"Benden hoşlanmadığını sanıyordum"
"Ben de öyle sanıyordum."
Keskin hareler parıldadı,içindeki ihtiras ateşi kaybolduğu yerden yeniden doğarken bir kaç dakika önce ince dudaklarında hissettiği o pamuksu dokunuşu hatırladı.Hayatında ilk defa tadıyordu böyle bir şeyi,dudaklarına yapılan istekli bir dokunuşu ve o dokunuşun nezaketinin verdiği sevgiyle harmanlanmış zevki.Bunun ne olduğunu bilmiyordu.Sadece algıları anı çözümlemeyi bırakmış ve sadece bir kaç dakika önceki o hissi tekrar yaşamak istiyordu.
"Öyleyse tekrar yap"Sarışın mahçupça eğdiği başını kaldırdı,küçük gözlerini galaksilerle birleştirdi.Az önce yaşadığı,karşılık almadığı öpüşmeden olsa gerek mahçubiyeti algılarını kapatmıştı.
"Neyi?"İçinde keşfe çıkmak istediği galaksiler yıldızlarını söndürdü,yerini karanlık sisler kapladı ve bakışları dolgun dudaklara doğru yavaşça indi.
"Az önce yaptığın şeyi"Minik gözler tekrar parıldadı.İçindeki ateş tüm bedenini ele geçirirken dudakları hafif kıvrıldı ve tüm utancını bir kenara bırakıp parmak uçlarında yükseldi,minik parmakları iri olanın zincir kolyesine dolandı ve kendine çekip hırsla ince dudaklara saldırdı.
Normalde bu kadar vahşi ve görmemiş değildi.Aksine genelde insanlara karşı dokunuşları hep nazik ve bir o kadar kontrollüydü.Ama bu adama karşı bir şeyler farklıydı.Onu ilk gördüğü andan beri duyduğu hayranlık aylarca içinde minik kıvılcımlar oluşturmuş ve şimdi bu son kabullenişle bir volkan gibi taşmış olmalıydı.
Ona aylardır duyduğu arzu, saatlerce kafası suda kalmış bir insanın kafasını çıkarıp özgürlüğe kavuşması gibi bir hisle vuruyordu dışarı.
Aylarca kabullenmediği tüm duygular gün yüzüne çıkıyor ve dolgun dudaklarında hissettiği bu nemli doku sayesinde içindeki ateşi harmanlayıp tüm uzuvlarını ihtiyaçla yalvarttırıyordu.
İnce dudaklar da onunla aynı olmasa da bir o kadar vahşi ve onun profesyonelliğinin aksine epey beceriksizceydi.Evine getirdiği çoğu insanı görmeseydi bunun onun ilki olduğunu düşünebilirdi bile.İlk defa böyle bir anı yaşıyormuş gibi titreyip,heyecanlanması bir de üstüne parayı yeni bulmuş bir adamın eline attığı her şeyi görgüsüzce satın alması gibi dudaklarını böylesine kontrolsüzce hareket ettirmesinin başka ne açıklaması olabilirdi ki?
İnce dudaklar gereğinden fazla çaylak ve beceriksizce hareket ederken dolgun dudaklar profesyonelliğini korumaya devam ediyordu.
Nefesi uzun süredir bu adamın dudaklarında hapsolduğu için minik elleri titremeye başlamıştı bile.Titreyen parmağını zincire daha çok doladı ve ince dudaklara daha da bastırdı kendini.
Bu sırada Jungkook,kolyesinin çekilmesine daha fazla karşı koyamamış ,ki karşı koymak için bir çaba gösterdiği de söylenmezdi,bedeni sarışının çekimine bir köle gibi hizmet ederek içeri girdi.
İri eller tatlı beli buldu,ayakları, bu ana herhangi bir ses veya kişinin engel olabileceği ihtimalini barındıran kapıyı arkadan sertçe itti.
Artık şu minik evde yalnızca o ve sarışın vardı..
Kapı sesi tüm koridorda yankılandı ve bu ikisinin de şu an tek başlarına oldukları gerçeğini yüzüne vurmuş unuttukları tüm gençlik fantazilerini zihinlerine doluşturmuştu.
İkisi de otuz yaşlarına yaklaşmış,hayatında gerçek zevki tam anlamıyla tatmamıştı.Jungkook oldu olası zevklerine düşkündü ama Jimin için aynısı söylenmezdi.
Jimin hayatı boyunca zevklerine,eğlencesine değil yalnızca yaşama çabasına odaklanmış bir tıp öğrencisiydi.Okuduğu bölümden olsa gerek hayatı eğlenceye vakit ayıramayacağı kadar dolu ve hareketliydi.
Ama şimdi bu adam karşısında ilk defa kendi için bir şeyler yaptığını hissediyordu.Gün yüzüne çıkarmadığı utanmazlığı bu adamın ince dudaklarının arasında gömüldüğü yerden çıkıp arzularıyla harmanlanıyordu.
İnce tişörtü pantolonunun içinden çekildi,yerini soğuk iri ellere bıraktı.
Narin bedeni bu temasla ürperirken,kendi kolları da dövmelinin boynuna sarmalandı.
Aynı anda Jungkook,narin bedeni tam yanlarındaki kolona çarpmış ve sırt acısından kaynaklı bir inilti kazanmıştı.
Bu inilti bir süre dolgun dudakların kendisinden ayrılmasına sebep olurken şimdi dakikalardır almayı unuttukları nefesi birbirlerinin tenini yakarak yüzlerine üflüyorlardı.
"Gay olmadığını sanıyordum"Sarışının ateşli bir şekilde verdiği nefeslerinin arasından çıkan kelimeler algılarını birbir uyandırırken cevap verdi
"Ben de öyle sanıyordum"Dolgun dudaklar yapılan göndermeye sevinçle kıvrıldı,yamuk dişleri öpüşmekten kızarmış pembelerin arasında parıldadı.
İri eller, sarışının bir sonraki hamlesine tahminle çıplak beli daha da sarmaladı ve tahmininin gerçekleşmesi çok uzun sürmeden dolgun dudaklar tekrar hırsla incelikleri ile buluştu.
Minik kollar boynunda kendini teslim eder gibi daha çok dolanırken Jungkook,bu minik adamı duvardan ayırıp hırsla salona doğru yöneltti.Dili ve dudakları ise yıllardır aç kalmış bir aslanın vahşiliğine sahipti bu da vahşi bir görgüsüzlükle hareket ettirdiği dudaklarından, ağzındaki suyu kontrol edememesinden kaynaklı olacak ki, su çenesine doğru akıyor dolgun dudakları ve çevresini de kendi dudak çevresine yaptığı gibi adeta yıkıyordu.
Çılgın bir sabırsızlık vardı gömdüğü yerden fışkıran arzularında.Bu da hareketlerine yansımış ve gereğinden fazla hızlı,vahşi bir açlıkla adeta sarışına saldırmasını sağlamıştı.
Sarışının ise bu durumdan memnun kalmadığı pek de söylenmezdi.Her ne kadar dövmeli gibi bir vahşiliğe sahip olmasa da o da hemen bir çarşafın üstünde saatlerce becerilmeyi isteyecek kadar sabırsız ve açtı.
İri eller aynı hırsla belinden kalçalarına indiğinde kendisi de ona uyum sağlamaya çalışıyor ve geriye doğru adımlayarak bu temasların verdiği sarhoşluktan dolayı hemen bedenini yaslayabileceği bir dayanak bulmaya çalışıyordu.
Dövmeli de onunla aynı durumda olacaktı ki o da bir an önce sarışını yatırabileceği veya yaslayabileceği herhangi bir alan bulmak için tuttuğu narin bedeni vahşice itmeye devam ediyordu.
Dolgun kalçalarının dövmelinin iri avuçlarında ezildiğini hissettiğinde daha fazla dayanamadan kendini geriye doğru bıraktı.Bunu yaparken o kadar bilinçsiz ve çılgındı ki adımları yalpaladı ve yerde duran mumluklardan biri ayağına çarparak devrildi.
Aynı anda bedeni geriye doğru düşmüştü ki iri eller anında buna engel olup sertçe kavramış ve narin bedenini sertçe yanlarındaki bir diğer duvara çarpmıştı.
Jimin tekrar inledi ve iri ellerin tişörtünün altına sızdığını hissetti.Az önce tattığı acıdan olsa gerek algıları dağıldığı yerden toparlandı ve bedeni aynı uyumla gevşedi.
Çıplak belinde hissettiği elin üstüne minik ellerini yerleştirirken ayrıldığı dudaklara tekrarı olmasın diye parmaklarını yerleştirdi.
Bu sırada Jungkook nefes nefese kaldığı bedeni ve ağzından vahşi bir hayvan gibi akan tükürük ağlarıyla birlikte iri gözlerini minik parıltılarla sorgular gibi birleştirdi.
Bu sırada tatlı,kıvrımlı belde parmaklarının hareket etmesini engelleyen minik elin onu yönlendirmesine izin vermiş ve nereye yönlendirdiğini anlamak için bekliyordu.
Minik avuçların yönlendirdiği elleri sonunda durağını bulmuş narin tenindokusuyla birlikte şimdi tekrardan tatlı kalp atışlarını iri avuçlarının altında hissediyordu.
İnce dudaklarındaki bir diğer minik elin dokunuşu yanağına doğru kaydı ve izi kalmış yara izini nazikçe okşadı
"Önce beni haket"×××
Vay be..Millet JEON boyunca ilk defa bir bölüme özendim.Ve buna ben de çok şaşkınım.Tamam çok özenememiş olabilirim ama en azından diğerleri gibi taslak yapıp bırakmadım bu sefer.Her neyse umarım bölümü beğenmişsinizdir.Yakın zamanda(umarım)yeni bölümde tekrar görüşmek üzere.Hoşçakalın:)🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JEON
Fanfiction"kalbini duymak istiyorum..Çünkü onu yiyeceğim" Jeffrey Dahmer'in gerçek hayat hikayesinin KookMin'e uyarlanmış halidir. ❗+18 ❗Mide bulandırıcı sahneler vardır ❗şiddet,kan,korku ❗Ağır smut UYARI:Gerçekten kaldırırım diye bir cesarete girip sonra ka...