi zaman. Çünkü hayatta bazen elinizi tutmazlar.

Dudaklarına yaklaştırdığında sigarayı ve çektiğinde içine aslında bunu yapmaktan nefret ettiğini biliyordu. O nedenle her seferinde tereddüt edercesine yapıyordu bunu. Belki bir duman kaplar etrafını ve görmezler onu. Çünkü o çok yoruldu. Yanlış anlaşılmaktan, ön yargılardan, uzaktan baktıklarında ona ve âşık olduklarında, açılmaya cesaret bulan kızları reddettiğinden devamlı aslında çoğunun gözünde değeri küçülüyordu ve masalarında adının geçtiğini orada olmasa dahi biliyordu.

Hayır, gizlenmek istemiyordu insanlardan. Sadece anlamıyorlardı onu ve anlamaları için çırpınmayı bırakmıştı genç adam.

İnsan ne yaşattıysa onu yaşarmış derler. Biraz önce aylar sonra bulduğu cesaretinin parçalarından bile eser kalmamıştı hoşlandığı kızdan red yiyince.

Yalnız kalmak istemişti bir iki çocuğun top peşinde koşturduğu bir parkta. İlerideki salıncakta kapşonlu bir kız sallanıyordu ve birkaç kişi daha.

Biraz önce kendini gizleyen, lifeblood adı altında onunla konuşan kız ile mesajlaşmıştı. O söylediği için gelişmemişti sevdiği kıza açılma fikri. Bu gece, tüm cesaretini toplamıştı nihayetinde ama son beş dakikadır bu cesaret söndüğünden kendini kenara fırlatılmış herhangi bir eşya gibi hissediyordu. Kırılmıştı. İnsanların görmezden geldiği en büyük şey hayatında buydu. O kırılamaz bir biblo gibiydi başkalarının gözünde. O ise kırıkları içine atardı ve gün geçtikçe kırıklar daha çok batardı.

Ve o kız bile anlamıyordu onu. Biraz önce, "Kötü gecelerde iyi hissetmek için ne yaparsın?" diye sohbeti başlatmıştı ve son mesajlara bakılacak olunursa kendisine kırılmıştı kız. Genç adam sıkkınlıkla çenesini ovalamıştı ve sohbet ekranına bakarken boynundaki kolyesiyle oynamaya başlamıştı. "Hiçbir şey," diye cevap vermişti ardından ve bu kesinlikle yalan değildi. Hiçbir şey. Şu an hiçbir şey yapmıyordu.

Lifeblood | Texting Where stories live. Discover now