2. BÖLÜM ÇIKMAZ SOKAKTA...

65 49 2
                                    

Hayatımızda bazen keşke bu an hiç olmasaydı keşke bu gün hiç uyanmasaydım keşke bu gün hiç yasanmasaydi dediğimiz günler vardır ya işte bende o günlerin en felaket en şaşkın ve en korkutucu gunundeyim sanki.. Bağırmak istiyorum ya hani hiç sesimiz çıkmaz aynen o şekilde hissediyorum kendimi çıkmaz sokakta...

Fotoğraflar önüme sacildiginda hem korkudan hem de şaşkınlıktan küçük dilimi yutmuştum sanki. İlk defa kendimi bu kadar heyecanlı hissediyorum ilk defa bu kadar şaşkınım ilk defa birinin beni izlediğini her halimi gozetledigini düşünüyorum.

Fotoğrafları karıştırdım ve içinde bi not vardı açmaya korktum çünkü üzerinde bi kar tanesi amblemi vardı. Hemen "Cenk abiii." diye bağırdım öyle bi bağırdım ki kulaklarımı bı ugultu kapladı kendi sesinden korktum o an. Kapının tam olarak dizlerimin dibine düşmesiyle Volkan abinin kapıyı omuzuyla kırdığını anladım.
Hemen yanıma gelip dizlerinin üzerine çöktü ve yüzümü avuçları arasına aldı. Okadar zamandır birlikteydik ki artık amcam yerine geçmişlerdi her ikiside.

Cenk abi tam bi karizmaydı. Altın sarısı saçları ve beyaz tenli yüzü neredeyse kusursuzdu. Neredeyse diyorum çünkü ben daha küçükken birlikte resim yapıyormuşuz ve ben kalemi onun yanağına saplanmışım ufak bişey gibi ama tek kusur yüzünde o. Hele birde siyah takım elbise giydikten sonra siyah camlı bir de gözlük taktimi adam olay oluyordu. Volkan abiiii o benim prensesim hayır şakasına söylemedim gerçekten prensesim çünkü ben 10. sınıftayken annemin davası olduğu için benimle bale gösterisine gelememisti ve bende Volkan abiye kizlar için olan bale kıyafetini giydirmiştim. Aramızda kalsın o gün cektirdigimiz bir resim vardı ve Volkan abi onu yaktı ama yakamadı çünkü ben onun bu kopyasini çıkarmıştım hala gizli çekmecemde duruyor ama simsiyah saçları ve okyanus mavisi gözleriyle resmen kızlara ateş ediyor ve tabiki 3 tane kızı aynı anda idere etmişliği bile oluyor.

Volkan abi;" Tamam tamam noldu? Geçti geçti bitanem noldu söyle bana masanın üzerine mi düştün? Masayı kırarım. " dedi ve gerçekten masayı bı eliye kaldırdı. Cenk abi hemen "oğlum yapıyorsun bırak kafayı mı yedin" dedi ve Volkan abi ne yaptığını yeni idrak ediyormuş gibi masayı birakti. Cenk abi hemen "kraliçem noldu söyle bana "dedi. Bende konuşmadığım için fotoğrafları işaret ettim. İkisi de ellerine birer düzine kadar aldılar ve benim hep sakinligine imrenerek baktığım Cenk abinin alnının ortasında bir damarın belirdi sinirlenmişti hemde çok sinirlenmişti. Boynundaki damarlar sanki kalbi boynunda atıyormuş gibiydi.
Volkan abi;

-Sikerim lan bu ne lan amına koyduklarım oruspu çocukları sizin ben yedi sülalenizi ölünüzü dirinizi yedi ceddinizi soyunuzu sopunuzu, diye küfretti ve benle göz göze geldiğinde sustu.
Cenk abi ;
- Ada bunlar nereden geldi, diye sordu.
Öyle korkutucu bir sesle soylediki bir an bütün bu yılları bizim birlikte yaşamadığımızı ve yabancı birinin karşısında olduğumu sandım. Hemen ardından Cenk abi yerdeki diğer fotoğraflara dikkatli bir şekilde bakı ve bana döndü sanki sonra hayatının şokunu yaşıyormuş gibi tekrar döndü ve yere baktı. Hemen zarfı aldı ve bana" Kar tanelerini sevdiğini kimseye söyledin mi ?" diye bağırdı. Volkan abi de onu itti ve "Yavaş lan gerizekalı nasıl davranıyorsun kiza?" diye sordu. Cenk abiye çok kırılmıştım şuanda beni teselli etmek yerine bana bağırıyordu hayatımda ilk kez bana bağırıyordu yüzüne kalem sapladiginda bile onu ilk defa ağlarken görmüştüm bana bağırmamıştı ve şimdi bağırıyordu.

"Özür dilerim tatlım özür dilerim çok öz."dediği anda "Cenk abi dışarı çıkar mısın?" dedim ve yıkıldığını gördüm ama bana bağıramazdı bağırmamalıydı. Bana doğru bı adim attı ve Volkan abi git dercesine ona baktı ve Cenk abi duvara bı yumruk attı ve ben şok içinde kaldım çünkü duvarda koskocaman bir delik ve kan lekesi oluştu peşinden gitmek istedim ama o gücü kendimde bulamadım.

Volkan abi zarfı açtı ve okunmaya başladı. Okudukça gözleri kan toplamaya başladı o okudukça benim başım dönmeye başladı o okudukça benim midem bulanıyordu.

Yıllarca kimse bizim evimizin yerini bilmezi bilmemeliydi. Kimse benim sevdiğim yemeği bilmezdi bilemezdi. Kimse doğum tarihimi bilemezdi bilemezdi. Neden çünkü küçüklüğümden beri bu kurallar aklıma sanki yargı kanunları gibi koyulmuştu. Yaşam amacı gibi önemliydi benim için.

Volkan abi bana montumu almam gerektiğini neler yapacağımı ve kesinlikle tuvalet ihtiyacımı gidermemi söylerken kendisi de yatağımın üzerinde duran son model tolefonumu aldı hattımı çıkarmaya çalıştı ve cikaramayinca alt kata indi ben de bu arada altıma siyah termal tayt üzerime siyah ve onun üzerinde mavi büyük bir kar tanesinin bulunduğu bir sweatshirt altıma siyah asker botlarımı giyindim ve aynanın karşısına geçtim hakikaten çok güzel olmuştum yüzüme rasgele bir pudra sürdüm dudaklarıma da rastgele bı ruj aldım ve şansıma glossdu. Kirpiklerine biraz rimel sürdüm ve arasında gri ve mavi renk geçişleri olan saçlarıma hiç karismadim çünkü yandan ayrılmıştı ve az olan kısmı üç tane örgü yapılarak toplanmıştı. Volkan abi odaya bir çekiçle girince şaşkınlıktan ağzım açık kaldı çünkü yere diz çöküp telefonumu kırmaya başladı. Ama o kırdıktan sonra beni hiç önemsemeden" Hadi gidelim" dedi ve bende sorgulamadan çıktım. Evin etrafında kötü bir benzin kokusu vardı ve ben de etrafa bakıp bu kokunun nereden geldiğini anlamaya çalışıyorken Cenk abi elineki bidonla göründü. O anın şokuyla ağzım beş karış açık kaldi. Siyah bir kot pantolon üzerine siyah vücudunu saran siyah bir atlet giyinmişti. Siyah asker botlariyla tam bir karanlık adama dönüşmüştü. Bilirsiniz mafya gibi işte.
Cebinden sigarasını ve çakmağını çıkardı bir tane kendine yaktı ardından çakmağı eve doğru attı ve bir anda heryer alev alev yanmaya başladı. Şaşkınlıkla izledi olan biten herşeyi sonra da Volkan abi başka bir sigarayı da bana uzattı normalde asla reddetmeyecegim sigaragi elinden alıp yere attım ve "Ne oluyor lan bu ne lan bu ne. Ne yapıyorsunuz siz evi niye yaktınız. Siz kimsiniz siz nasıl. Ya aklımı kaçırıcam ne oluyor bana anlatın." diye bağırdım. Cenk abi bana cevap vermeden yerdeki deri ceketini alıp giyindi ve bana da hangi ara aldığını bilmediğim siyah krop deri ceketimi uzattı sorgulamadan elinden aldım ve hemen giyindim. Karşıda duran Cenk abinin 4 çarpı 4 olan arabası kasaliydi ve dozer lastikleriyle tam bir dev arabaydi ve simsiyah rengiyle de tam olarak milyarder arabalarına benziyordu. Sorgulamadan arabaya doğru yürüdüm ve ben arka koltuğa oturdum. Onlar da sonra aralarında bir şey konuşup arabaya doğru ilerlediler.

Neler oluyordu hayatım ne yöne doğru gidiyordu hiç bir fikrim yoktu yaşayıp görecektim. Şimdi hâlâ benimle misiniz??

BEN, GECEM VE KARWhere stories live. Discover now