10. Yüreğime Batan Taş (+18/ Biraz 🔥)

1.9K 18 1
                                    

Yeni bölümdür. Daha önce bu bölümü okumadınız. Yazmayı az önce bitirdim. Düzenlenmiş bir bölüm değildir.

Bölümü kontrol ettim. Fakat Wattpad'e yapıştırdığımda umarım kelimeleri birleştirmemiştir. Wattpad'den kaynaklı bir hata olursa yazım yanlışları için onu suçlayın. Ben devam bölümlerini halledene kadar güzelce okuyun, sindirin ve bu bölümü de çok sevin. Özlendiniz.

Yorumlarınızı özledim. Bol bol yorum yapın.

Uzun zamandır ilk kez bu kadar huzurlu, bu kadar mutluydum. “İçim içime sığmıyor.” dedikleri sözün ne olduğunu artık gerçekten anlıyordum. Uzun bir zamandır beni tutsak eden karanlık, sanki kaybolmuştu. Özlemini duyduğum güneş, bu sabah üzerime doğmuş gibi hissediyordum. “Sonunda.” diye düşündüm. “Sonunda güneş benim için de doğuyor.” 

Özgür hissetmemin sebebi neydi, bilmiyordum. Ancak özgür hissediyordum. Zihnimde her gün yer edinen acılarım, geçmişim ve diğer pek çok şey, sanki hiçliğe karışmıştı. Ben de bunun mutluluğunu yaşıyordum. 

Kollarında uyuduğum adama baktım. Beni sarıp sarmalamıştı. Onun yanındayken, geçmişimin esaretinden kurtulduğumu hissediyordum. Ancak bu sefer de hapsolduğum yeni hapishanem geçmişim değil de Yetkin’in kolları olmuştu. Gerçi yıllar süren vicdan mahkûmiyetimden sonra, Yetkin’in kollarında olmak, hapisteymişim gibi hissettirmiyordu. Tuhaf bir şekilde onunla olmak özgürlüğe giden bir yolmuş gibi görünüyordu. 

Dün bana inanılmaz iyi hissettiren bu adama karşı borçlu hissediyordum. Bir şekilde bugün ruhsal bunalımlarım yüzünden kötü hissetmiyorsam sebebi bu adamdı. Bana özel hissettirdiği için ona minnettardım. Ona her şeyin en iyisini vermek istiyordum. Bunu nasıl yapacaktım, bilmiyordum. Ancak bir gün Yetkin’e en güzel şekilde teşekkür etmemin bir yolunu bulacaktım. O güne dek yapabileceğim en iyi şey işlerini kolaylaştırma da yardımcı olmaktı. Belki onun sabahları yaptığı gibi bir kahvaltı hazırlayabilirdim. En azından bunu yapabilirdim.

Genç adamı uyandırmadan sessizce kalktım yataktan. Giyinmekle uğraşmak yerine üzerime bir sabahlık geçirdim. Zaten duştan çıkınca direkt uyumuştuk. Saatlerce uzandığımız için de tekrar banyo yapma gereği görmedim. 

Keyifle mutfağa gittim. Yetkin’in hoşuna gideceğini bildiğim şekilde serpme kahvaltı hazırladım. Ben masayı donatırken, Yetkin’in beni izlediğini fark ettim. Çoktan uyanmış ve aşağı inmişti. Hangi ara gelmişti, anlayamadım. Hareketleri çok çevikti, sinsice yaklaşsa yine de duymazdım sanırım. 

Verdiğim tepkiye irkilmek demeyelim de şaşırmak diyelim. Genç adamı arkamda beni izlerken görünce şaşırdım. Bir açıklama yapma ihtiyacı hissettim. “Her sabah sen hazırlıyordun kahvaltıyı. Bu sabah ben hazırlamak istedim.” dedim. 

Her zaman hoşuma giden derin gamzelerini göremedim. Bunu uyku sersemliğine verdim. Üstelik bu kez ona iş düşürmemiştim. Bu durumu yadırgamış olabilirdi. Çünkü sabahları beni mutfakta görmeye alışık değildi. İlk kez bir şey hazırlayan bendim. 

Ona sarılmak için yanına gittim. Bir tepki verir umuduyla “Beğendin mi?” diye sordum. Ona sokulduğumda bir şey söylemediği gibi sarılmadı da. Sonra tepkisizliğinin farkına varıp başıma bir öpücük kondurdu ve masayı işaret ederek “Bunu neye borçluyuz?” dedi. 

Sadece “İçimden geldi.” demekle yetindim. Belime sarılan genç adam sandalyelerden birine oturarak beni de kucağına çekti. Hazırladıklarımı beğenmesi gerektiğini düşündüm. Beğenmemiş miydi? Neden bir kusur arar gibi bakınıp duruyordu bu adam? Endişeyle “Beğenmedin mi?” diye sorma ihtiyacı hissettim. 

Cesur ve Güzel (+18)🔥🔥🔥Where stories live. Discover now