26. BÖLÜM

2.4K 175 92
                                    

Herkese selam. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Yeni bir bölümle geldim.

Panoda 3 hafta boyunca ortadan kaybolacağımı ama 3 bölümü de ardı ardına atacağımı söylemiştim ama benim kararsız kişiliğim bundan vazgeçti. Çünkü bölümleri yetiştiremedim. Günü gününe atacağım. Haberiniz olsun.

Lütfen oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Yorumlarınız yazma isteği uyandırıyor.

Keyifli okumalar.

______________________________________

Çalan alarmla beraber gözlerimi açtım. Odanın içine baktığımda her yer karanlıktı. Cihana baktığımda ise yüz üstü yatıyordu. Yatakta doğruldum, kendime gelmeye çalıştım. Uyku sersemliğimi üzerimden atınca Cihana seslendim.

"Cihan hadi uyan namaz geçmesin." Diyerek kolunu dürtükledim. İlk seslenişimde gözlerini açtı. Bu huyunu seviyordum. Beni hiç yormuyordu hemen uyanıyordu.

"Günaydın güzel cennet kokulu karım." Diyerek sırt üstü yattı. Tek kaşımı kaldırarak baktım. "Bugün keyifler yerinde anlaşılan. Hayırdır?" Bakışlarını bana çevirdi.

"Seninle uyandığım hergün keyfim yerinde karıcım." Diyince yüzümdeki aptal sırıtmaya engel olamadım. "Hadi kalkalım." Hâlâ ondan utanıyordum. Bu yüzden ister istemez kaçıyordum. Eskisi kadar değildim tabi. Bazen böyle ani iltifatlarda kızarıyordum. Alışkın değildim sonuçta.

Ayağa kalktım ve banyoya giderek abdest aldım ve odaya girdim. Cihan da abdestini diğer banyoda almış olacak ki saçı ıslaktı. O seccadelerimizi sererken bende namaz elbisemi giydim. Birlikte namazımızı kıldık. Duamızı da yaptıktan sonra seccadelerimizi kaldırdık.

Bugün kuran okuyacaktım o yüzden uyumayacaktım. "Uyumayacak mısın?" Diye sordu. Giyinme odasının kapısından bana bakarak. "Hayır uyumayacağım. Bugün kuran okuyacağım." Kafasıyla onayladı.

O üzerini değiştirirken bende kuranımı aldım ve aşağı kata indim.

Oturma odasına gittim ve koltuğa oturarak kuranımı okumaya başladım.

"...sadakAllahülazim"

Kuranımı bitirdiğimde hemen yüksek bir rafa koydum. Üzerimdeki namaz elbisesini çıkarttım. Saçımdaki tokayı çıkarttım ve kumral saçlarımı saldım. Saçlarım ne uzun ne kısaydı. Omuz hizmın biraz daha altında bitiyordu.

Cihanın sesleri spor odasından geliyordu. Merakla spor odasına doğru yürüdüm. Kapıyı yavaşça açtım. İçeriye girdiğimde Cihanın üst kısmı tamamen çıplaktı. Altında ise siyah bir eşofman vardı. Elindeki ağırlıkları kaldırıyordu.

Utançla arkamı döndüm. "Ç-çok pardon. Müsait olmayacağını düşünmemiştim."

Gerçekten müsait olmayacağını düşünmüyordum o yüzden direk kapıyı çalmadan odaya girmiştim.

Arkamdan gülme sesi duyduğumda kaşlarım çatılmıştı. Neye gülüyordu bu?

Adım sesleriyle Cihanın yanıma geldiğini anladım. Arkamı döndüğüm için yüzünü göremiyordum. Tam arkama geldiğinde kokusunu rahatça alabilmiştim. Gerçekten çok güzel kokuyordu. Hangi parfümü kullanıyordu acaba?

"Müsaitim ben." Dedi. "Emin misin?"

"Evet gayet eminim. Arkanı dönebilirsin." Arkamı dönebileceğimi sanmıyordum çünkü eğer onu tekrardan görürsem kalbime hakim olamazdım. Zaten şimdi yeterince çok atıyordu.

TahassürOnde histórias criam vida. Descubra agora