ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

15 2 0
                                    

Merhabalar.

Üçüncü bölümle sizlerleyim. Umarım hayatınız ben yazdıkça iyileşen kalbim gibi sizin de kalbinizde güzellikler açtırır. Sizlere iyi gelir. Benim için farklı bir yeri olan Ebrar ve Ömer'in hikayesini umarım sizlere aktarabilir ve hissettirebilirim. 

Yalın: Keyfi Yolunda Aşkı Sonunda 

Bu şarkıyı her duyduğunuzda Ebrar ve Ömer'i hatırlamanız dileğiyle. Çünkü ben dinledikçe ikisi de şen şakrak oluyorlar. 

Destek ve sevginizi temenni ederim.

İyi okumalar. 



3. BÖLÜM

Küçükken Adana'daki akrabalarımız bize geldiğinde arasında sevmediğim mutlaka birkaç kişi olurdu. Mesela Gülümser halam vardı bir tane. Avanak oğlu ve şımarık kızıyla her ara tatilde bize gelirlerdi. Bir hafta boyunca benden iki yaş büyük oğlu kendi ortamına salınmış gibi sadece geceleri eve gelirdi. Bu iyi yanıydı. Ama kötü yanı Gülümser halamın bizim evde hakimiyet kurmasıydı. Annem pek sevmezdi ama babamın akrabası olduğu için tahammül ediyordu.

Bu arada da Adanalı olduğumu söylemiş miydim size?

Geçen ara tatilde geldiklerinde Gülümser halamın benden iki yaş küçük kızı Tülay sanki salonda yatacak yer yokmuş gibi benimle aynı odada kalmıştı. Bundan bir sorun yoktu ama bu kuzen bozuntusu yer yatağını beğenmediği için benim yatağıma yatmıştı. Ben ise yer yatağında. Yatağımla bakışa bakışa geçirdiğim bir hafta bittiğinde iyice elden geçirdiğim yatağıma sonunda kavuşmuştum.

Sanki yatağımda yattığı yetmezmiş gibi benim arkadaşlarımla da yakın olmaya çalışırdı. Ben evimde ki ailemi paylaşmazken arkadaşlarıma yanaşması son nokta olmuştu.

Kızları bizim eve sokmuyordum. Ağabeyim o sıralar işi için şehir dışındaydı zaten. Tam kafam rahatladı derken bu sefer de sürekli dışarı çıkartmam için beni sıkmaya başlamıştı.

Peki ben ne yaptım? Onu bir kafeye götürüp biraz takıldıktan sonra dışarıda gezerken ona çaktırmadan ortadan kaybolmuştum. Akıllı evden çok uzağa bir yere getirdiğimden bir de otobüse binmekten korktuğundan eve yürüyerek gelmişti. Çünkü o sırada onu arabayla alacak kimse yoktu.

Olayın iç yüzü anlaşıldığında annemler benimle Tülay'ın yanında kavga etmişlerdi. Onun yanında azar işitmek zoruma gitse de ertesi günü hazırlanıp Adana'ya geri dönmeleriyle konuyu onların gitmesiyle bizim evde kapanmıştı.

Kızım sen Adana'dan gelmiş olabilirsin ama ben de oranın en delikanlı adamının küçük Adanalı kızıyım. Sen hayırdır?

"Babaların babası, benim yakışıklı babam." Babamın yanağına sulu bir öpücük bırakıp kahvaltı yapan babamın karşısına oturdum. Babam bu halime gülümsedi.

Severdim babamı. Hala da severim. En çok beni severdi çünkü. Mesela çok büyük bir ortak yanımız vardı. Ağabeyimi ikimizde sevmezdik çünkü.

"Hayırdır kızım, para mı isteyeceksin?" Babamın bu dediğine alınmış gibi yapıp başımı omzuma yatırdım.

"Ben ağabeyim miyim baba? Aşk olsun." Çatalıma uzanıp domatese batırdım. Ağzıma yollarken annem çaylarımızı önümüze koyup yanımıza oturdu. "Sadece sana olan sevgimi göstermek istedim."

"Oğlumun neyi varmış kız. Bu evde senden başka para isteyeceği zaman babasına yalakalık yapan var mı?" Oğulcu kadın!

"Hülya hanım. Ben de senin kanındanım. Beni böyle savunmuyorsun." Ağzımda ki lokmayı yutup anneme baktım. "Hem koca adam olmuş ağabeyim bir zahmet artık harçlık konusunda bana ortak olmasın."

ÜZERİMİZE DÜŞEN GÖLGELERWhere stories live. Discover now